1779
vakti zamanında paranın emrettiği yerde kişilikler satılıktır diye bir pankart açılmıştı, emre belözoğlu'nun ingiltere dönüşü fenerbahçe'ye kapağı attığı o yaz dönemi sonrasında. the rising sun ove europe fenerbahçe'nin bizim 11 metin kadroya kaptırdığı şampiyonluk sonrası aziz yıldırım'ın gündemi değiştirme hamlesiydi. 16 dakika beklemeli 2006 şampiyonluğundan sonra askerlik sorunundan dolayı yurt dışına gideceği söylenen tümer metin'i fenerbahçe'ye getirmişti, 2009'da beşiktaş şampiyon olunca sırf beşiktaş formasıyla poz verdi diye kayseri'ye uçakla inip bir torba parayı da gömüp mehmet topuz'u alıp gelmişti.
bu arkadaş da dördüncü fatih terim döneminin üçüncü sezonu boyunca galatasaray ile flörtleşmişti. biz şampiyon olacağız, diğerleri sıralamayı belirlesin diyen ersun yanal'ın onyekuru'nun koşusu sonrası kovulduğu, üst üste üçüncü şampiyonluğa gidecek serimizin pandemi sebebiyle sekteye uğradığı, pandemi dönüşü fenerbahçe'nin sahaya çıkacak hoca bulamadığı bir sezondu. bu rezilliğin üstünü kapatmak için sırf fatih terim'in takımını yenince hareket yaptı diye eski futbolcuları erol bulut'a "yeni fatih terim" gazıyla sarıldıkları bir yaza yakışacak(!) bir transferdi. fenerbahçe araya girip fiyatı yükseltti, sezon boyu dirsek temasında olduğu yöneticilerle son bir kez görüştü, istediğini alamayınca fenerbahçe ile oturup anlaşmak zorunda kaldı.
transferde ibrenin fenerbahçe'ye dönmesini sağlayan emre abisinin yaptığı gibi kişiliğini paranın emrine verip satmıştı. arena'da 65 metre takla atarak yuvarlanması, hepsi kulübede alınmış 4 sarı kartla cezalı duruma düşmesi, koridorda futbolcu kovalaması ve son olarak yayıncı kuruluşa "kural böyleymiş" deyip yarım saat sonra twitter'da tam tersini söylemesi...
hep bu olayın verdiği acının hırçınlığı ve kendini ispatlama çabası.
ve ne yazık ki bütün çabalar boşuna...
çünkü yaranmak için yapmadığın şebeklik kalmayan taraftarın bile biliyor senin ne mal olduğunu...
bu arkadaş da dördüncü fatih terim döneminin üçüncü sezonu boyunca galatasaray ile flörtleşmişti. biz şampiyon olacağız, diğerleri sıralamayı belirlesin diyen ersun yanal'ın onyekuru'nun koşusu sonrası kovulduğu, üst üste üçüncü şampiyonluğa gidecek serimizin pandemi sebebiyle sekteye uğradığı, pandemi dönüşü fenerbahçe'nin sahaya çıkacak hoca bulamadığı bir sezondu. bu rezilliğin üstünü kapatmak için sırf fatih terim'in takımını yenince hareket yaptı diye eski futbolcuları erol bulut'a "yeni fatih terim" gazıyla sarıldıkları bir yaza yakışacak(!) bir transferdi. fenerbahçe araya girip fiyatı yükseltti, sezon boyu dirsek temasında olduğu yöneticilerle son bir kez görüştü, istediğini alamayınca fenerbahçe ile oturup anlaşmak zorunda kaldı.
transferde ibrenin fenerbahçe'ye dönmesini sağlayan emre abisinin yaptığı gibi kişiliğini paranın emrine verip satmıştı. arena'da 65 metre takla atarak yuvarlanması, hepsi kulübede alınmış 4 sarı kartla cezalı duruma düşmesi, koridorda futbolcu kovalaması ve son olarak yayıncı kuruluşa "kural böyleymiş" deyip yarım saat sonra twitter'da tam tersini söylemesi...
hep bu olayın verdiği acının hırçınlığı ve kendini ispatlama çabası.
ve ne yazık ki bütün çabalar boşuna...
çünkü yaranmak için yapmadığın şebeklik kalmayan taraftarın bile biliyor senin ne mal olduğunu...