• 7
    türkiye'de hâlâ yeterince idrak edilmemiş olan realite.
    ben hataylıyım, 6 şubat'a kadar şehir sakinleri sanki deprem bir olgu değilmiş gibi yaşıyorlardı. devlet yeni binaların yapı denetim ile bir nebze sağlam olmasını sağlıyordu ama bilhassa antakya ve defne ilçelerinde 50 yıllık, 60 yıllık hatta 80 yıllık binalar (apartmanlar) vardı. polis, öğretmen, asker lojmanları da kim bilir kaçar yıllık binalardı. binlerce polis, asker ve belediye görevlisi enkaz altında kaldı. depremden sonra kendi şehirlerinde kimseye yardım edemeden vefat ettiler. şehir dizaynı rezaletti. normal bir günde antakya'da ulaşım zor ve meşakkatliyken depremden sonra daha da kötü oldu. eski binalar yıkılıp yeniden yapılmamıştı, evine güçlendirme yaptıranların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu. yeni yapılan binaların fiyatları da balondu, yok efendim lüksmüş, manzarası güzelmiş, asansörü son teknolojiymiş, dış cephe güzelmiş, depreme dayanıklıymış (!!!) vs. vs. vs. o binaların hepsi ya yan yattı ya da kağıttan ev gibi çöktü. insanlar 7 milyon, 8 milyon hatta 10 milyon liraya apartman dairelerini satın alırlarken kendilerine mezar almış oldular. benim 1.84 boy ve 95 kiloluk bedenimle tost olan 5 katlı eski apartmanın enkazından ciddi bir yara almadan çıkmam adeta mucizeydi.
    resmi kaynaklarda geçen, depremden etkilenen tüm illerde 50 bin küsür insanın öldüğüne inanmıyorsunuzdur umarım. 1822 hassa depreminde antakya, iskenderun ve lazkiye'de o dönemin nüfüsuyla 250 binden fazla insan öldü, 11 ilde ölenlerin sayısı ne yazık ki bu sayıdan az değildir.
    velhasılı depreme en önemli hazırlık psikolojiktir. deprem anında sağa sola koşuşturmamak için kendinizi eğitmelisiniz. bir eşyanın yanına çök-kapan yapmak gerçekten hayat kurtarıyor.
    evinizde çok yüksek dolaplar bulundurmayın, dolapların ön cephesi yataklarınıza bakmasın, olası bir sarsıntıda nereye kapanacağınızı belirleyin, özel eşyalarınızı çanta, ceket gibi acele ederken almanızın daha kolay olduğu şeylerde bulundurun. yüksek binalarda ikamet etmeyin demeyeceğim zira özellikle şu istanbul'da gerçekçi bir tavsiye olmaz. evinizin sokağındaki evlere ve apartmanlara dikkat edin, olası bir yıkımın akabinde sağ kalırsanız hangi yollar kapanabilir, hangi bina nereye doğru çökebilir ve başka hangi binaları çökertebilir? bunların tahlilini yapmaya çalışın.
    ebeveyn olmuş yazarlar, çocuklarınızın ayrı odaları varsa sakın ha kapılarını kilitleyerek uyumayın. 6 şubat'ta bir sürü insan bir odadan başka bir odaya bile geçemedi, bina yıkılmadan kurtulup çocuğunu çıkaramadığı için binaya geri girip binanın o an yıkılması sonrasında enkaz altında kalarak can veren insanlar oldu. büyük bir sarsıntıda kapı kilitlerinin dilleri yamulur ve bu yüzden odanızdan bile çıkamayabilirsiniz. en azından evin oda kapılarını kilitlemeyin. odanızda içinde kuru yiyecek ve su olan bir deprem çantanız olsun. deprem olunca bir parça poğaça büyüklüğünde bir ekmek veya bir bardak çorba için kuyrukta beklemek zorunda kalmayın. antakya'da bir sürü insan derin dondurucuda yiyecek depoluyordu, depremden sonra çoğunluğu evine girip de yiyecek alamadı. evinizden 20 metre uzakta olduğunuzu ve evinizden hiçbir yiyecek - içecek alamadığınızı, sokakta öylece yardım beklediğinizi tasavvur edin...
    bunlar depremi yaşamış biri olarak benim acizane tavsiyelerimdir. en nihayetinde depreme en iyi hazırlık eski binaların yıkılıp yeni, mümkünse yatay mimari ve sağlam binalar yapılmasıdır. sokakların ve caddelerin geniş tutulmasıdır. gerçi 1999 depreminden sonra istanbul'da depreme dayanıklı arazilerin imara açıldığı ve üzerinde bina yapıldığı bir ülkede bu kadarını herhalde hiçbirimiz beklemiyoruzdur. bizimkisi sadece bir umut. depremden sağ kurtulsanız bile sonrasında psikolojik olarak bunu atlatmanız aylar hatta yıllar sürebilir. dilerim gerekli esas önlemler, belediyeler ve hükümet tarafından alınır...
App Store'dan indirin Google Play'den alın