95
kaybettiğimiz, 80 lerde ve 90 larda galatasaray tribününün toparlanıp bugüne kadar gelmesinde en az lakabı kadar payı olan iyi yürekli, büyük galatasaraylı, çok güzel insandır.
bu tribünü yıllardır kovalayan, gelen hemen hemen herkes ile bir anısı vardır. benim kendisi ile ilk anda aklıma gelen anı/görüntü 5 mart 1995 beşiktaş-galatasaray maçındandır (bkz: #2879237) maç öncesi yaşanılan olay/mevzulardan sonra kapalının kenarına girilmiş ve o tek kapılık yere girilecek maksimum kapasite ile yerleşmiştik. devre arasında ise koridora inilmiş hem maç öncesi mevzuları hakkında kritik yapılmış hem de maç sonrası için gerekli planlama yapılmaktaydı. nasıl tribünde iki takım taraftarları arasında polis kordonu varsa, koridorda da durum böyleydi. zaten kafes denilen yerde yer aldığımızdan kordondan başka ayrıca demirlerde vardı koridorda beşiktaş tribünü ile aramızda. ev sahipleri kordon arkasından zaten kendilerine yakışan şekilde pislik, küfür hakaret vb yapıyordu karşılığını alacaklarına bilmelerine rağmen.
nasıl olduysa o esnada, o yıllarda beşiktaş tribünlerinde sözüm ona psikoptalığı ile meşhur simalardan biri kordonu yarıp demirlerin dibinde ayaküstü toplantı halinde bulunan içinde fil ali abimizinda bulunduğu galatasaray tribünün kurmaylarının yakınına kadar gelip hala hafızamda olan o ses tonu ve cümle ile o kadar aramaya rağmen bir şekilde stadın içine kadar soktuğu kesici aletini göstererek "fil ali hadi göster bakalım delikanlılığını, görelim
galatasaray'ın erkeklerini " demesi ile fil ali'nin (abi) sanki bu anı bekliyormuş gibi hemen orada yer alan büfedeki( sosisli satılan) sıcak su tezgahını alıp fırlatması ile gergin olan ortam daha da ısınmış, az önce galatasaray'ın erkeklerini arayan tiner sevdalısı vatandaş ise kendisine aradığı kocayı ve sıcak tokadını bulmuş oldu.
bu tarz durumlarda o cevabı verecek ilk kişi her zaman önemlidir. zira ondan alınan feyz ve cesaretle dalgalanma başlar. gücün ve inancın artar. işte bu şekilde en az 3-4 olayına daha yakınen şahit olmuştum ali abinin. evet o kadar adama tek başına girmek ve zaferle çıkma genelde filmlerde olur ama inanın bunun ateşini yakan biri tabiri caizse ilk fişeği atan adamdı. özellikle bizim gibi düşman sınır hattınının (kadıköy'de) ötesinde yaşayan galatasaraylılar için kadıköy deplaselerine giderken trende, dolmuşta, sözüm ona meşhur fener maratonunun karşısındaki sokakta toplanıldığında onun orada olduğunu görüp rahatlamak( ali abi de burada hiçbir şey olmaz artık, gelsinler sıkıysa iç rahatlığı) önemliydi.
daha çok şey yazılır ve yazılacaktır da hakkında. çok büyük galatasaraylıyı kaybettik ama bunu bilelim.
mekanı cennet olsun inşallah.
bu tribünü yıllardır kovalayan, gelen hemen hemen herkes ile bir anısı vardır. benim kendisi ile ilk anda aklıma gelen anı/görüntü 5 mart 1995 beşiktaş-galatasaray maçındandır (bkz: #2879237) maç öncesi yaşanılan olay/mevzulardan sonra kapalının kenarına girilmiş ve o tek kapılık yere girilecek maksimum kapasite ile yerleşmiştik. devre arasında ise koridora inilmiş hem maç öncesi mevzuları hakkında kritik yapılmış hem de maç sonrası için gerekli planlama yapılmaktaydı. nasıl tribünde iki takım taraftarları arasında polis kordonu varsa, koridorda da durum böyleydi. zaten kafes denilen yerde yer aldığımızdan kordondan başka ayrıca demirlerde vardı koridorda beşiktaş tribünü ile aramızda. ev sahipleri kordon arkasından zaten kendilerine yakışan şekilde pislik, küfür hakaret vb yapıyordu karşılığını alacaklarına bilmelerine rağmen.
nasıl olduysa o esnada, o yıllarda beşiktaş tribünlerinde sözüm ona psikoptalığı ile meşhur simalardan biri kordonu yarıp demirlerin dibinde ayaküstü toplantı halinde bulunan içinde fil ali abimizinda bulunduğu galatasaray tribünün kurmaylarının yakınına kadar gelip hala hafızamda olan o ses tonu ve cümle ile o kadar aramaya rağmen bir şekilde stadın içine kadar soktuğu kesici aletini göstererek "fil ali hadi göster bakalım delikanlılığını, görelim
galatasaray'ın erkeklerini " demesi ile fil ali'nin (abi) sanki bu anı bekliyormuş gibi hemen orada yer alan büfedeki( sosisli satılan) sıcak su tezgahını alıp fırlatması ile gergin olan ortam daha da ısınmış, az önce galatasaray'ın erkeklerini arayan tiner sevdalısı vatandaş ise kendisine aradığı kocayı ve sıcak tokadını bulmuş oldu.
bu tarz durumlarda o cevabı verecek ilk kişi her zaman önemlidir. zira ondan alınan feyz ve cesaretle dalgalanma başlar. gücün ve inancın artar. işte bu şekilde en az 3-4 olayına daha yakınen şahit olmuştum ali abinin. evet o kadar adama tek başına girmek ve zaferle çıkma genelde filmlerde olur ama inanın bunun ateşini yakan biri tabiri caizse ilk fişeği atan adamdı. özellikle bizim gibi düşman sınır hattınının (kadıköy'de) ötesinde yaşayan galatasaraylılar için kadıköy deplaselerine giderken trende, dolmuşta, sözüm ona meşhur fener maratonunun karşısındaki sokakta toplanıldığında onun orada olduğunu görüp rahatlamak( ali abi de burada hiçbir şey olmaz artık, gelsinler sıkıysa iç rahatlığı) önemliydi.
daha çok şey yazılır ve yazılacaktır da hakkında. çok büyük galatasaraylıyı kaybettik ama bunu bilelim.
mekanı cennet olsun inşallah.