137
bu firmayla benim çok ilginç bir anım var. başlığı görünce anlatmak istedim. sene 2016, yurtdışından yeni dönmüşüm. aylardan temmuz başı, darbe henüz olmamış. iş arayışında olduğum bir dönem.
iş başvurularında bulunmuştum, buradan aradılar, kurtköy’deki plazalarına davet ettiler görüşmek için. zaten tepede binaları, bilen bilir sanırım.
neyse gittim, görüştüm. görüşme tahmin ettiğimden de iyi geçmişti. bizi nereden duydunuz diye sormuşlardı hatta. “galatasaray’ın forma sponsoruydunuz” demiştim. bi süre sonra da yabancı uyruklu (belçikalıydı sanırım tam hatırlamıyorum) biriyle ingilizce mülakat yaptık. her şey yolunda gitmişti gayet, zaten ikinci görüşme için sizi arayacağız falan denmişti, okay deyip eve döndüm.
aradan zaman geçti, darbe falan oldu o sıra, bunlardan ses çıkmadı. ya zaten darbe olmuş, herkes bir telaştadır falan dedim içimden. neyse bi süre sonra şirkete kayyum atandığını öğrendim. teker teker çalışanlarını içeri alıyorlar. lan dedim bi dk, benim orada cv vardı aq. beni de içeri alırlarsa diye telaşlanmaya başladım. kendimi her türlü temize çıkarırım da bi kere o damgayı yersen kurtuluşun yok memlekette. her türlü siciline işliyor. işin sonunda ya çobanlık yapacaksın ya da alıp başını gideceksin. içime iyiden iyiye kurt düştü. birkaç gün sonra dayanamadım emniyet müdürlüğüne gittim, bari anlatayım olayı dedim. belki anlarlar.
gittim, baştan sona anlattım durumu emniyet amirine. ama nasıl korkmuşum, şimdilerde bunu yapar mıyım bilmiyorum. amir de şaşırdı duruma, “orada içeri alınanların fetöyle ilişkisi var, herkesi öyle almıyoruz içeri, merak etme” falan diye bi şeyler söyledi. bunları söylerken gözümün içine bakıyor, içinden “ya ne alaka aq” diyordur. dövmeli piercingli biri ben fetöcü değilim diye emniyete gelip ifade veriyor, emniyet amirini ikna etmeye çalışıyor bu konuda. gayet komik bi durummuş şimdi düşündüğümde.
neyse aradan 1,5 yıl falan geçti, o süreç boyunca herhangi bir şey olmadı. ben zaten çoktan iş bulmuşum falan. olayı unuttum, unutacağım. 1 gün bilmediğim bi numara aradı, açtım, diyalog aynen şöyle gelişti;
- merhaba kenny bey ile mi görüşüyorum? (arkada telsiz sesleri geliyor)
- evet buyrun?
- ya ben dumankaya holding’den arıyorum. adım komser şu. buraya kayyum atandı biliyorsunuzdur belki. cv’leri incelerken cv’niz dikkatimi çekti, iş arayışınız aktif midir?
- aman aman aman yok. ben çalışıyorum zaten, işimden de memnunum. (okuyom ben ya gibi söylüyorum burayı)
- e peki o zaman (manyak bu herhalde diye içinden geçirmiyosa neyim)
halen hatırladıkça gülerim ya ):
iş başvurularında bulunmuştum, buradan aradılar, kurtköy’deki plazalarına davet ettiler görüşmek için. zaten tepede binaları, bilen bilir sanırım.
neyse gittim, görüştüm. görüşme tahmin ettiğimden de iyi geçmişti. bizi nereden duydunuz diye sormuşlardı hatta. “galatasaray’ın forma sponsoruydunuz” demiştim. bi süre sonra da yabancı uyruklu (belçikalıydı sanırım tam hatırlamıyorum) biriyle ingilizce mülakat yaptık. her şey yolunda gitmişti gayet, zaten ikinci görüşme için sizi arayacağız falan denmişti, okay deyip eve döndüm.
aradan zaman geçti, darbe falan oldu o sıra, bunlardan ses çıkmadı. ya zaten darbe olmuş, herkes bir telaştadır falan dedim içimden. neyse bi süre sonra şirkete kayyum atandığını öğrendim. teker teker çalışanlarını içeri alıyorlar. lan dedim bi dk, benim orada cv vardı aq. beni de içeri alırlarsa diye telaşlanmaya başladım. kendimi her türlü temize çıkarırım da bi kere o damgayı yersen kurtuluşun yok memlekette. her türlü siciline işliyor. işin sonunda ya çobanlık yapacaksın ya da alıp başını gideceksin. içime iyiden iyiye kurt düştü. birkaç gün sonra dayanamadım emniyet müdürlüğüne gittim, bari anlatayım olayı dedim. belki anlarlar.
gittim, baştan sona anlattım durumu emniyet amirine. ama nasıl korkmuşum, şimdilerde bunu yapar mıyım bilmiyorum. amir de şaşırdı duruma, “orada içeri alınanların fetöyle ilişkisi var, herkesi öyle almıyoruz içeri, merak etme” falan diye bi şeyler söyledi. bunları söylerken gözümün içine bakıyor, içinden “ya ne alaka aq” diyordur. dövmeli piercingli biri ben fetöcü değilim diye emniyete gelip ifade veriyor, emniyet amirini ikna etmeye çalışıyor bu konuda. gayet komik bi durummuş şimdi düşündüğümde.
neyse aradan 1,5 yıl falan geçti, o süreç boyunca herhangi bir şey olmadı. ben zaten çoktan iş bulmuşum falan. olayı unuttum, unutacağım. 1 gün bilmediğim bi numara aradı, açtım, diyalog aynen şöyle gelişti;
- merhaba kenny bey ile mi görüşüyorum? (arkada telsiz sesleri geliyor)
- evet buyrun?
- ya ben dumankaya holding’den arıyorum. adım komser şu. buraya kayyum atandı biliyorsunuzdur belki. cv’leri incelerken cv’niz dikkatimi çekti, iş arayışınız aktif midir?
- aman aman aman yok. ben çalışıyorum zaten, işimden de memnunum. (okuyom ben ya gibi söylüyorum burayı)
- e peki o zaman (manyak bu herhalde diye içinden geçirmiyosa neyim)
halen hatırladıkça gülerim ya ):