resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:61
Uyruk:Hollanda
  • 3930
    galatasaray teknik direktörlüğüne getirilmesinin üzerinden 14 yıl geçmiş hollandalı.

    insan çocukken anlamıyor da iş hayatına girip karşısına çıkan insanların yanlışlarını, değişime direnmelerini, hatalarının doğru olduğunu iddia edip inatla savunmaları ve bunun gibi diğer kurnaz tavırlarını görünce rijkaard'ın bu ülkede başarılı olmasının imkansız olduğunu daha iyi anlıyor.

    bu ülkede kurnazlık, tembellik ve kendine yontma prim yapıyor. "başımıza icat çıkarma"ların, "eski köye yeni adet getirme"lerin ülkesi. yaşayan bilir zaten.

    kendisi teknik direktörümüz olduğunda havalara uçmuştum. öyle ya sadece 1 yıl öncesine kadar barcelona'yı çalıştırmış, üç yıl önce barcelona ile şampiyonlar ligi kazanmış, la liga gibi bir ligde şampiyon olmuş adam şimdi bize geliyordu. inanılır gibi değildi. kesin bizi de uçururdu. skibbe gibi ismi duyulmamış, bülent korkmaz gibi büyük teknik direktör olamayacak isimlerden sonra ilaç gibi gelecekti kulübe. çocukluk işte.

    aradan bu kadar yıl geçtikten ve daha olgun bir bakış açısına kavuştuktan sonra düşününce sanırım rijkaard bu toprakların ortadoğulu zihniyetine yenik düştü. sanırım demek fazla olur.

    buralardaki algılara göre kurallara itaat eden kerizdir. kibar, nazik olan eziktir. sağduyulu olan kolay lokmadır. üçkağıtçı olmak, yalan söylemek büyük zeka göstergesidir. erkek dediğin maço olur, ezer geçer. tembellik en temel haktır.

    rijkaard her avrupalı gibi batılı çalışma anlayışını uygulamalak istedi. oyuncuları avrupa'nın profesyonelliğindeler, sorumluluk bilincindeler zannetti. iş ahlakı yüksek, öğrenmeye ve yeniliğe açık, kendini sürekli geliştirmeye yönelik bir anlayış olan batılı çalışma tarzına.

    bu nedenle mesela kampı kaldırdı. futbolcular nasılsa kamp yok diye maç öncesi akşamları alemlere, gecelere aktı. fenerli medya vay efendim kampı nasıl kaldırır, eski köye nasıl yeni adet getirir, avrupa mı burası diye dezenformasyona başladı.

    bugün futbolda yerleşmiş olan "geriden oyun kuran stoper" kavramını ilk kez ortaya atmış, antremanlarda o zaman takımda as stoper olan servet'e bunu öğretmeye çalışmış fakat antremanlarda yan gelip yatmaya alışmış servet çetin'e zor gelen bu iş ikilinin aralarını feci şekilde açmıştır. hatta servet çetin olmayan futbol aklıyla rijkaard'ı tiye aldığını sanıp gazetelere "rijkaard geriden oyun kuran stoper istiyorsa 10 numaraları stoperde oynatsın hehehehehehee" tarzında demeçler vermiştir.

    neticede rijkaard türk futbolu için çok doğru bir söz söylemiştir "türk futbolunda her şeyden biraz var ama hiçbir şey tam değil". bizi, bizleri çok iyi özetleyen, niçin her konuda ülkecek başarısız olduğumuzu yüzümüze yüzümüze vuran öz bir cümle...

    bugün artık oyun kuramayan stoperlerin yüzüne bile bakılmıyor. bu ülkeye hiçbir şeyi kabul ettiremedi rijkaard. ne total futbolu, ne pozisyon bilgisini ne de modern futbolu. en sonunda da çok utanılacak şekilde komplovari bir futbolcular-yönetim işbirliği ile pimi çekildi ve kovuldu. kovulmak onun için kurtuluştu, bizler içinse kayıp...

    frank rijkaard bu ortadoğu ülkesinde kendisine hiç rahat verilmeden yaşadığı 1,5 yılı tamamlayarak ülkesine dönmüş ve adeta huzur bulup kurtulmuştur. adam bir daha türkiye'nin yakınından bile geçmemiştir.

    aradan 13 sene geçti, değişen hiç bir şey yok ve bu topraklarda tarih hala acı ile tekerrürden ibaret bir bilim...
App Store'dan indirin Google Play'den alın