• 343
    2014 yılında üniversiteden mezun olacağım zaman'lardı.
    o dönem serde öğrencilik var.
    nitelikli mekanlar, gece hayatı, eylenmek bana göre değildi. oralarda harcanacak parayla bir galatasaray forması almayı ya da durmaksızın atkı almayı tercih ediyordum.
    mezuniyet zamanı geldiğinde bu ikilemde baloya katılma ya da katılmama arasında kaldım.
    fakültenin son senesi istanbulda kalmak için para biriktirme senesiydi benim adıma. dolayısıyla harcamaları minimumda tutmam, birikim yapmam da gerekiyordu.
    ama işte balonun düzenlendiği yer tamda burası olunca akıl firar etti.
    o dönem genelde suada işletmesi sebebiyle bilinir. hatta işletme adında ada ibaresinin kullanılması büyük bir problemdi. ancak oradaki işletmeler arasında 360'da vardı.
    başta da dediğim gibi o zamana kadar gittiğim en iyi restourant fıccın, en iyi eylence mekanı babilondu. babilona da bir defa...
    takım elbise giymeyi oldum olası sevemedim. ayakkabı desen aşil tendonuna tekme alıncaya kadar hep ama hep halı saha ayaakkabıları ile gezerdim.
    o gün için bana refakat etmesi için bir arkadaşımla sözleşmişiz. ama ekiyor beni.
    başka bir arkadaş refakat ediyor bana. kuru çeşmeye taksiyle geçiyoruz. akabinde tekne ve sonunda ada.
    fotoğraflar çekiliyor. havuzun çevresinde küçük bir turdan sonra 360'da bir yere çöküyoruz arkadaşla.
    sonra bir ekmek geliyor. ben hala hiçbir mekanda o kadar güzel bir ekmek yemedim. sonrasında da ada kapanınca içimde ukte kalıyor.
    daha sonra kabak çiçeği dolması, hellim, lor peynir giydirilmiş biber. ve hatırlamadığım ana yemek.
    çok da önemli değil hani yemek. zira sonrasında after için herkes reyna'ya giderken ben yurda döneceğim. benim için tek mesele galatasaray adasında bulunabilmek ve galatasarayla nefes alabilmek.
    bu gece sonrasında bulunduğum galatasaray mekanları listesine ali sami yen, ali sami yen arena, apti ipekçi, metin oktay tesisleri sonrasında bir yer daha ekliyorum. : bir de mecidiyeköydeki kulüp binası var.
    yıllar sonra. bir arkadaşımın övgüsü üzerine ofisimdeki bir personelin doğum günü için 360'a gidiyoruz. daha öncesinde hep gecesine şahit olmuşum. ilk defa yemek yiyeceğim. ortalama bir yemek bekliyorum. ne olabilir ki diyorum. masaya ekmek gelince nerede olduğumu anlıyorum. bu defa semt olarak galatasaray'dayım. mısır apartmanında.
    işte o gün benim bir yemek için ödediğim en yüksek parayı ödediğim gündü. hatta ödediğim miktar bu gün bile alkol tüketimi olmadan yüksek bir miktar.
    ama işte anılardır bizi galatasaray'a bağlayan. ve işte beyoğlu bir çok sebep gibi bu sebepten de aşıktır galatasaray'a.
App Store'dan indirin Google Play'den alın