95
deprem'den önce iskenderun'da görev yapıyordum, depremden sonra da eşimi ve çocuklarımı bıraktığım 1 gün hariç aralıksız olarak 94 gün görevimi yaptım. devlet memuru olarak bu süreçte sadece 3 kez banyo yapabildim, sobalı evi olan arkadaşlarımın evinde. yemek işi zaten tamamen kişinin kendisine kalmıştı. depremden önce yemekhanemiz varken depremden sonra ancak konserve temini oldu. bu süreçte oradaki halk için vatandaşlarımız seferber oldu, arada bizlere de kendi elleriyle getirdiler sağ olsunlar. ama o yardım sürecinde bizim halkımız fazladan bir parça ekmek için çekinirken bile, suriyeli misafirlerimiz(!) üçer beşer almakta beis görmüyorlardı. bunları hepsi gözümüzün önünde yaşandı. geçen hafta tekrar ziyarete gittim iskenderun'u hala enkaz vardı ki iskenderun hatay'ın görece az zarar gören yerlerinden biri. bu seçim tekrar gösterdi ki herkes halinden memnunmuş. rahatsız olanlarda sıkıntı varmış ya da diğer aday o kadar güven vermemiş ki evsiz kalan halk buna çözüm bulabilecek tek bir ismi görmüş. sorgulanacak çok şey var ama ülkede yaşamak o kadar zor ki, bazen gerçekten bitsin istiyor insan.