46
fenerbahçe medyasının olduğu doğru, bazı konulara yönelik özel algı çalışmaları yaptıkları da doğru. ama en az bunlar kadar doğru olan bir şey de; taraftarlığı tartışmadan, konuşmadan, üzerinde düşünmeden her konuya ve her karara koşulsuz boyun eğmek ve rıza göstermek olarak gören ciddi sayıda bir galatasaray taraftarının varlığıdır.
galatasaray'a dair saha içi ve saha dışı herhangi bir unsura veya karara yönelik yapıcı bazı eleştirel getirildiği zaman, anında "fenerbahçeli twitter hesaplarının ve onların algılarının oyununa geliyorsunuz" entryleri ilgili sayfaları doldurmaya başlıyor. bu yaklaşım galatasaray taraftarına hakarettir. çok şükür hepimizin iki gözü, iki kulağı ve en önemlisi idrak ve analiz kapasitesine sahip bir beyni var. beni veya başkalarını zerre ilgilendirmiyor twitter'daki x bir hesabın ne yaptığı veya fenerbahçelilerin ne yapmaya çalıştıkları. insanlar galatasaray'a dair müsabakaları takip ediyorlar, saha içinde ve saha dışında alınan kararları görüyorlar ve bütün bunları kendi süzgeçlerinden geçirip olumlu/olumsuz bir değerlendirme yapıyorlar. bu kadar. olumsuz her görüşü, yapılan her eleştiriyi "fenerbahçelilerin algı oyunlarına yenik düşüyorsunuz" şeklinde eleştirmek, aslında fenerbahçelileşmeye yönelik atılan en büyük adımdır. bugün kötü olan, kötü oynayan, yanlış kararlar veren eleştirilebilir. yarın da kişiler doğru kararları verdiklerinde gerekli takdirleri alırlar. kötüyken kötü diyenler, iyiyken de iyi olduklarını söyleyebilecek olgunlukta davrandıkları sürece, suçlu olmazlar. taraftarlıklarından bir şey kaybetmezler. çünkü galatasaraylılık, burada bazıların zannettiği gibi "hep destek tam destek" usulü bir taraftarlık değildir. bu kullanılan kalıp, 2000'lerin başında fenerbahçelilerin önce sloganlaştırdığı sonra da pankartlaştırdığı bir kalıptır. bize ait değildir. bizim kimyamıza, fıtratımıza da uymaz. bunun artık daha fazla zorlanmaması gerekir. tipik aziz yıldırım fenerbahçe'sinde olduğu gibi mantık çerçevesinde yorum yapan, kendi doğrularını ortaya koyan ve eleştiren herkesi düşman ilan etmenin veya birilerinin maşası olarak görmenin galatasaray'a katacağı hiçbir şey yoktur.
galatasaray'a dair saha içi ve saha dışı herhangi bir unsura veya karara yönelik yapıcı bazı eleştirel getirildiği zaman, anında "fenerbahçeli twitter hesaplarının ve onların algılarının oyununa geliyorsunuz" entryleri ilgili sayfaları doldurmaya başlıyor. bu yaklaşım galatasaray taraftarına hakarettir. çok şükür hepimizin iki gözü, iki kulağı ve en önemlisi idrak ve analiz kapasitesine sahip bir beyni var. beni veya başkalarını zerre ilgilendirmiyor twitter'daki x bir hesabın ne yaptığı veya fenerbahçelilerin ne yapmaya çalıştıkları. insanlar galatasaray'a dair müsabakaları takip ediyorlar, saha içinde ve saha dışında alınan kararları görüyorlar ve bütün bunları kendi süzgeçlerinden geçirip olumlu/olumsuz bir değerlendirme yapıyorlar. bu kadar. olumsuz her görüşü, yapılan her eleştiriyi "fenerbahçelilerin algı oyunlarına yenik düşüyorsunuz" şeklinde eleştirmek, aslında fenerbahçelileşmeye yönelik atılan en büyük adımdır. bugün kötü olan, kötü oynayan, yanlış kararlar veren eleştirilebilir. yarın da kişiler doğru kararları verdiklerinde gerekli takdirleri alırlar. kötüyken kötü diyenler, iyiyken de iyi olduklarını söyleyebilecek olgunlukta davrandıkları sürece, suçlu olmazlar. taraftarlıklarından bir şey kaybetmezler. çünkü galatasaraylılık, burada bazıların zannettiği gibi "hep destek tam destek" usulü bir taraftarlık değildir. bu kullanılan kalıp, 2000'lerin başında fenerbahçelilerin önce sloganlaştırdığı sonra da pankartlaştırdığı bir kalıptır. bize ait değildir. bizim kimyamıza, fıtratımıza da uymaz. bunun artık daha fazla zorlanmaması gerekir. tipik aziz yıldırım fenerbahçe'sinde olduğu gibi mantık çerçevesinde yorum yapan, kendi doğrularını ortaya koyan ve eleştiren herkesi düşman ilan etmenin veya birilerinin maşası olarak görmenin galatasaray'a katacağı hiçbir şey yoktur.