4
geçmiş yıllarda çok fazla önem verdiğim şeylerdi bu tarz buluşmalar/görüşmeler ama artık belki de yaşımın da etkisiyle sinirlenmiyorum. gerilmiyorum. çünkü biz de dahil olmak üzere kulüplerin birçoğunu samimi bulmuyorum.
fenerbahçe hiçbir ahlaki sınır tanımadan, terörizm ile eşleştirme dahi yaparak bize sallıyor. biz cevap veriyoruz. biz federasyon'a, mhk'ya giydiriyoruz. beşiktaş hiç durmadan bize, arada bir fener'e, sürekli ise tff'ye saydırıyor. sonra ne oluyor? bugün saat 15.00'da kulüpler birliği ve tff toplantı yapıyorlar. kulüpleri temsilen katılan başkanların veya yöneticilerin kendi aralarında sohbette kahkahalar havada uçuşuyor. bugüne kadar hep böyle oldu, bugünkü toplantıda da böyle olacaktır. hatta bugün toplantı sonrasında bildiğim kadarıyla tff ve kulüpler birliği beraber iftar yapacaklar, sonrasında da beşiktaş-atletico madrid maçına gidecekler hep beraber. kimin stadına? beşiktaş'ın stadına. beşiktaş, fenerbahçe ve biz kendi aramızda demediğimizi bırakmıyoruz, federasyon'a ve kurullarına her türlü eleştiriyi yapıyoruz ama sonra bir yemek oluyor, bir toplantı oluyor, bir bakıyorum kulüpleri temsil eden kişiler muhallebi kıvamındalar. herkes güleç. o yüzden mehmet ali ile buluşmuş, erden timur belgeleri açıklamakla tehdit etmiş, ahmet "kayıkçı kavgası" demiş; bunlar eskisi kadar bana dikkat çekici gelmiyor. tamamen şov ve her kulübün kendi taraftarını manipüle etme çabası olarak görüyorum. daha bugün hürriyet gazetesinde fenerbahçe ceo'su burak kızılhan bizim hakkımızda demediğini bırakmamış. bir "terörsaray" demediği kalmış. dün akşam kulübümüzün basın mensuplarına verdiği iftarda da erden timur fenerbahçe hakkında epey giydirmiş. peki sonra? sonrası şu; bu adamlar veya kulüpleri temsilen başka adamlar akşam "kah kah kah kih kih hih" yemek yiyecekler sonra da vodafone stadı'na geçip dostluk görüntüsü verecekler. birileri de çıkıp ekranda "helal olsun, işte özlediğimiz görüntüler" diyecek. peki yarın sabah? yarın sabah sövmeye, saymaya devam. ben bu samimiyetsizliği doğru bulmuyorum. herkes kendisini samimi, adil, mert, racon sahibi görüyor ama bir araya gelindiği zaman cesur davranan bir tane başkan veya yönetici görmedim henüz. "kavga etsinler" demiyorum ama bu cıvıklık da rahatsız edici geliyor bana. bundan sebep de "o o'na gitmiş", "bu, bununla konuşmuş" falan bana bir anlam ifade etmiyor artık.
fenerbahçe hiçbir ahlaki sınır tanımadan, terörizm ile eşleştirme dahi yaparak bize sallıyor. biz cevap veriyoruz. biz federasyon'a, mhk'ya giydiriyoruz. beşiktaş hiç durmadan bize, arada bir fener'e, sürekli ise tff'ye saydırıyor. sonra ne oluyor? bugün saat 15.00'da kulüpler birliği ve tff toplantı yapıyorlar. kulüpleri temsilen katılan başkanların veya yöneticilerin kendi aralarında sohbette kahkahalar havada uçuşuyor. bugüne kadar hep böyle oldu, bugünkü toplantıda da böyle olacaktır. hatta bugün toplantı sonrasında bildiğim kadarıyla tff ve kulüpler birliği beraber iftar yapacaklar, sonrasında da beşiktaş-atletico madrid maçına gidecekler hep beraber. kimin stadına? beşiktaş'ın stadına. beşiktaş, fenerbahçe ve biz kendi aramızda demediğimizi bırakmıyoruz, federasyon'a ve kurullarına her türlü eleştiriyi yapıyoruz ama sonra bir yemek oluyor, bir toplantı oluyor, bir bakıyorum kulüpleri temsil eden kişiler muhallebi kıvamındalar. herkes güleç. o yüzden mehmet ali ile buluşmuş, erden timur belgeleri açıklamakla tehdit etmiş, ahmet "kayıkçı kavgası" demiş; bunlar eskisi kadar bana dikkat çekici gelmiyor. tamamen şov ve her kulübün kendi taraftarını manipüle etme çabası olarak görüyorum. daha bugün hürriyet gazetesinde fenerbahçe ceo'su burak kızılhan bizim hakkımızda demediğini bırakmamış. bir "terörsaray" demediği kalmış. dün akşam kulübümüzün basın mensuplarına verdiği iftarda da erden timur fenerbahçe hakkında epey giydirmiş. peki sonra? sonrası şu; bu adamlar veya kulüpleri temsilen başka adamlar akşam "kah kah kah kih kih hih" yemek yiyecekler sonra da vodafone stadı'na geçip dostluk görüntüsü verecekler. birileri de çıkıp ekranda "helal olsun, işte özlediğimiz görüntüler" diyecek. peki yarın sabah? yarın sabah sövmeye, saymaya devam. ben bu samimiyetsizliği doğru bulmuyorum. herkes kendisini samimi, adil, mert, racon sahibi görüyor ama bir araya gelindiği zaman cesur davranan bir tane başkan veya yönetici görmedim henüz. "kavga etsinler" demiyorum ama bu cıvıklık da rahatsız edici geliyor bana. bundan sebep de "o o'na gitmiş", "bu, bununla konuşmuş" falan bana bir anlam ifade etmiyor artık.