765
takımlarını acaba arap sermayesi alırken, ingiliz siyasi gücüyle büyüyen araplar mı işin arkasında diye insan düşünmüyor değil!
başbakanları bir zamanlar (belki hâlâ) sömürüsü altında bulunan hindistan kökenli biri, popüler organizmaları birer birer yabancı sermaye ile donatılıyor. ingiltere nereye gidiyor? ekonomi sistemlerinin icat olunduğu, kavramların oluştuğu iki ülke sayarsak, ingiltere ve almanya bu düzlemde hangi ekonomi sistemini dünya çapında yaşıyor? amerika izolasyon bir ülke olduğu için kafaları daha rahat ama kök kimlikten ziyade, üst kimliği, amerikanlığı yaşayan bir ülke. ingiltere böyle bir yer değil/di! sanırım türkiye olarak biz de bu süreci yaşayacağız.
futbol takımlarının yabancı sermaye piyasası ile kuşatılması meselesinden daha geniş çapta düşünülmesi gereken bir konu. sosyolojik deneylerin, mecburi; devletler ya da şirketler eliyle yönetildiği bir dönemden bahsediyoruz.
insanlığın büyük çoğunluğunu değiştiren şey, bu ekonomi gücü. ekonomi evriminin pek çok standardı yıktığına şahit oluyoruz.
nereden nereye getirdim konuyu ama yarın aynı duruma düştüğümüz de, bambaşka şeyler konuşuyor olacağız. sevdiğimiz takıma, sanki paralı fahişe gözüyle mi bakacağız? uç noktaları konuşuyorum ama bir tür soyut duyguların daha derin yaşandığı taraftarlık olgusunda, taraftar kimliği konusunda da tartışmalar yaşanacaktır. ingiltere'de bu ne kadar yaşanıyor peki?
https://www.yeniakit.com.tr/...ildirdi-1582762.html
--- alıntı ---
taraftar kutlama yaptı
newcastle united böylece dünyanın en zengin kulüpleri arasına girdi. siyah-beyazlı taraftarlar, st. james' park önünde kutlamalara başladı.
--- alıntı ---
bu paçavradan örnek vermek istemezdim ama haber dili bile çok önemli. taraftarlar topyekun buna seviniyor mu yoksa maddi algılar ve amaçlar mı etki ediyor araştırma olmaksızın haber dili tamamen sermayeyi övücü sözlerle insanlara dikte ediyor.
kurbağa misali yaşamak, her değişime adapte olmak, hislere ait özü yitirmek, robotlaşmak ya da bu kadar teknolojik gelişime rağmen günü kurtarmak, kimliksizleşmek ve sadece zevk almak mı insanın yaşam standartları?
elbette premier league seyir keyfi muazzam bir lig. futbolun doğruları dediğimiz kıstasları görüp, maçları takip ederken zevk alıyoruz. fakat mutlu etmeyen, dışarıda olan bizleri daha mutsuz edebilecek nitelikleri olan, geçici zevk öğeleri çok olan bir organizmadan bahsediyoruz. örnek almanın çok pahalı olduğu bir olgu bu. yine de o kısa zevkler için değer mi tartışılır.
başbakanları bir zamanlar (belki hâlâ) sömürüsü altında bulunan hindistan kökenli biri, popüler organizmaları birer birer yabancı sermaye ile donatılıyor. ingiltere nereye gidiyor? ekonomi sistemlerinin icat olunduğu, kavramların oluştuğu iki ülke sayarsak, ingiltere ve almanya bu düzlemde hangi ekonomi sistemini dünya çapında yaşıyor? amerika izolasyon bir ülke olduğu için kafaları daha rahat ama kök kimlikten ziyade, üst kimliği, amerikanlığı yaşayan bir ülke. ingiltere böyle bir yer değil/di! sanırım türkiye olarak biz de bu süreci yaşayacağız.
futbol takımlarının yabancı sermaye piyasası ile kuşatılması meselesinden daha geniş çapta düşünülmesi gereken bir konu. sosyolojik deneylerin, mecburi; devletler ya da şirketler eliyle yönetildiği bir dönemden bahsediyoruz.
insanlığın büyük çoğunluğunu değiştiren şey, bu ekonomi gücü. ekonomi evriminin pek çok standardı yıktığına şahit oluyoruz.
nereden nereye getirdim konuyu ama yarın aynı duruma düştüğümüz de, bambaşka şeyler konuşuyor olacağız. sevdiğimiz takıma, sanki paralı fahişe gözüyle mi bakacağız? uç noktaları konuşuyorum ama bir tür soyut duyguların daha derin yaşandığı taraftarlık olgusunda, taraftar kimliği konusunda da tartışmalar yaşanacaktır. ingiltere'de bu ne kadar yaşanıyor peki?
https://www.yeniakit.com.tr/...ildirdi-1582762.html
--- alıntı ---
taraftar kutlama yaptı
newcastle united böylece dünyanın en zengin kulüpleri arasına girdi. siyah-beyazlı taraftarlar, st. james' park önünde kutlamalara başladı.
--- alıntı ---
bu paçavradan örnek vermek istemezdim ama haber dili bile çok önemli. taraftarlar topyekun buna seviniyor mu yoksa maddi algılar ve amaçlar mı etki ediyor araştırma olmaksızın haber dili tamamen sermayeyi övücü sözlerle insanlara dikte ediyor.
kurbağa misali yaşamak, her değişime adapte olmak, hislere ait özü yitirmek, robotlaşmak ya da bu kadar teknolojik gelişime rağmen günü kurtarmak, kimliksizleşmek ve sadece zevk almak mı insanın yaşam standartları?
elbette premier league seyir keyfi muazzam bir lig. futbolun doğruları dediğimiz kıstasları görüp, maçları takip ederken zevk alıyoruz. fakat mutlu etmeyen, dışarıda olan bizleri daha mutsuz edebilecek nitelikleri olan, geçici zevk öğeleri çok olan bir organizmadan bahsediyoruz. örnek almanın çok pahalı olduğu bir olgu bu. yine de o kısa zevkler için değer mi tartışılır.