195
suyun karşı tarafını şehir şehir gezdirip kupa kaldırdığımız zamanlardan kalma bir müsabaka. üzerinden tam 10 sene geçtiği ve şimdi yine bir kayseri mesaimiz olduğu için bugün bir kaç kelam yazmaya karar verdim.
benim adıma negatif tarafından başlamak gerekirse bu karaborsacıların bugüne kadar ekmeğine yağ sürdüğüm tek maçtır. federasyonumuz biletlerin çıkacağı tarihi bir akşam önce açıklamış, haberim olmadı. ramazan ayındaydık ve arkadaşlarla iftar sonrası sahur organizasyonumuz vardı. sabah telefon geldi gelmesine ama geç kalmıştık. güç bela sepete bir bilet koysam da site hata verdi. ben de fenerlilerin olacağı kale arkasından bilet aldım. niyetim truva değildi, bir şekilde takas ederim diye düşündüm. bizim 30 liralık kale arkası biletleri 200-250 civarından giderken onlarinkiler 150 lira falan ediyordu. kafa kafaya takası bırak, farkı ödeyip kısmen yırtma stratejim bile tutmadı. stat önünde ne kadar zoruma gitse de karaborsaya yenik düştüm. kendi fb biletimi ise 30 liraya verdim. size bu enayilik gibi gelebilir ama benim doğrularım bunu gerektirir. biletin üzerinde yazandan fazlasını talep etmem vicdanımı rahatsız ederdi, varsın totalde zararlı çıkan ben olayım. almanya'da yıllardır yüze yakın bilet alıp satmışımdır veya takas etmişimdir. bunların arasında en baba uefa organizasyonları da var, zor bulunan deplasman biletleri de, burada düzgün işleyen, karaborsadan uzak platformlar mevcut. bu arada karaborsadan almak zorunda kaldığım bilet bir üst kategoridendi, bir de onu kale arkasıyla takas ettik ki tüm arkadaşlar tribünde de birlikte olalım.
zaten macera uçak biletlerini ayarlarken başlamıştı. aslında ilerleyen tarihlerde memleket ziyaretini düşünüyordum ki fiyatlar insin. ama finalin adresi belli olunca kapının önündeki derbi de kaçmaz dedim. direkt uçus kalmayınca bir de hollanda (evet, ters istikamet) aktarmalı uçtum. öğrenci halimle maddi açıdan da baya açıldım ama yapacak bir şek yok. de demişler? galatasaray seyirci manyak ya
"aklından çıkarma sen bu yeri, cimbom'un kalesi" sloganının hakki veriliyordu. tayfayla havalimani karşılaması olsun, otel ziyaretimiz olsun, yaktığımız meşaleler, hepsi güzel anılardı. bir de o günlerde dilimizden düşmeyen o beste: "ağustosun onbirinde..kayseri'de; sokacağız o kupayı gözünüze* fenerbahçe" (melodi: barış manço - dönence)
inat edip bize öngürülen güzergahı tercih etmeyip sarı kırmızılarla o kadar fenerli grupların arasından geçme atraksiyonu gibi daha anlatılacak ayrıntılar var da türkçe klavyesiz yazmaktan yoruldum. o yüzden toparlamak gerekirse öncesiyle sonrasıyla keyifliydi her şey. yarı yarıya tribünlerin hastasıyız.
benim adıma negatif tarafından başlamak gerekirse bu karaborsacıların bugüne kadar ekmeğine yağ sürdüğüm tek maçtır. federasyonumuz biletlerin çıkacağı tarihi bir akşam önce açıklamış, haberim olmadı. ramazan ayındaydık ve arkadaşlarla iftar sonrası sahur organizasyonumuz vardı. sabah telefon geldi gelmesine ama geç kalmıştık. güç bela sepete bir bilet koysam da site hata verdi. ben de fenerlilerin olacağı kale arkasından bilet aldım. niyetim truva değildi, bir şekilde takas ederim diye düşündüm. bizim 30 liralık kale arkası biletleri 200-250 civarından giderken onlarinkiler 150 lira falan ediyordu. kafa kafaya takası bırak, farkı ödeyip kısmen yırtma stratejim bile tutmadı. stat önünde ne kadar zoruma gitse de karaborsaya yenik düştüm. kendi fb biletimi ise 30 liraya verdim. size bu enayilik gibi gelebilir ama benim doğrularım bunu gerektirir. biletin üzerinde yazandan fazlasını talep etmem vicdanımı rahatsız ederdi, varsın totalde zararlı çıkan ben olayım. almanya'da yıllardır yüze yakın bilet alıp satmışımdır veya takas etmişimdir. bunların arasında en baba uefa organizasyonları da var, zor bulunan deplasman biletleri de, burada düzgün işleyen, karaborsadan uzak platformlar mevcut. bu arada karaborsadan almak zorunda kaldığım bilet bir üst kategoridendi, bir de onu kale arkasıyla takas ettik ki tüm arkadaşlar tribünde de birlikte olalım.
zaten macera uçak biletlerini ayarlarken başlamıştı. aslında ilerleyen tarihlerde memleket ziyaretini düşünüyordum ki fiyatlar insin. ama finalin adresi belli olunca kapının önündeki derbi de kaçmaz dedim. direkt uçus kalmayınca bir de hollanda (evet, ters istikamet) aktarmalı uçtum. öğrenci halimle maddi açıdan da baya açıldım ama yapacak bir şek yok. de demişler? galatasaray seyirci manyak ya
"aklından çıkarma sen bu yeri, cimbom'un kalesi" sloganının hakki veriliyordu. tayfayla havalimani karşılaması olsun, otel ziyaretimiz olsun, yaktığımız meşaleler, hepsi güzel anılardı. bir de o günlerde dilimizden düşmeyen o beste: "ağustosun onbirinde..kayseri'de; sokacağız o kupayı gözünüze* fenerbahçe" (melodi: barış manço - dönence)
inat edip bize öngürülen güzergahı tercih etmeyip sarı kırmızılarla o kadar fenerli grupların arasından geçme atraksiyonu gibi daha anlatılacak ayrıntılar var da türkçe klavyesiz yazmaktan yoruldum. o yüzden toparlamak gerekirse öncesiyle sonrasıyla keyifliydi her şey. yarı yarıya tribünlerin hastasıyız.