• 143
    tribünler normal hayattan farklıdır. dünyanın her yerinde farklıdır. orada biraz daha özgürsünüzdür. normal hayatta birisine küfür edemezsiniz, orada edersiniz. normal hayatta sakin biri olabilirsiniz, orada delirebilirsiniz. tribünler gücünü kalabalık ve coşkudan alır. tribünler bir insan topluluğu olarak fevridir. maçın başında alkışladığını maçın sonunda ıslıklayabilir. kulüp efsanesi bile olsan işler kötü gittiğinde taraftarlar kelleni isteyebilir. ama kibarca ama sertçe, tribünler kelle istediğinde hiç kimse buna dayanamaz. iş yeter ki fiziksel şiddete ve insanlık suçu sayılabilecek ırkçılığa dayanmasın. tribünler bunun dışında bütün dünyada en özgür hissedilen yerlerdir. hele bizim gibi sokakta iki slogan atanın içeri atıldığı, insanların sosyal medyada dahi eleştiri haklarını kullanmaktan çekindiği, haklının hakkını bile savunamadığı yozlaşmış bir ülkede belki de tek özgür kalmış yerler tribünlerdir.

    türkiye'de tribünler sistematik şekilde asla politik olmamıştır. türkiye'de hiçbir takım ideolojik, mezhepsel ve halk tabakası olarak birbirinden ayrı değildir. galatasaray ve fenerbahçe kulüpleri ve taraftarı bile sportif rekabet dışında birbirinden ayrı değildir. dünyanın her yerinde politik bazlı takımlar ve tribünler vardır. herkesin dünyada örnek gösterdiği almanya'da, fransa'da, ingiltere'de, ispanya'da, italya'da bile onlarca örnek vardır; ama türkiye'de yoktur. türkiye'de taraftar toplamı da siyasi oy olarak homojen değildir. söz gelimi milyonlarca galatasaray taraftarının arasında akp'li ve chp'li olabilir. ve bunlar siyasi oy tercihlerini takımlarına göre değiştirmez. söz gelimi akp'li biri galatasaray doğranıyor diye oy tercihini değiştirmez. belki konuşur, tehdit eder ama sanılanın aksine taraftarlık oy tercihinde sıfır etkiye sahiptir. çünkü halkın politik olduğu kadar taraftar politik değildir. sadece yeri zamanı gelir, her şeye tepki gösterebilir.

    6 şubat 2023 günü bir deprem haberiyle güne başladık. biz güne başlarken bazıları adeta kıyameti yaşıyordu. tek tek süreci anlatmayacağım ama millet dayanışırken bazıları hala ayrıştırma peşindeydi. üstelik bunu doğruları söylememe, sorumluluklarını yerine getirmeme pahasına yapıyordu. insanlar afet yönetiminde gelinen süreçte üzüntüden çok öfke duyar hale geldi. örneğin en az 50 bin kişi öldü ve tek bir kişi bile istifa etmedi. üstüne tepkisini gösteren acılı insanlara hakaretler edildi ve onlarla alay edildi. hükümet istifa sloganlarının atıldığı gün kızılay'ın çadır sattığı ortaya çıkmıştı. yukarıda bahsettiğim gibi tribünlerin doğası gereği ve birikmiş öfkenin sonucu olarak taraftarların bazıları hükümet istifa dedi. belki de bir birikmişliğin sonucuydu ama o taraftarların hiçbiri protestolarında organize değildi. o taraftarların hiçbiri insanları bağırmaya da zorlamadı. son derece doğal bir tepkiydi. üstelik bu tepki yönetim istifa diye her zaman bağırılan bir ortamdan gelmişti. taraftar yine aslında yönetim istifa demişti, bu sefer ülkeyi yönetenlere istifa demişti. hükümet istifa bütün maç da söylenmedi, iki maçta da toplasanız birkaç dakika protesto var. ama kendi başarısızlıklarını örtmeye çalışan, bunun için de anayasal hakları bile çiğnemekten çekinmeyen bir yönetim anlayışını tabi ki bu protesto çok rahatsız etti. analarına küfretmiş gibi tepki verdiler. ve gelinen noktada sanki bu insanlar devlet karşıtıymış gibi devletimiz temalı açıklamalar kulüplere yaptırıldı. deplasman yasağı geldi ve işi vardıracakları nokta seyircisiz maçlar bile olabilir. bu derece kafayı yemişler, bu derece tahammülsüzler, bu derece akıldan mantıktan uzaklar ve bu derece korkuyorlar. ayrıca yapılan ve yapılacak her şey de iktidar lehine tek taraflı. yani mesele spora siyasetin karışması değil, zaten bu ilk de değil. mesele, taraftarlığın ve spor kültürünün içinden gelen dinamiklerle ortaya çıkan eleştirilere-protestolara bile tahammül edilememesidir.

    yahu bırakın vatandaş olmayı, taraftar olmayı ve insan olmayı. bir kediyi bir köpeği bile köşeye sıkıştır, canını yakmaya çalış bakalım, ne oluyor. hayvan bile fıtratı gereği canını koruyor, ne pahasına olursa olsun tepki veriyor. biz niye tepki vermeyelim yahu. canımız yanmış, bunca senedir işini yapacak olanlar işini yapmamış, yalanlarla pis algılarla insanlarla alay edilmiş. hesap soranlar türlü hakaretlere maruz kalmış. kimisine bu muamele dokunmuş, kimisine dokunmamış. insanlar acılıysa, öfkeliyse canlı olmanın gereği olarak, insan olmanın gereği olarak, vatandaş olmanın gereği olarak, taraftar olmanın gereği olarak tepki gösterebilir. en başta da belirttiğim gibi taraftar bu, gerekirse efsanesine bile dil uzatır, asar keser ortalığı. bunların yanında benim seçtiğim, benim parasını ödediğim hükümet de kim oluyormuş ulan. burası bir cumhuriyet. o bir padişah değil, ben de kul, köle, tebaa değilim. insanları baskılamaktan vazgeçin artık. hükümet istifa da dersiniz, istediğinizi de dersiniz. korkmayacağız, isteyen istediğini yapacak. bu ülke sizlerden kurtulduğu gün de en başta özgürlüğünü kutlayacak, bundan eminim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın