107
öncelikle kendisinin başlığına entry girip kendisini sözlükte popüler hale getirmeye katkı sunduğum için bütün atatürkçü galatasaraylılardan özür dilerim.
lafı fazla uzatmadan şunları söylemek istiyorum; şu deprem sürecinde "siyaset yapmanın sırası değil" kalıbının iktidar tarafından, iktidarın deprem konusunda ortaya çıkan ihmal ve kusurlarını muhalefetin dile getirmemesi ve muhalefetin susturulması için bir sopa olarak kullanıldığını ve bu kalıba dört elle sarılanların da yine "ondan başkası yönetemez"ci yandaş, biatçı kitle olduğunu artık herkes açıkça görmektedir.
ancak elbette görüyoruz ki muhalefet sadece doğruları söylediği için "siyaset yapıyor" linciyle susturulmaya çalışılırken bazı muktedirlerin "cumhur ittifakı olarak sahadayız" ve daha buna benzer bir çok açıklaması elbette aynı güruh tarafından siyasi içerikli kabul edilmiyor.
deprem gerçekleştiğinde chp'li belediyeleri aramayanın yaptığını doğal karşılayıp bunu siyaset yapmak olarak görmeyenlerin kılıçdaroğlu'nun süreci değerlendirmesini "siyaset yapıyor" diye linçleyerek etkisini azaltmaya çalışmaları da, arama kurtarma faaliyetlerine destek olan ekrem imamoğlu'na sokakta nefret kusanları "siyaset yapıyor" olarak tanımlamamaları da herkes tarafından açıkça görmektedir.
zaten deyim başlı başına komik "siyaset yapmak". her sabah yenilen ekmeğin, binilen otobüsün, içilen çayın, kahvenin fiyatını siyaset belirler. depreme yardımı götürmesi gereken, arama kurtarma çalışmalarını organize etmesi gereken ülkeyi, ili, ilçeyi, mahalleyi yönetme yetkisini taşıyan siyasetçidir. siyasetin aldığı karar herkesin hayatını etkiler. siyaset hayatın kendisidir kardeşim kendisidir.
yaşananlara siyaset üstü bakmayı ve iktidarın ihmallerine göz yummayı reddediyorum. eğer enkaz altında soğuktan donarak aç susuz günlerce yardım bekleyen depremzede vatandaşlara daha çabuk yardım gitmesi ve devletin bütün imkanlarının mümkün oldukça seferber edilmesi için ses çıkarmak siyaset yapmaksa, kusura bakmayın o zaman ben siyaset yapıyorum.
lafı fazla uzatmadan şunları söylemek istiyorum; şu deprem sürecinde "siyaset yapmanın sırası değil" kalıbının iktidar tarafından, iktidarın deprem konusunda ortaya çıkan ihmal ve kusurlarını muhalefetin dile getirmemesi ve muhalefetin susturulması için bir sopa olarak kullanıldığını ve bu kalıba dört elle sarılanların da yine "ondan başkası yönetemez"ci yandaş, biatçı kitle olduğunu artık herkes açıkça görmektedir.
ancak elbette görüyoruz ki muhalefet sadece doğruları söylediği için "siyaset yapıyor" linciyle susturulmaya çalışılırken bazı muktedirlerin "cumhur ittifakı olarak sahadayız" ve daha buna benzer bir çok açıklaması elbette aynı güruh tarafından siyasi içerikli kabul edilmiyor.
deprem gerçekleştiğinde chp'li belediyeleri aramayanın yaptığını doğal karşılayıp bunu siyaset yapmak olarak görmeyenlerin kılıçdaroğlu'nun süreci değerlendirmesini "siyaset yapıyor" diye linçleyerek etkisini azaltmaya çalışmaları da, arama kurtarma faaliyetlerine destek olan ekrem imamoğlu'na sokakta nefret kusanları "siyaset yapıyor" olarak tanımlamamaları da herkes tarafından açıkça görmektedir.
zaten deyim başlı başına komik "siyaset yapmak". her sabah yenilen ekmeğin, binilen otobüsün, içilen çayın, kahvenin fiyatını siyaset belirler. depreme yardımı götürmesi gereken, arama kurtarma çalışmalarını organize etmesi gereken ülkeyi, ili, ilçeyi, mahalleyi yönetme yetkisini taşıyan siyasetçidir. siyasetin aldığı karar herkesin hayatını etkiler. siyaset hayatın kendisidir kardeşim kendisidir.
yaşananlara siyaset üstü bakmayı ve iktidarın ihmallerine göz yummayı reddediyorum. eğer enkaz altında soğuktan donarak aç susuz günlerce yardım bekleyen depremzede vatandaşlara daha çabuk yardım gitmesi ve devletin bütün imkanlarının mümkün oldukça seferber edilmesi için ses çıkarmak siyaset yapmaksa, kusura bakmayın o zaman ben siyaset yapıyorum.
