361
alınır, alınmaz; beğenilir, beğenilmez ama bir futbolcunun rakip takımda oynuyor oluşu ve transfer tercihleri onu karaktersiz/şerefsiz yapmayacağı gibi, bir maçı galatasaray'ın kazanmış olması o gün rakip takımdaki bütün oyuncuların mahv u perişan olduğu anlamına da gelmez. ben arena'da 2-1 kazandığımız beşiktaş maçında weghorst'u da, gedson'u da gözlerimle izledim. hiç mırın kırın etmeye gerek yok, gedson'u iç sahada oynamanın avantajı ile tabiri caizse döve döve durdurduk. weghorst da gayet etkili oynadı o gün. pozisyona da girdi, hava topu da aldı, sıkı bir pres de yaptı. zorladı epey. patates edilen bir futbolcu izlemedim ben o gün açıkçası. weghorst'un beşiktaş formasıyla sahada olduğu diğer maçlarda da patates edildiğine hiç şahit olmadım.
şu karakter ve şeref meselesi ise apayrı bir durum. weghorst beşiktaş ile olan kiralık sözleşmesini sona erdirerek manchester united'a gitmek istediği için mi karaktersiz oluyor? peki o zaman çok değil bir sene önce galatasaray ile sözleşmesi olduğu halde sevilla'ya gitmek uğruna takımla beraber avusturya kampına katılmak dahi istemeyen marcao ne oluyor? şeref timsali mi? veya biraz daha eskilere gidelim. fatih hocanın gitmeyeceğini instagram hesabından yayınladığı video aracılığıyla duyurmasından bir hafta sonra apar topar giden ozan kabak ne oluyor? 2011'de "normalde gidecektim ama fatih hoca geldi ve kalmamı istedi. bu yüzden de kalıyorum" dediği halde, atletico madrid'in resmi teklifi sonrası başkan ünal aysal'a ve hocamız terim'e gitmek için yalvaran ve sonunda istediğini elde eden arda turan ne oluyor? weghorst özelinden yürütülen mantıkla bazı futbolcularımız özelinde sevilla, atletico madrid ve stuttgart gibi kulüplere satılır olduk. bu futbolcularımızın onuru veya karakteri hakkında bir şeyler söylemek isteyen sözlük üyesi var mı? veya bugün türk veya yabancı herhangi bir futbolcumuz manchester united'tan resmi teklif alsa, ne yapar acaba? "yok, ben kalıyorum" mu der; yoksa gitmek için yalvarır mı?
insanların tuttukları takımdan, giydikleri formadan veya yaptıkları transfer tercihlerinden ötürü (ortada bir iki yüzlülük olmadığı takdirde) yargılamayı bırakalım artık. weghorst karaktersiz bir insan değil. beşiktaş ile belirli bir ücret karşılığında iş sözleşmesi imzalamış profesyonel bir futbolcu idi kendisi sadece. sahada olduğu süre boyunca o forma için elinden geleni yaptı da adam. daha sonra türkiye'deki yerli-yabancı her futbolcunun hayalini süsleyeceği bir takıma 31 yaşında transfer olma şansına sanip oldu ve kiralık oynadığı takıma para kazandırarak bu teklifi değerlendirmek istedi. bu kadar. bunun üzerinden kimsenin karakterine, onuruna, şerefine dair tespitte bulunulamaz. weghorst karaktersiz olmadığı gibi; galatasaray'dan ayrılmak istedikleri için arda, ozan ve marcao gibiler de karaktersiz olmadılar. yarın bir gün nelsson da ayrılma talebi ile gelirse, o da karaktersiz olmayacak. ortada çok net bir döneklik veya şahsiyet bozukluğu olmadığı sürece, insanlar hakkında bu tip kesin yargılara varmamalıyız. ayıptır bu.
şu karakter ve şeref meselesi ise apayrı bir durum. weghorst beşiktaş ile olan kiralık sözleşmesini sona erdirerek manchester united'a gitmek istediği için mi karaktersiz oluyor? peki o zaman çok değil bir sene önce galatasaray ile sözleşmesi olduğu halde sevilla'ya gitmek uğruna takımla beraber avusturya kampına katılmak dahi istemeyen marcao ne oluyor? şeref timsali mi? veya biraz daha eskilere gidelim. fatih hocanın gitmeyeceğini instagram hesabından yayınladığı video aracılığıyla duyurmasından bir hafta sonra apar topar giden ozan kabak ne oluyor? 2011'de "normalde gidecektim ama fatih hoca geldi ve kalmamı istedi. bu yüzden de kalıyorum" dediği halde, atletico madrid'in resmi teklifi sonrası başkan ünal aysal'a ve hocamız terim'e gitmek için yalvaran ve sonunda istediğini elde eden arda turan ne oluyor? weghorst özelinden yürütülen mantıkla bazı futbolcularımız özelinde sevilla, atletico madrid ve stuttgart gibi kulüplere satılır olduk. bu futbolcularımızın onuru veya karakteri hakkında bir şeyler söylemek isteyen sözlük üyesi var mı? veya bugün türk veya yabancı herhangi bir futbolcumuz manchester united'tan resmi teklif alsa, ne yapar acaba? "yok, ben kalıyorum" mu der; yoksa gitmek için yalvarır mı?
insanların tuttukları takımdan, giydikleri formadan veya yaptıkları transfer tercihlerinden ötürü (ortada bir iki yüzlülük olmadığı takdirde) yargılamayı bırakalım artık. weghorst karaktersiz bir insan değil. beşiktaş ile belirli bir ücret karşılığında iş sözleşmesi imzalamış profesyonel bir futbolcu idi kendisi sadece. sahada olduğu süre boyunca o forma için elinden geleni yaptı da adam. daha sonra türkiye'deki yerli-yabancı her futbolcunun hayalini süsleyeceği bir takıma 31 yaşında transfer olma şansına sanip oldu ve kiralık oynadığı takıma para kazandırarak bu teklifi değerlendirmek istedi. bu kadar. bunun üzerinden kimsenin karakterine, onuruna, şerefine dair tespitte bulunulamaz. weghorst karaktersiz olmadığı gibi; galatasaray'dan ayrılmak istedikleri için arda, ozan ve marcao gibiler de karaktersiz olmadılar. yarın bir gün nelsson da ayrılma talebi ile gelirse, o da karaktersiz olmayacak. ortada çok net bir döneklik veya şahsiyet bozukluğu olmadığı sürece, insanlar hakkında bu tip kesin yargılara varmamalıyız. ayıptır bu.