1040
sevgili sözlük emekçisi mocuishle'in ne dediler başlığı performansı sayesinde, tatilini bitirip muhteşem analiz yazılarına tekrar başladığını fark ettiğim yorumcu. şöyle bir göz atiyim dedim neler yazmış çizmiş diye, sağolsun zerre yanıltmadı yine. çünkü kendisini okudukça bu futbol yorumculuğunun hem ne kadar boş hem de ne kadar kolay bir meslek olduğunu bir kez daha anladım. düşünün mesela şu adamın genel geçer cümleleri için para ödeyen kuruluşlar var. gerçi daha kendisine gelene kadar kimler kimler var da bu arkadaş kendini onlarla bir tutmuyor, daha kaliteli buluyordur, ona eminim. hem sözlüğe verdiği cevaptan sonra da iş kişiselleşti biraz. o yüzden cem karaca'nın deyimiyle yarım porsiyon aydınlık saçan analizlerinden birini ele alalım örneğin:
--- alıntı ---
dün slovenya’nın başkenti ljubljana’da, ikinci ön eleme turundaki zalgiris’e hiç benzemeyen bir rakip vardı galatasaray’ın karşısında. neticeden bağımsız olarak söylüyorum, olimpija teknik direktörü henriques’i tebrik etmek gerek. elindeki en kaliteli futbolcuları bir arada sahaya sürerek, geriden pasla çıkarak, hep öne oynama arzusu olan keyifli bir takım izletti sporseverlere. durum böyle olunca da ljubljana’da bol gelgitli, eğlenceli bir müsabaka yaşandı dün gece.
--- alıntı ---
şimdi bu arkadaşın keyifli futbol diyerek aklayıp paklamaya çalıştığı ve rakip hocayı bunun üzerinden tebrik ettiği şey aslında aynı hocanın beceriksizliğinden başka bir şey değil. "skordan bağımsız söylüyorum" diye oraya eklemek durumu kurtarmıyor maalesef çünkü rakibine göre kalite açısından zayıf kaldığın bir takımla galatasaray'dan nasıl fark yersin diye sorsak en ortalama futbol takipçisi bile dünkü paslarla geriden çıkmaya çalışan profili örnek verir. ne uğur meleke ne de övdüğü ljubljana hocası hiç oturup geçen sezonki galatasaray maçlarını analiz etmemiş ve bu oyunla kimlerin karşımızda ne hâllere düştüğüne bakmamış sanırım. şu geriden pasla çıkma mevzusunun, bilhassa kaleden merkeze (6-8'e) yerden giden pasların galatasaray'ın bile başını kaç kez yaktığı bir anlayıştan bahsediyoruz. ljubljana bize karşı böyle oynamak için sahaya çıktığı an o maçı kaybetmişti kısacası. o yüzden ne ben ne de herhangi bir futbol aklı burada tebrik edilecek bir şey gömüyor veya görmemeli. yeri geldiğinde maçı kazanmak için işi çamur güreşine çevirmenin ve göz zevkinden uzak futbol oynamanın da kendi özel sınırları içinde bir keyfi vardır çünkü. zalgiris'in yaptıkları çok daha kıymetlidir bu yüzden ve çok değil sadece yarım tık daha kaliteli ayaklara sahip olsalar eleyebilirlerdi bile bizi. sırf 3-5 kişi bol gol görüp göbeğini kaşıyarak keyiflenecek diye var olmuş bir spor değil bu. amaaan neyse hahah, muhtemelen kendisine dair ilk sansasyonel saçmalamasına kadar son yazım olur bu. benim kendisinin hürriyet'te işgal ettiği köşesi için ilk adayım mocuishle isimli yazarımızdır bu arada. çok daha dişe dokunur şeyler yazacağına da eminim.
--- alıntı ---
dün slovenya’nın başkenti ljubljana’da, ikinci ön eleme turundaki zalgiris’e hiç benzemeyen bir rakip vardı galatasaray’ın karşısında. neticeden bağımsız olarak söylüyorum, olimpija teknik direktörü henriques’i tebrik etmek gerek. elindeki en kaliteli futbolcuları bir arada sahaya sürerek, geriden pasla çıkarak, hep öne oynama arzusu olan keyifli bir takım izletti sporseverlere. durum böyle olunca da ljubljana’da bol gelgitli, eğlenceli bir müsabaka yaşandı dün gece.
--- alıntı ---
şimdi bu arkadaşın keyifli futbol diyerek aklayıp paklamaya çalıştığı ve rakip hocayı bunun üzerinden tebrik ettiği şey aslında aynı hocanın beceriksizliğinden başka bir şey değil. "skordan bağımsız söylüyorum" diye oraya eklemek durumu kurtarmıyor maalesef çünkü rakibine göre kalite açısından zayıf kaldığın bir takımla galatasaray'dan nasıl fark yersin diye sorsak en ortalama futbol takipçisi bile dünkü paslarla geriden çıkmaya çalışan profili örnek verir. ne uğur meleke ne de övdüğü ljubljana hocası hiç oturup geçen sezonki galatasaray maçlarını analiz etmemiş ve bu oyunla kimlerin karşımızda ne hâllere düştüğüne bakmamış sanırım. şu geriden pasla çıkma mevzusunun, bilhassa kaleden merkeze (6-8'e) yerden giden pasların galatasaray'ın bile başını kaç kez yaktığı bir anlayıştan bahsediyoruz. ljubljana bize karşı böyle oynamak için sahaya çıktığı an o maçı kaybetmişti kısacası. o yüzden ne ben ne de herhangi bir futbol aklı burada tebrik edilecek bir şey gömüyor veya görmemeli. yeri geldiğinde maçı kazanmak için işi çamur güreşine çevirmenin ve göz zevkinden uzak futbol oynamanın da kendi özel sınırları içinde bir keyfi vardır çünkü. zalgiris'in yaptıkları çok daha kıymetlidir bu yüzden ve çok değil sadece yarım tık daha kaliteli ayaklara sahip olsalar eleyebilirlerdi bile bizi. sırf 3-5 kişi bol gol görüp göbeğini kaşıyarak keyiflenecek diye var olmuş bir spor değil bu. amaaan neyse hahah, muhtemelen kendisine dair ilk sansasyonel saçmalamasına kadar son yazım olur bu. benim kendisinin hürriyet'te işgal ettiği köşesi için ilk adayım mocuishle isimli yazarımızdır bu arada. çok daha dişe dokunur şeyler yazacağına da eminim.