3000
kurumun başkanı atama ile geldiği için sorunları çözmek için yeterli donanıma sahip değildir.
bütün federasyon kurumu içerisinde bir tane bile düzgün çalışan organizasyon yok.
bak mhk-pfdk'yı geçtim, bu federasyonun içinde reklamcılık-iletişim gibi bir sürü departman var.
bu departmanlardaki maaşlı çalışanlar ne yapıyor biliyor musunuz?
kendi yapacakları işi 50 tane firmaya ihale ediyor, bu firma sahiplerine milyon milyon para kazandırıyor.
bu ihaleleri kimler alır, nasıl bir çalışma sistemi vardır? orasını da siz düşünün artık.
gündemimizdeki yıldız konusuna gelecek olursak;
uzun yıllardır tff başkanı olan her bir zat bu işi sürüncemede bırakıyor.
kimse net bir şekilde kabul etmiyor ya da ret vermiyor.
bunun sebebi de başta bahsettiğim; atama usulü - liyakatsiz yöneticilik.
bir an olsun futbol taraftarlığını bırakıp olaya şöyle bakalım;
fenerbahçe x konuda futbol gündemini değiştirebilecek bir talepte bulunuyor.
bu talep doğrultusunda fenerbahçe'nin isteği kabul gördüğü takdirde diğer camialar rahatsız oluyor.
yani bu da atamayla gelen adamı atayan kişiye karşı bir tepki oluşturuyor.
bu tepkiden çekinen kişi fenerbahçe'ye haklı bile olsa talebini kabul ederim diyemiyor.
fenerbahçe'nin bu x talebinde haksız olduğunu düşünelim.
haksız olduğu için zaten normal şartlarda bu talebin kabul edilmemesi gerekiyor.
bu talebi kabul etmediğin takdirde fenerbahçe dışındaki camialar doğru yapıldığı için normal olarak tepki göstermiyor.
ama haksız olduğu halde fenerbahçe'ye talebinde ret verdiğin an, karşındaki oluşum tankıyla tüfeğiyle kulübe destek vermiş herkesi resmen savaşa çağırıyor.
yani iki ucu botlu değnek misali bir durum var.
burada atanan adamın en önemli rolü kendisini atayan kişiye tepki oyu oluşmamasını sağlamak.
zaten şahsi çıkar-hesapların önemi ortada.
bu şahıslar için bu kadar önemli mevzular varken, türk futbolunu geliştirmekle uğraşacak halleri olamaz zaten.
böyle yönetilen bir kurumdan da liyakatli kararlar beklemek en basit tabir ile enayilik olur.
bütün federasyon kurumu içerisinde bir tane bile düzgün çalışan organizasyon yok.
bak mhk-pfdk'yı geçtim, bu federasyonun içinde reklamcılık-iletişim gibi bir sürü departman var.
bu departmanlardaki maaşlı çalışanlar ne yapıyor biliyor musunuz?
kendi yapacakları işi 50 tane firmaya ihale ediyor, bu firma sahiplerine milyon milyon para kazandırıyor.
bu ihaleleri kimler alır, nasıl bir çalışma sistemi vardır? orasını da siz düşünün artık.
gündemimizdeki yıldız konusuna gelecek olursak;
uzun yıllardır tff başkanı olan her bir zat bu işi sürüncemede bırakıyor.
kimse net bir şekilde kabul etmiyor ya da ret vermiyor.
bunun sebebi de başta bahsettiğim; atama usulü - liyakatsiz yöneticilik.
bir an olsun futbol taraftarlığını bırakıp olaya şöyle bakalım;
fenerbahçe x konuda futbol gündemini değiştirebilecek bir talepte bulunuyor.
bu talep doğrultusunda fenerbahçe'nin isteği kabul gördüğü takdirde diğer camialar rahatsız oluyor.
yani bu da atamayla gelen adamı atayan kişiye karşı bir tepki oluşturuyor.
bu tepkiden çekinen kişi fenerbahçe'ye haklı bile olsa talebini kabul ederim diyemiyor.
fenerbahçe'nin bu x talebinde haksız olduğunu düşünelim.
haksız olduğu için zaten normal şartlarda bu talebin kabul edilmemesi gerekiyor.
bu talebi kabul etmediğin takdirde fenerbahçe dışındaki camialar doğru yapıldığı için normal olarak tepki göstermiyor.
ama haksız olduğu halde fenerbahçe'ye talebinde ret verdiğin an, karşındaki oluşum tankıyla tüfeğiyle kulübe destek vermiş herkesi resmen savaşa çağırıyor.
yani iki ucu botlu değnek misali bir durum var.
burada atanan adamın en önemli rolü kendisini atayan kişiye tepki oyu oluşmamasını sağlamak.
zaten şahsi çıkar-hesapların önemi ortada.
bu şahıslar için bu kadar önemli mevzular varken, türk futbolunu geliştirmekle uğraşacak halleri olamaz zaten.
böyle yönetilen bir kurumdan da liyakatli kararlar beklemek en basit tabir ile enayilik olur.