2564
aldığı tepkilerden etkilenip yılma noktasına gelmesine üzüldüğüm değerli insan ve yöneticimiz.
bu memleketin ortalama i,q. sü 89, eğitim ortalaması orta iki,( eğitim kalitesi de düştüğü için zaten üniversiteler vasat adam yetiştiriyor) internete giripte twitter yazıyor olmak kimseyi de daha akıllı, sağduyulu ve eğitimli yapmıyor. ama ne yazık ki , vasatlık artık ortak payda olduğundan üstüne bu cehaletin getirdiği müthiş bir altı boş özgüven çıktı ortaya.
burada ve sanal ortamda transfer ile ilgili eleştiren herkes daha sağduyulu/seviyeli/eleştirel görünen permanent dahil külliyen hatalıdır. neden? çünkü transferin son gününe kadar beklemeden şımartılmış, arsız çocuklar gibi veryansın etmeye başladılar. yöneticiler defalarca kere dile getirdi, geçen yıl benzer transfer dönemi yaşadık, yazdık, dedik, bekleyin yahu bekleyin. geçen transfer döneminde de gördüğünüz, galatasaray, sınırlı bütçesine rağmen takımın kalitesini yükseltmek için böyle birçok olası oyuncunun aktif transfer dosyasını açık tutup fiyatı düşeni almayı (son ana kadar) almayı planlayan bir transfer stratejisi izliyor. bu algılaması düşük yığın, oyuncu almayı marketten alışveriş yapmayla karıştırıyor. “ hanım listeye makarna yazdığında ben hemen gidipte reyonundan makarna alıyorum fiyatına bakmadan, dolayısıyla 8 numara lazımsa erden timur da hemen gidip 8 numara almalı” . aferin zeka küpü, çözmüşsün sen bu bütün transfer olayını!!!. iddia ediyorum, eğer erden timur kalırsa, önümüzfeki transfer dönemi, aynı güruh aynı tepkileri gene gösterecek. çünkü okumuyorlar, dinlemiyorlar, analiz etmiyorlar, öğrenmiyorlar, anlamıyorlar, sadece güdüsel olarak sosyal medyada tepki gösteriyorlar. çünkü deşarj olup yapay bir şekilde kendilerini önemli hissetmek için takım tutuyorlar.
yapız sabuncunun yazdığı, ali koç’un kanka olduğu lazio’dan, mirsad’ın menajerliğini yaptığı vecino’nun, galatasaray’a olası transferini tepkilerle önlediğini falan zanneden bir kitle var. inanılır gibi değil. bana göre elde sadece fenerlilerin algısına mal gibi atlayan bir kitle var. madem bu kadar etkilisiniz birleşin, türkiye’deki enflasyonu, göçmen sorununu falan twitlerle halledin.
erden timur’a da seslenmek isterim. bu tepkilere lütfen üzülmeyin, gücenmeyin, yılmayın. türkiye’nin realitesi bu. siz zaten bu realiteyi iyi algıladığınızdan dolayı konsepleştirilmiş beton yığınlarını son derece güzel kar marjları ile satıp genç yaşınızda haklı bir servete kavuştunuz. siz bu yığını, kitleyi, zaten çok önce sosyolojik ve kültürel olarak çoktan çözmüş durumdasınız.
ama galatasaray’da, kurum olarak, bazı etkileri olsa da belirleyici olan bu yığın değildir. belirleyici olan birbirine iç içe geçmiş olan galatasaray lisesi mezunları/yakınları, kulüp üyeleri, ve eski ali sami yen kapalısının/numaralısının müdavimleridir. bunların ekseri çoğunluğu da yaptıklarınızın değerini bilmekte ve takdir etmektedir. iyi niyetle oluşmuş hata ve eksikleri, zaman zaman dile getirse de hoş görmektedir. çalışan, iş yapan hata
yapar. maddi/manevi/zaman/icraat katkılarınızın farkındayız, manevi kişiliğinizi, iyi insanlığınızı, zekanızı, becerinizi, bilginizi takdir ediyoruz ve önemsiyoruz. sizi ilerde başkan olarak görmekten çok memnun olacağız. lütfen yılmadan, sağlığınızı koruyarak, bıraktığınız yerden devam ediniz. sizi ite, kopuğa yedirmeyiz. tekrar şükranlarımızı iletiyoruz.
bu memleketin ortalama i,q. sü 89, eğitim ortalaması orta iki,( eğitim kalitesi de düştüğü için zaten üniversiteler vasat adam yetiştiriyor) internete giripte twitter yazıyor olmak kimseyi de daha akıllı, sağduyulu ve eğitimli yapmıyor. ama ne yazık ki , vasatlık artık ortak payda olduğundan üstüne bu cehaletin getirdiği müthiş bir altı boş özgüven çıktı ortaya.
burada ve sanal ortamda transfer ile ilgili eleştiren herkes daha sağduyulu/seviyeli/eleştirel görünen permanent dahil külliyen hatalıdır. neden? çünkü transferin son gününe kadar beklemeden şımartılmış, arsız çocuklar gibi veryansın etmeye başladılar. yöneticiler defalarca kere dile getirdi, geçen yıl benzer transfer dönemi yaşadık, yazdık, dedik, bekleyin yahu bekleyin. geçen transfer döneminde de gördüğünüz, galatasaray, sınırlı bütçesine rağmen takımın kalitesini yükseltmek için böyle birçok olası oyuncunun aktif transfer dosyasını açık tutup fiyatı düşeni almayı (son ana kadar) almayı planlayan bir transfer stratejisi izliyor. bu algılaması düşük yığın, oyuncu almayı marketten alışveriş yapmayla karıştırıyor. “ hanım listeye makarna yazdığında ben hemen gidipte reyonundan makarna alıyorum fiyatına bakmadan, dolayısıyla 8 numara lazımsa erden timur da hemen gidip 8 numara almalı” . aferin zeka küpü, çözmüşsün sen bu bütün transfer olayını!!!. iddia ediyorum, eğer erden timur kalırsa, önümüzfeki transfer dönemi, aynı güruh aynı tepkileri gene gösterecek. çünkü okumuyorlar, dinlemiyorlar, analiz etmiyorlar, öğrenmiyorlar, anlamıyorlar, sadece güdüsel olarak sosyal medyada tepki gösteriyorlar. çünkü deşarj olup yapay bir şekilde kendilerini önemli hissetmek için takım tutuyorlar.
yapız sabuncunun yazdığı, ali koç’un kanka olduğu lazio’dan, mirsad’ın menajerliğini yaptığı vecino’nun, galatasaray’a olası transferini tepkilerle önlediğini falan zanneden bir kitle var. inanılır gibi değil. bana göre elde sadece fenerlilerin algısına mal gibi atlayan bir kitle var. madem bu kadar etkilisiniz birleşin, türkiye’deki enflasyonu, göçmen sorununu falan twitlerle halledin.
erden timur’a da seslenmek isterim. bu tepkilere lütfen üzülmeyin, gücenmeyin, yılmayın. türkiye’nin realitesi bu. siz zaten bu realiteyi iyi algıladığınızdan dolayı konsepleştirilmiş beton yığınlarını son derece güzel kar marjları ile satıp genç yaşınızda haklı bir servete kavuştunuz. siz bu yığını, kitleyi, zaten çok önce sosyolojik ve kültürel olarak çoktan çözmüş durumdasınız.
ama galatasaray’da, kurum olarak, bazı etkileri olsa da belirleyici olan bu yığın değildir. belirleyici olan birbirine iç içe geçmiş olan galatasaray lisesi mezunları/yakınları, kulüp üyeleri, ve eski ali sami yen kapalısının/numaralısının müdavimleridir. bunların ekseri çoğunluğu da yaptıklarınızın değerini bilmekte ve takdir etmektedir. iyi niyetle oluşmuş hata ve eksikleri, zaman zaman dile getirse de hoş görmektedir. çalışan, iş yapan hata
yapar. maddi/manevi/zaman/icraat katkılarınızın farkındayız, manevi kişiliğinizi, iyi insanlığınızı, zekanızı, becerinizi, bilginizi takdir ediyoruz ve önemsiyoruz. sizi ilerde başkan olarak görmekten çok memnun olacağız. lütfen yılmadan, sağlığınızı koruyarak, bıraktığınız yerden devam ediniz. sizi ite, kopuğa yedirmeyiz. tekrar şükranlarımızı iletiyoruz.