189
aklım ereli galatasaraylıyım. babam toros marka arabasında radyodan maç dinlerken arka koltuktan kulak verdiğim günden beri seviyorum futbolu ve galatasaray'ı. radyodan maç da dinledim, gazeteden maç sonucu da öğrendim. maçlara olduğu kadar haberlere de ilgim var küçüklüğümden beri. ufacık çocukken daha bakkalların önüne gider, spor gazetelerinin manşetlerini okurdum. gazete parası bulup bir spor gazetesi satın alabildiğimde galatasaray haberlerini döne döne akşama kadar okurdum. ribery'nin galatasaray'dan kaçtığını bir bayi önünde öylesine gece baskısı incelerken görmüş, şok olmuştum. habere ulaşmak bugüne göre çok daha zor ve keyifliydi. daha sonra internet siteleri çıktı. webaslan'dan falan transfer haberi kovalardım. baros'un, frank rijkaard'ın galatasaray'a gelişini oralardan öğrenmiştim. osman tamburacı okurdum mesela, adam sadece galatasaray yazıyordu çünkü. çok güzeldi galatasaray'dan haber almak. bugün hala öyle, gerçek bir transfer haberi almayı, galatasaray'ın borcunu, kazancını okumayı, hala çok seviyorum. avukatım ben, yargıtay kararı okuduğumdan çok galatasaray haberi okuyorum.
uzun lafın kısası kendimi bildim bileli galatasaray maçlarına ilgim kadar galatasaray haberlerine de ilgim var. seviyorum bu işi. e bu sebepten de küçüklükten beri galatasaray muhabirlerini takip etmiş oluyorum. şimdi konuya gelelim. işin bu dönemki kadar basitleştiğini hiç görmedim. utanıyorum. burhan başlığına yazıyorum, günah keçisi onu seçtim, çünkü en ön saftakilerden biri o. işi o kadar ayağa düşürdüler ki, yakışmıyor artık bu kadarı.
yanına almış muti gibi bir arkadaş, heijan muti gibi takılıyorlar. her gün istisnasız ''neyse bir şey demiyoruz, iftiralar çok ama hadi büyüklük bizde kalsın'' tarzı tweetler... düşman kim, dost kim belli değil. lisede gruplaşan 15 yaşında çocuklar gibi her gün imalı cümleler. transfer oluyor ''biliyorduk söylemedik'', transfer olmuyor ''susmamız erdemimizden (emoji)'' tarzı beyanlar, kaç yaşındasınız beyler siz? binlerce insan sizi takip ediyor, sizden haber bekliyor, sizi okuyor dinliyor. sokakta 2 adam etse insanların küçümseyeceği kavgaları her gün başkalarıyla milyonların önünde edip çocukça laf sokuyorsunuz birbirinize ve kendinize ''galatasaray muhabiri'', ''gazeteci'' diyorsunuz. yıllar sonra geri dönüp baktığınızda ''yahu biz ne çocukmuşuz, ne boş işler yapmışız'' diyeceğinize eminim de, buradan sizi uyarmak istiyorum. bırakın bu işleri artık. biliyorum prim yapmak güzel, biliyorum sosyal medyada konuşulmak güzel, reklamın iyisi kötüsü, hırlısı gürlüsü önemli değil sizin için ama dışarıdan ne kadar çiğ göründüğünü bilseniz inanın bırakırsınız bu işleri.
sizin başarınız ne ki bu kadar önemli sanıyorsunuz kendinizi? çok mu iyi muhabirsiniz? aras karadeniz'in ispanyolca bilmesi sayesinde şansın da yardımıyla toriera transferini öğrendin, o günden beridir derin galatasaray gibi takılıyorsun. yıllardır camiayı rahatsız eden haberlerini insanlar daha unutmadı. 5 senede tesadüf 2 haber alıp veriyorsun, 50 bin kere milletle insanların önünde kavga edip laf sokuyorsun. kimle dostsun kimle düşman belli değil, ne yaptığın belli değil. abilerimiz bu takımın muhabirliğini yapabilmek için az mı emek verdiler? statlarda, florya'da can verenler oldu bu meslek uğruna. senin de zamanında çok emek verdiğini koşturduğunu biliyorum ancak bugün geldiğin noktada, bu tarz ile galatasaray muhabiri olarak anılmak, hem geçmiştekilere hem de bizlere ayıp artık. bu üslubu, bu tarzı, bu üst perdeden cümleleri, bu havalı ve altı boş egolu tavrı bırakın. ya da galatasaray haberciliğini bırakın.
burhan can terzi'ye söylüyorum, tüm muhabirler siz anlayın.
uzun lafın kısası kendimi bildim bileli galatasaray maçlarına ilgim kadar galatasaray haberlerine de ilgim var. seviyorum bu işi. e bu sebepten de küçüklükten beri galatasaray muhabirlerini takip etmiş oluyorum. şimdi konuya gelelim. işin bu dönemki kadar basitleştiğini hiç görmedim. utanıyorum. burhan başlığına yazıyorum, günah keçisi onu seçtim, çünkü en ön saftakilerden biri o. işi o kadar ayağa düşürdüler ki, yakışmıyor artık bu kadarı.
yanına almış muti gibi bir arkadaş, heijan muti gibi takılıyorlar. her gün istisnasız ''neyse bir şey demiyoruz, iftiralar çok ama hadi büyüklük bizde kalsın'' tarzı tweetler... düşman kim, dost kim belli değil. lisede gruplaşan 15 yaşında çocuklar gibi her gün imalı cümleler. transfer oluyor ''biliyorduk söylemedik'', transfer olmuyor ''susmamız erdemimizden (emoji)'' tarzı beyanlar, kaç yaşındasınız beyler siz? binlerce insan sizi takip ediyor, sizden haber bekliyor, sizi okuyor dinliyor. sokakta 2 adam etse insanların küçümseyeceği kavgaları her gün başkalarıyla milyonların önünde edip çocukça laf sokuyorsunuz birbirinize ve kendinize ''galatasaray muhabiri'', ''gazeteci'' diyorsunuz. yıllar sonra geri dönüp baktığınızda ''yahu biz ne çocukmuşuz, ne boş işler yapmışız'' diyeceğinize eminim de, buradan sizi uyarmak istiyorum. bırakın bu işleri artık. biliyorum prim yapmak güzel, biliyorum sosyal medyada konuşulmak güzel, reklamın iyisi kötüsü, hırlısı gürlüsü önemli değil sizin için ama dışarıdan ne kadar çiğ göründüğünü bilseniz inanın bırakırsınız bu işleri.
sizin başarınız ne ki bu kadar önemli sanıyorsunuz kendinizi? çok mu iyi muhabirsiniz? aras karadeniz'in ispanyolca bilmesi sayesinde şansın da yardımıyla toriera transferini öğrendin, o günden beridir derin galatasaray gibi takılıyorsun. yıllardır camiayı rahatsız eden haberlerini insanlar daha unutmadı. 5 senede tesadüf 2 haber alıp veriyorsun, 50 bin kere milletle insanların önünde kavga edip laf sokuyorsun. kimle dostsun kimle düşman belli değil, ne yaptığın belli değil. abilerimiz bu takımın muhabirliğini yapabilmek için az mı emek verdiler? statlarda, florya'da can verenler oldu bu meslek uğruna. senin de zamanında çok emek verdiğini koşturduğunu biliyorum ancak bugün geldiğin noktada, bu tarz ile galatasaray muhabiri olarak anılmak, hem geçmiştekilere hem de bizlere ayıp artık. bu üslubu, bu tarzı, bu üst perdeden cümleleri, bu havalı ve altı boş egolu tavrı bırakın. ya da galatasaray haberciliğini bırakın.
burhan can terzi'ye söylüyorum, tüm muhabirler siz anlayın.