1110
futbolu kullanarak para kazanma peşine düşen, futbolu bitirmeye doğru hızla yol alan oluşum.
bu entry uzun zamandır aklımda da, galatasaray üç ön eleme oynayınca mı aklına geldi demesinler diye yazmamıştım.
bi kere şu suudi muhabbetiyle bi başlamak gerek. ülkenin son dönemde akp tarafından değiştirilen sosyolojisi sebebiyle “araplardan nefret ediyorum” mottosu ile yazmıyorum bunu.
haksız rekabeti bitirmek zorundalar. futbola futbol dışından gelen paranın bu denli enjeksiyonuna izin verirseniz, futbol üç beş tane zengin tipin oyuncağı haline gelir.
geçen psg maçının özeti denk geldi. özet sırasında psg’nin sahibi olan zatı gösterdiler. yemin ederim, sanki kast sistemi geri gelmiş de, adam asil romalılar gibi koltuğunda oturup oyuncağını izliyor gibi geldi.
şu an psg dışında hangi fransız takımının bir heyecanı var? vallahi ben lyon taraftarı falan olsam, sikerim lan böyle futbol mu olur, biz senelerce tecrübe biriktirmişiz, yıllarca alt yapı, scouting, bir sürü şey yapmışız, bi tane para babası geliyor ve şampiyonluk yaşamamızı imkansız hale getiriyor falan derim. bu mu futbola hizmet?
şu anki manchester city falan benim saygımı asla kazanamaz. bi 12 13 sene önceki barcelona var, la masia’dan yetişmiş yıldızlarla dolu kadrosuyla dünya futbolunu domine eden; bi real madrid var, senelerce yaptığı futbol yatırımlarından sonra, kendi kaynakları ile “los galacticos” kuran ve barça ile rekabet edebilen; bi de dünyanın en iyi teknik adamını parayı basıp takımın başına getiren, her sene yüzlerce milyon dolar petrol parasını bir sürü futbolcuya gömen city var. geçiniz.
gelelim uefa’nın düzenliyor olduğu kupalara. şampiyonlar ligi tabii buradaki ana mevzu. “ülke puanı” dedikleri saçmalığı bu denli ön plana koymak kadar büyük bi saçmalık yok.
ulan zaten, top5 ligde olmayan ligler, haliyle, ülke ekonomisinin çok iyi olmadığı ligler. neden? çünkü bu adamların ülkelerinin en başta futbol yatırımını ingiltere, almanya kadar yapmak gibi bi imkanları yok. sen napıyosun? sen bu kupaya gitme ihtimali olan bi sürü ülkeden “ülke puanı” bahanesiyle takım almıyorsun.
kardeşim, bu bahsettiğimiz ülkelerin, yani türkiye, bulgaristan, macaristan gibi ülkelerin para kazanıp rekabetçi hale gelebilmesinin tek yolu şampiyonlar ligi. adına “şampiyonlar ligi” diyorsan, uefa’ya bağlı olan her ülkenin şampiyonunu o lige direkt almak zorundasın. sonra bakacaksın ülke puanına, kalan boşluklara ülke puanına göre takım dolduracaksın.
tam vahşi kapitalizm. zengin takımlar daha çok zenginleşmeye devam etsin, fakirler hiçbir şey kazanamasın. rezillikten başka bir şey değil.
bu sadece para anlamında skandal değil, aynı zamanda futbolun tüm zevkinin içine ediyor. rekabet yok, sürpriz yok, şampiyonlar ligi çeyrek finalinden sonra oynayan takımlar aynı 8-10 takım. o maçlar için zaten premier lig var, la liga var falan.
polonya’dan bir takımın şampiyonlar ligi yarı finali hayali kurmasına bile izin yok. iyice para odaklı hale getirdiler her şeyi.
umarım birileri artık şu saçmalığa dur der. başka türlü futbol iyice boka saran bi spor dalı olmaya başladı.
bu entry uzun zamandır aklımda da, galatasaray üç ön eleme oynayınca mı aklına geldi demesinler diye yazmamıştım.
bi kere şu suudi muhabbetiyle bi başlamak gerek. ülkenin son dönemde akp tarafından değiştirilen sosyolojisi sebebiyle “araplardan nefret ediyorum” mottosu ile yazmıyorum bunu.
haksız rekabeti bitirmek zorundalar. futbola futbol dışından gelen paranın bu denli enjeksiyonuna izin verirseniz, futbol üç beş tane zengin tipin oyuncağı haline gelir.
geçen psg maçının özeti denk geldi. özet sırasında psg’nin sahibi olan zatı gösterdiler. yemin ederim, sanki kast sistemi geri gelmiş de, adam asil romalılar gibi koltuğunda oturup oyuncağını izliyor gibi geldi.
şu an psg dışında hangi fransız takımının bir heyecanı var? vallahi ben lyon taraftarı falan olsam, sikerim lan böyle futbol mu olur, biz senelerce tecrübe biriktirmişiz, yıllarca alt yapı, scouting, bir sürü şey yapmışız, bi tane para babası geliyor ve şampiyonluk yaşamamızı imkansız hale getiriyor falan derim. bu mu futbola hizmet?
şu anki manchester city falan benim saygımı asla kazanamaz. bi 12 13 sene önceki barcelona var, la masia’dan yetişmiş yıldızlarla dolu kadrosuyla dünya futbolunu domine eden; bi real madrid var, senelerce yaptığı futbol yatırımlarından sonra, kendi kaynakları ile “los galacticos” kuran ve barça ile rekabet edebilen; bi de dünyanın en iyi teknik adamını parayı basıp takımın başına getiren, her sene yüzlerce milyon dolar petrol parasını bir sürü futbolcuya gömen city var. geçiniz.
gelelim uefa’nın düzenliyor olduğu kupalara. şampiyonlar ligi tabii buradaki ana mevzu. “ülke puanı” dedikleri saçmalığı bu denli ön plana koymak kadar büyük bi saçmalık yok.
ulan zaten, top5 ligde olmayan ligler, haliyle, ülke ekonomisinin çok iyi olmadığı ligler. neden? çünkü bu adamların ülkelerinin en başta futbol yatırımını ingiltere, almanya kadar yapmak gibi bi imkanları yok. sen napıyosun? sen bu kupaya gitme ihtimali olan bi sürü ülkeden “ülke puanı” bahanesiyle takım almıyorsun.
kardeşim, bu bahsettiğimiz ülkelerin, yani türkiye, bulgaristan, macaristan gibi ülkelerin para kazanıp rekabetçi hale gelebilmesinin tek yolu şampiyonlar ligi. adına “şampiyonlar ligi” diyorsan, uefa’ya bağlı olan her ülkenin şampiyonunu o lige direkt almak zorundasın. sonra bakacaksın ülke puanına, kalan boşluklara ülke puanına göre takım dolduracaksın.
tam vahşi kapitalizm. zengin takımlar daha çok zenginleşmeye devam etsin, fakirler hiçbir şey kazanamasın. rezillikten başka bir şey değil.
bu sadece para anlamında skandal değil, aynı zamanda futbolun tüm zevkinin içine ediyor. rekabet yok, sürpriz yok, şampiyonlar ligi çeyrek finalinden sonra oynayan takımlar aynı 8-10 takım. o maçlar için zaten premier lig var, la liga var falan.
polonya’dan bir takımın şampiyonlar ligi yarı finali hayali kurmasına bile izin yok. iyice para odaklı hale getirdiler her şeyi.
umarım birileri artık şu saçmalığa dur der. başka türlü futbol iyice boka saran bi spor dalı olmaya başladı.