1716
kendisi hakkında yapılan yorumların yine iki uç noktada olduğu kiralık galatasaray futbolcusu.
öncelikle şu "galatasaray seviyesi" muhabbetine bir dokunalım. avrupa futbolu ile yerel ligler arasında ciddi bir fark var. takımların o kupaları ciddiye alışı, oynanan futbol vs. şampiyonlar ligi'nde oynadığı son 50 maçta 5 tane galibiyeti zor bulmuş bir futbol takımının, avrupa'nın 2. veya 3. sınıf futbolcularına "seviyemiz değil" şeklinde bakacağı bir lüks olamaz. bu morutan için değil, her futbolcu için geçerli. evet kadroda avrupa futbolunda büyük işler başarmış isimler var, fakat kabul edelim, bunların hepsi artık kendi takımlarında istenmediği için türkiye'ye geldiler. mauro icardi, dries mertens, juan mata ve son gelen nicolo zaniolo. tamam kalite yüksek ama hele bir seneye şampiyonlar ligi ön elemelerinde kalbur üstü bir takımla oynayalım o zaman gerçek seviyemizi görürüz. ümraniyespor, trabzonspor hatta fenerbahçe, bu takımın seviyesini belirleyecek maçlar değil, hele oyuncularını yargılarken.
serie b'nin türkiye ligi'nin altında bir kaliteye sahip olduğunu düşünmüyorum hatta yıllarca keşke bu ligden tilki italyan golcü alsak diye hayıflandım, yaşı yetenler dario hubner'i hatırlayacaktır. adam hayatı boyunca alt sıra takımlarında oynadı ama bir gol makinesiydi.
ha peki morutan özelinde durum ne? ilk senesi kimse kusura bakmasın büyük hayal kırıklığı idi. en ufak omuz darbesinde yere düşen, oyunu rakibin sahasına yıktığımız anlarda ancak etkili olabilen, oyuna girdiğinde ısınana kadar 15 dakika geçen bir oyuncuydu. böyle bir oyuncu ikinci bir şansı hak eder, ancak futbol artık bir maliyet/fayda hesabı. morutan, kendisine 5-6 milyonluk bir teklif geldiğinde, "aman ikinci şansı verelim belki hala çıkış yapar" diye beklenecek bir futbolcu mudur? bence değildir. ama mesela kendisine 200 bin euroluk teklif gelirse sözleşme süresi de hesaba katılarak yarım sezon daha tutulabilir. artık oyuncuları maliyetleri ve potansiyel faydalarını hesaba katmadan değerlendirmek mümkün değil.
öncelikle şu "galatasaray seviyesi" muhabbetine bir dokunalım. avrupa futbolu ile yerel ligler arasında ciddi bir fark var. takımların o kupaları ciddiye alışı, oynanan futbol vs. şampiyonlar ligi'nde oynadığı son 50 maçta 5 tane galibiyeti zor bulmuş bir futbol takımının, avrupa'nın 2. veya 3. sınıf futbolcularına "seviyemiz değil" şeklinde bakacağı bir lüks olamaz. bu morutan için değil, her futbolcu için geçerli. evet kadroda avrupa futbolunda büyük işler başarmış isimler var, fakat kabul edelim, bunların hepsi artık kendi takımlarında istenmediği için türkiye'ye geldiler. mauro icardi, dries mertens, juan mata ve son gelen nicolo zaniolo. tamam kalite yüksek ama hele bir seneye şampiyonlar ligi ön elemelerinde kalbur üstü bir takımla oynayalım o zaman gerçek seviyemizi görürüz. ümraniyespor, trabzonspor hatta fenerbahçe, bu takımın seviyesini belirleyecek maçlar değil, hele oyuncularını yargılarken.
serie b'nin türkiye ligi'nin altında bir kaliteye sahip olduğunu düşünmüyorum hatta yıllarca keşke bu ligden tilki italyan golcü alsak diye hayıflandım, yaşı yetenler dario hubner'i hatırlayacaktır. adam hayatı boyunca alt sıra takımlarında oynadı ama bir gol makinesiydi.
ha peki morutan özelinde durum ne? ilk senesi kimse kusura bakmasın büyük hayal kırıklığı idi. en ufak omuz darbesinde yere düşen, oyunu rakibin sahasına yıktığımız anlarda ancak etkili olabilen, oyuna girdiğinde ısınana kadar 15 dakika geçen bir oyuncuydu. böyle bir oyuncu ikinci bir şansı hak eder, ancak futbol artık bir maliyet/fayda hesabı. morutan, kendisine 5-6 milyonluk bir teklif geldiğinde, "aman ikinci şansı verelim belki hala çıkış yapar" diye beklenecek bir futbolcu mudur? bence değildir. ama mesela kendisine 200 bin euroluk teklif gelirse sözleşme süresi de hesaba katılarak yarım sezon daha tutulabilir. artık oyuncuları maliyetleri ve potansiyel faydalarını hesaba katmadan değerlendirmek mümkün değil.
