5540
galatasaray spor kulübü futbolcusu. kendisi takımın diğer oyuncuları gibi bir dişlisi. insan yapamadığı şeyleri başarabileceğine inanıyorsa, bunun üzerine gider dener, ter döker, çabalar. olmuyorsa ilerletebildiği meziyetlerini geliştirmek için onların üzerine gider, ekleyebileceği yeni şeyler arar.
futbolcu da böyle olmalı. ama kendisi prens konumuna yükseldiği için takımda muslera dahi yerden yere vurulurken, kendisinin hiç olmazsa forma almaya devam ediyor oluşunun bir gerekçesini göremiyorum. aslında şunu söylüyorum, skor katkısı sebebiyle tolere ediliyor diyelim, yumuşatalım. kendisinden daha fazla takım savunması yapan, geriye koşan basan adamların skor katkısı daha azken yerden yere vuruluyor oluşuna anlam veremiyorum.
kayseri maçı ve lubyana maçlarında sadece ilk 20 dakikada yaptığı 3-5 ciddi top kaybı öyle büyük bir kelebek etkisi oluşturuyor ki, beraber irdeleyelim. delici bir pas atacak, hatalı pas tüm sprint atan futbolcuların patlamış adrenalini bir anda söndürüyor, hop takım birden dengesiz yakalanıyor, kontra yiyorsun. ekstra efor sarf ederek yerleşim almaya çalışıyorsun, kontraya çıkıp sprint atmış adamı gol yememek için takım savunmasına geri çağırıyorsun falan derken, maçın içinde gereksiz sprintlerle oyuncuları daha fazla yoruyorsun. ters deniyor, aynı tarife tekrar ediyor.
daha üzücü olanıysa, genel olarak kerem rakip kovalamıyor. tandem ve bekler uğraşıp duruyor. tuhaf bir döngü. iyi yaptığı işi yapmaya devam etsin lütfen, başaramadığı ve başaramayacağı şeylerden eminse lütfen denemesin çünkü ekstra işler ters teptiğinde takımın tüm ahengi bir şekilde bozuluyor.
futbolcu da böyle olmalı. ama kendisi prens konumuna yükseldiği için takımda muslera dahi yerden yere vurulurken, kendisinin hiç olmazsa forma almaya devam ediyor oluşunun bir gerekçesini göremiyorum. aslında şunu söylüyorum, skor katkısı sebebiyle tolere ediliyor diyelim, yumuşatalım. kendisinden daha fazla takım savunması yapan, geriye koşan basan adamların skor katkısı daha azken yerden yere vuruluyor oluşuna anlam veremiyorum.
kayseri maçı ve lubyana maçlarında sadece ilk 20 dakikada yaptığı 3-5 ciddi top kaybı öyle büyük bir kelebek etkisi oluşturuyor ki, beraber irdeleyelim. delici bir pas atacak, hatalı pas tüm sprint atan futbolcuların patlamış adrenalini bir anda söndürüyor, hop takım birden dengesiz yakalanıyor, kontra yiyorsun. ekstra efor sarf ederek yerleşim almaya çalışıyorsun, kontraya çıkıp sprint atmış adamı gol yememek için takım savunmasına geri çağırıyorsun falan derken, maçın içinde gereksiz sprintlerle oyuncuları daha fazla yoruyorsun. ters deniyor, aynı tarife tekrar ediyor.
daha üzücü olanıysa, genel olarak kerem rakip kovalamıyor. tandem ve bekler uğraşıp duruyor. tuhaf bir döngü. iyi yaptığı işi yapmaya devam etsin lütfen, başaramadığı ve başaramayacağı şeylerden eminse lütfen denemesin çünkü ekstra işler ters teptiğinde takımın tüm ahengi bir şekilde bozuluyor.
