2385
sözlükteki en nefret ettiğim yazar kitlesini ortaya çıkartan değerli bir yöneticimizin başlığı.
insanlar mantık çerçevesinde, yapıcı bir dille, unsurlarını gayet net ve kapsamlı bir şekilde anlatarak; orta sahanın şu ana kadar eksik bırakıldığı mevcut transfer politikasının kısa, orta ve uzun vadede yaratabileceği tahribatları dile getiriyorlar. eleştiri yapıyorlar, sevdikleri/değer verdikleri bir yöneticiye belirli bir konu özelinde serzenişte bulunuyorlar. yapılan sadece bu. bir de verilen cevaplardaki düzeysizliğe ve sığlığa bir bakalım:
"yedirmeyiz !"
"yutturmayız !"
"sizin gibi nankörlere abdurrahim albayrak yaraşır, adiler !"
"ali koç'un maşaları !"
yapıkredi bankası'nın bir kampanyası mevcut. erden beye yönelik galatasaray sözlükte eleştiri getirenlere 0% faiz, 2 yıl geri ödemesiz, 10 yıl vadeli, 10 milyon lira ihtiyaç kredisi çıkartabiliyor banka. sözlükteki eleştiri entry'nin linkiyle beraber yapıkredi şubesine gidiyorsun, ali bey imzalı ihtiyaç kredini koşulsuz-şartsız alıyorsun. buradaki birçok üye de bu kampanyadan faydalanabilmek için erden timur beyfendiyi eleştiriyor...hakikaten buna dahi inanacak/kanacak bir kitle oluştu sözlükte. kimsenin halbuki erden bey'in yürüttüğü başarılı transfer operasyonlarına, gayrimenkul projelerine, vizyonuna, zekasına yönelik söylediği tek bir olumsuz söz yok. istifa isteyen yok, hesap soran yok, kötü söz kullanan yok. yapıcı bir eleştiri var, geç kalınan ve giderilmeyen bir eksiklikle ilgili sitem var.
şampiyonlar liginde çok zor bir grubun içerisinde bulduk kendimizi. bugün "bir orta saha transferi yapılmadı diye erden bey'e nankörlük yapmayın" diyenler, sözlükteki mustafa cengiz ve abdurrahim albayrak başlıklarına gitsinler ve 5 sene önce bu zamanlarda yazılan entry'leri bir incelesinler. bugün bunları yazanların sahip oldukları kafa yapısının aynısına sahip farklı üyeler de o gün "mustafa cengiz gibi bir galatasaray emekçisi bir forvet transferi yüzünden eleştirilir mi?" diye cengiz'e yönelik eleştiri getirenlere galatasaraylılık dersi vermeye kalkıyorlardı. bugün "size abdurrahim albayrak müstehak" deniyor ama eylül 2018'de "galatasaray'da 6 şampiyonluk yaşamış bir yönetici forvet alamadı diye eleştirilmez" diyenler çoğunluktaydı albayrak hakkında. eleştirenleri ezmeye çalışıyorlardı. peki ne oldu 2018-2019 sezonunda? bugünküne kıyasla çok daha kolay bir şampiyonlar ligi grubundan çıkamadık. uefa avrupa liginde de pek bir varlık gösteremeden benfica'ya elendik. ağustos 2018'de akılcıl bir politikayla, makul şartlarda ve doğru isimle tamamlanamayan bir forvet transferi yüzünden ocak 2019'da mbaye diagne, ağustos 2019'da radamel falcao gibi devasa maliyetlerin altına girdik. kulübün on milyonlarca euro'su heba oldu. iyi mi oldu, güzel mi oldu peki? 2019-2020, 2020-2021 ve hatta 2021-2022 sezonlarında dahi ağustos 2018'de yapılan hatanın bedellerini ödedik. çünkü o gün yapılan hata bir domino etkisi yarattı ve ilerleyen yıllarda da yanlışlar silsilesine neden oldu.
bugün gelinen noktada ortaya çıkan fotoğraf 2018'den iyi değil, kusura bakmasın kimse. 2023-2024 sezonu şampiyonlar ligi grubumuz 2018-2019 sezonundan çok daha zorlu. iki hafta sonra başlayacak maçlarda karşımızda porto ve schalke olmayacak, united ve münih olacak. yerelde yarışacağımız rakiplerin de kadrosu 2018'e kıyasla çağ atlamış vaziyette. 2018-2019 sezonu fenerbahçe kadrosu neredeyse küme düşüyordu, bir de bugünkü kadrosuna açın bakın. beşiktaş'ın yedek kulübesi ve alternatif oyuncu havuzu sıkıntılı olabilir ama sahip oldukları ana plandaki orta saha kurgusu üç tane oyunu iki yönlü oynayabilen ve dengeli oyuncudan oluşmakta: hadziahmetovic-salih-gedson. galatasaray'ın elindeki oyuncu grubuyla bu şekilde oluşturabileceği dengeli bir orta saha kurgusu var mı? yok. torreira'yı yazdıktan sonra 6 numaraya, diğer iki forma için 2 eylül 2023'te hala 31 yaşındaki oliveira'yı ve 36 yaşındaki mertens'i düşünüyorsan, bu isimlerden medet umuyorsan, bir yerlerde çok büyük bir yanlış yapmışsın demektir. bu yanlış yapıldı; erden timur'u çok sevseniz de gerçek bu, hiç sevmeseniz de gerçek bu. galatasaray'ın haftada bir maç oynadığı bir sezonda dahi torreira-oliveira-mertens orta sahası mart ayından sonra sallandı, beşiktaş deplasmanında yıkıldı. galatasaray'ın fıtratından gelen şampiyonluk refleksi ve kenetlenme ile beraber taraftar da devreye girince, mayıs ayında son bir gayretle şampiyonluğu kazandık. ama bitti, geride kaldı. bu yıl şampiyonlar ligi var, ulusal tarafta da geçtiğimiz seneye oranla çok daha güçlü rakiplerimiz var ve biz hala "şampiyon takımın orta sahasını koruduk" tesellisiyle kendimizi avutmaya çalışıyoruz. kimse kimseyi salak yerine koymasın veya pollyanna'cılık yapmasın lütfen; bu orta saha kurgusuyla önümüzdeki 6 şampiyonlar ligi maçında 25-30 tane gol yeme ihtimalimiz var. ligde de temeldeki iki şampiyonluk rakibimizin orta saha kurgusu bizden çok daha dengeli ve iyi durumda.
işte bu görüntüye yönelik 2 eylül tarihine kadar gerekli adımları atmayan, tedbir almayan kişi erden timur'dur. 2022-2023 sezonu şampiyonluğu ayrı, icardi transferi ayrı, zaha transferi ayrı, florya projesi ayrı; bu apayrı. bu farklı ve bambaşka bir konu. diğer konu başlıkları üzerinden nasıl gerekli övgü ve takdir kendisine sunulduysa, bu konu özelinde de her türlü eleştiri kanalı açık olmalı. çok kritik ve sezona mal olma potansiyeline sahip bir konu. bu konuda temmuz ve ağustos aylarının bekleme pozisyonunda geçirilmesi planlı bir stratejidir, bilinçli alınan bir risktir ama 2 eylül itibarıyla bu alınan riske değecek bir şey yok elimizde. kaybolan günler/aylar var sadece. bu kumar geçen sene tutmuş olabilir, ancak görünen o ki bu sene tutmadı/tutmuyor. geçen senenin şartlarında kumar oynanmış olmasının makul bir açıklaması var ama bu senenin şartlarında zar atmış olmamızın benim gözümde makul hiçbir tarafı yok. yapılmamalıydı bu. erden timur beyin kıymetini bilmekle beraber bu kumarı oynayan, bu zarı atan yönetici kendisi olduğu için; katılmadığım bu stratejisine yönelik mantık çerçevesinde her türlü eleştiriyi getirme hakkına sahibim. buradaki başka üyeler de bu hakka sahip. ama kimsenin bunu yapan insanları susturmaya, hakaret etmeye, haklarında yapmadıkları şeyleri yapmış gibi göstermeye hakkı yok. herkes sınırını bilmeli.
insanlar mantık çerçevesinde, yapıcı bir dille, unsurlarını gayet net ve kapsamlı bir şekilde anlatarak; orta sahanın şu ana kadar eksik bırakıldığı mevcut transfer politikasının kısa, orta ve uzun vadede yaratabileceği tahribatları dile getiriyorlar. eleştiri yapıyorlar, sevdikleri/değer verdikleri bir yöneticiye belirli bir konu özelinde serzenişte bulunuyorlar. yapılan sadece bu. bir de verilen cevaplardaki düzeysizliğe ve sığlığa bir bakalım:
"yedirmeyiz !"
"yutturmayız !"
"sizin gibi nankörlere abdurrahim albayrak yaraşır, adiler !"
"ali koç'un maşaları !"
yapıkredi bankası'nın bir kampanyası mevcut. erden beye yönelik galatasaray sözlükte eleştiri getirenlere 0% faiz, 2 yıl geri ödemesiz, 10 yıl vadeli, 10 milyon lira ihtiyaç kredisi çıkartabiliyor banka. sözlükteki eleştiri entry'nin linkiyle beraber yapıkredi şubesine gidiyorsun, ali bey imzalı ihtiyaç kredini koşulsuz-şartsız alıyorsun. buradaki birçok üye de bu kampanyadan faydalanabilmek için erden timur beyfendiyi eleştiriyor...hakikaten buna dahi inanacak/kanacak bir kitle oluştu sözlükte. kimsenin halbuki erden bey'in yürüttüğü başarılı transfer operasyonlarına, gayrimenkul projelerine, vizyonuna, zekasına yönelik söylediği tek bir olumsuz söz yok. istifa isteyen yok, hesap soran yok, kötü söz kullanan yok. yapıcı bir eleştiri var, geç kalınan ve giderilmeyen bir eksiklikle ilgili sitem var.
şampiyonlar liginde çok zor bir grubun içerisinde bulduk kendimizi. bugün "bir orta saha transferi yapılmadı diye erden bey'e nankörlük yapmayın" diyenler, sözlükteki mustafa cengiz ve abdurrahim albayrak başlıklarına gitsinler ve 5 sene önce bu zamanlarda yazılan entry'leri bir incelesinler. bugün bunları yazanların sahip oldukları kafa yapısının aynısına sahip farklı üyeler de o gün "mustafa cengiz gibi bir galatasaray emekçisi bir forvet transferi yüzünden eleştirilir mi?" diye cengiz'e yönelik eleştiri getirenlere galatasaraylılık dersi vermeye kalkıyorlardı. bugün "size abdurrahim albayrak müstehak" deniyor ama eylül 2018'de "galatasaray'da 6 şampiyonluk yaşamış bir yönetici forvet alamadı diye eleştirilmez" diyenler çoğunluktaydı albayrak hakkında. eleştirenleri ezmeye çalışıyorlardı. peki ne oldu 2018-2019 sezonunda? bugünküne kıyasla çok daha kolay bir şampiyonlar ligi grubundan çıkamadık. uefa avrupa liginde de pek bir varlık gösteremeden benfica'ya elendik. ağustos 2018'de akılcıl bir politikayla, makul şartlarda ve doğru isimle tamamlanamayan bir forvet transferi yüzünden ocak 2019'da mbaye diagne, ağustos 2019'da radamel falcao gibi devasa maliyetlerin altına girdik. kulübün on milyonlarca euro'su heba oldu. iyi mi oldu, güzel mi oldu peki? 2019-2020, 2020-2021 ve hatta 2021-2022 sezonlarında dahi ağustos 2018'de yapılan hatanın bedellerini ödedik. çünkü o gün yapılan hata bir domino etkisi yarattı ve ilerleyen yıllarda da yanlışlar silsilesine neden oldu.
bugün gelinen noktada ortaya çıkan fotoğraf 2018'den iyi değil, kusura bakmasın kimse. 2023-2024 sezonu şampiyonlar ligi grubumuz 2018-2019 sezonundan çok daha zorlu. iki hafta sonra başlayacak maçlarda karşımızda porto ve schalke olmayacak, united ve münih olacak. yerelde yarışacağımız rakiplerin de kadrosu 2018'e kıyasla çağ atlamış vaziyette. 2018-2019 sezonu fenerbahçe kadrosu neredeyse küme düşüyordu, bir de bugünkü kadrosuna açın bakın. beşiktaş'ın yedek kulübesi ve alternatif oyuncu havuzu sıkıntılı olabilir ama sahip oldukları ana plandaki orta saha kurgusu üç tane oyunu iki yönlü oynayabilen ve dengeli oyuncudan oluşmakta: hadziahmetovic-salih-gedson. galatasaray'ın elindeki oyuncu grubuyla bu şekilde oluşturabileceği dengeli bir orta saha kurgusu var mı? yok. torreira'yı yazdıktan sonra 6 numaraya, diğer iki forma için 2 eylül 2023'te hala 31 yaşındaki oliveira'yı ve 36 yaşındaki mertens'i düşünüyorsan, bu isimlerden medet umuyorsan, bir yerlerde çok büyük bir yanlış yapmışsın demektir. bu yanlış yapıldı; erden timur'u çok sevseniz de gerçek bu, hiç sevmeseniz de gerçek bu. galatasaray'ın haftada bir maç oynadığı bir sezonda dahi torreira-oliveira-mertens orta sahası mart ayından sonra sallandı, beşiktaş deplasmanında yıkıldı. galatasaray'ın fıtratından gelen şampiyonluk refleksi ve kenetlenme ile beraber taraftar da devreye girince, mayıs ayında son bir gayretle şampiyonluğu kazandık. ama bitti, geride kaldı. bu yıl şampiyonlar ligi var, ulusal tarafta da geçtiğimiz seneye oranla çok daha güçlü rakiplerimiz var ve biz hala "şampiyon takımın orta sahasını koruduk" tesellisiyle kendimizi avutmaya çalışıyoruz. kimse kimseyi salak yerine koymasın veya pollyanna'cılık yapmasın lütfen; bu orta saha kurgusuyla önümüzdeki 6 şampiyonlar ligi maçında 25-30 tane gol yeme ihtimalimiz var. ligde de temeldeki iki şampiyonluk rakibimizin orta saha kurgusu bizden çok daha dengeli ve iyi durumda.
işte bu görüntüye yönelik 2 eylül tarihine kadar gerekli adımları atmayan, tedbir almayan kişi erden timur'dur. 2022-2023 sezonu şampiyonluğu ayrı, icardi transferi ayrı, zaha transferi ayrı, florya projesi ayrı; bu apayrı. bu farklı ve bambaşka bir konu. diğer konu başlıkları üzerinden nasıl gerekli övgü ve takdir kendisine sunulduysa, bu konu özelinde de her türlü eleştiri kanalı açık olmalı. çok kritik ve sezona mal olma potansiyeline sahip bir konu. bu konuda temmuz ve ağustos aylarının bekleme pozisyonunda geçirilmesi planlı bir stratejidir, bilinçli alınan bir risktir ama 2 eylül itibarıyla bu alınan riske değecek bir şey yok elimizde. kaybolan günler/aylar var sadece. bu kumar geçen sene tutmuş olabilir, ancak görünen o ki bu sene tutmadı/tutmuyor. geçen senenin şartlarında kumar oynanmış olmasının makul bir açıklaması var ama bu senenin şartlarında zar atmış olmamızın benim gözümde makul hiçbir tarafı yok. yapılmamalıydı bu. erden timur beyin kıymetini bilmekle beraber bu kumarı oynayan, bu zarı atan yönetici kendisi olduğu için; katılmadığım bu stratejisine yönelik mantık çerçevesinde her türlü eleştiriyi getirme hakkına sahibim. buradaki başka üyeler de bu hakka sahip. ama kimsenin bunu yapan insanları susturmaya, hakaret etmeye, haklarında yapmadıkları şeyleri yapmış gibi göstermeye hakkı yok. herkes sınırını bilmeli.