2205
olmuş ile ölmüşe çare olmadığını bir kere daha gözler önüne seren futbolcu. sosyal medya, taraftar, halkın sosyokültürel vaziyeti, kulüpler arası iletişimin 5-7 yaş seviyesinde olması ve bunun gibi nefret ve kıskançlıkla beslenen farklı konu başlıklarını aynı çatı altında toplayınca, bu tip problematik düşünceler ve davranış örüntüleri çıkması kaçınılmaz oluyor. olmuş bitmiş bir şey üzerinden ilkel hislerimizi besliyor/güdümlüyoruz. "kudursunlar" diye yapıyorlar. kuduruyoruz.
ben milot'u beşiktaş'ı tercih etti veyahut kartal işareti yaptı, onu bunu yaptı diye eleştirmeyi yersiz buluyorum. ne yapacaktı metin oktay selamı mı duracaktı? hey allahım! belli ki yerine daha iyi alternatiflerimiz olduğu için kendisini beklettik, bu kadar. bizi ilgilendiren kısmı gerçekten bu kadar. başka türlü anlamlar yüklemek yalnızca nefret hissini besliyor. burada yazılan bazı şeylere akıl sır ermiyor. hala 2-3 güne bir gedson başlığı hortlatılmıyor mu abi burada? esas mevzuyu kaçırıyoruz. uyandıralım.
kendisinin transferinden ziyade, galatasaray'ın süper lig takımları tarafından "scout ekibi" gibi kullanılıyor olmasını tartışmak gerekiyor; takımımızda fenerbahçe, beşiktaş veya trabzonspor'dan gelen kaç oyuncu var? bu takımlarda galatasaray'dan geçmiş kaç oyuncu var? yahu fenerbahçe senelerdir galatasaray artıklarının üzerine kadro kuruyor. daha anadolu takımlarına girmiyorum bile. bununla paralel olarak spor medyasıyla olan iletişimimiz berbat, muhabirlerimiz berbat; erden bey kimi transferleri bir ninja sessizliğinde yürütüyor olsa bile her şeyi tek kişiden bekleyen bir yapıda olduğumuz için görüşmeler/isimler/detaylar öyle veya böyle sızıyor, sözde galatasaraylı muhabirler tarafından şakşaklanıyor; bi bakıyorsun, iki güne haberlerin kıvamı değişmiş; topçu florya tedrisatından geçmiş ve ligde kendini ispatlamış, galatasaray yerine kendisinin 4 katı ederinde başka bir topçu çekmiş, "eldekileri kaça satarım, kime satarım" hesabı yapıyor; halihazırda "transfer çalımı" geyikleri köpürtülmüş de köpürtülmüş, birilerinin kalbinden bir şeyler sökülüyor alınıyor, berikinin forma numarası imalı olacak şekilde belirleniyor... eşeğin aklına karpuz kabuğu sokuyoruz.
acilen rakip takımlarla sosyal medya gibi düşük iqlu bir düzlemde didişmeyi bırakıp işimize gücümüze bakmalıyız. bu muhabbetler galatasaray'ın kimliğine, seviyesine eğreti duruyor.
ben milot'u beşiktaş'ı tercih etti veyahut kartal işareti yaptı, onu bunu yaptı diye eleştirmeyi yersiz buluyorum. ne yapacaktı metin oktay selamı mı duracaktı? hey allahım! belli ki yerine daha iyi alternatiflerimiz olduğu için kendisini beklettik, bu kadar. bizi ilgilendiren kısmı gerçekten bu kadar. başka türlü anlamlar yüklemek yalnızca nefret hissini besliyor. burada yazılan bazı şeylere akıl sır ermiyor. hala 2-3 güne bir gedson başlığı hortlatılmıyor mu abi burada? esas mevzuyu kaçırıyoruz. uyandıralım.
kendisinin transferinden ziyade, galatasaray'ın süper lig takımları tarafından "scout ekibi" gibi kullanılıyor olmasını tartışmak gerekiyor; takımımızda fenerbahçe, beşiktaş veya trabzonspor'dan gelen kaç oyuncu var? bu takımlarda galatasaray'dan geçmiş kaç oyuncu var? yahu fenerbahçe senelerdir galatasaray artıklarının üzerine kadro kuruyor. daha anadolu takımlarına girmiyorum bile. bununla paralel olarak spor medyasıyla olan iletişimimiz berbat, muhabirlerimiz berbat; erden bey kimi transferleri bir ninja sessizliğinde yürütüyor olsa bile her şeyi tek kişiden bekleyen bir yapıda olduğumuz için görüşmeler/isimler/detaylar öyle veya böyle sızıyor, sözde galatasaraylı muhabirler tarafından şakşaklanıyor; bi bakıyorsun, iki güne haberlerin kıvamı değişmiş; topçu florya tedrisatından geçmiş ve ligde kendini ispatlamış, galatasaray yerine kendisinin 4 katı ederinde başka bir topçu çekmiş, "eldekileri kaça satarım, kime satarım" hesabı yapıyor; halihazırda "transfer çalımı" geyikleri köpürtülmüş de köpürtülmüş, birilerinin kalbinden bir şeyler sökülüyor alınıyor, berikinin forma numarası imalı olacak şekilde belirleniyor... eşeğin aklına karpuz kabuğu sokuyoruz.
acilen rakip takımlarla sosyal medya gibi düşük iqlu bir düzlemde didişmeyi bırakıp işimize gücümüze bakmalıyız. bu muhabbetler galatasaray'ın kimliğine, seviyesine eğreti duruyor.
