• 530
    söylenmedi hiç

    sana layık düşler benden önce

    tutsak yüreğim

    biliyorsun sen de ince ince

    yangın yeri hep

    buralar sayende, yok şikâyet

    gel bir sarayım

    aşkın olayım

    diye inliyordu nef arena tribünleri skorboard 49. dakikayı gösterirken... onur özdemir'in sözlerini yazıp müziğini bestelediği ve simge'nin seslendirdiği 2018 yılında piyasaya çıkmış bu şarkıyı çoluk çocuk yaşlı gence bir iki haftada ezberleten bir futbolcu vardı: mauro ıcardi...

    nasıl ezberlemesinler, nasıl coşmasınlar ki, gomis'in gollerini leblebi gibi sıraladığı ve "sen olsan bari"yi tribünlere ezberlettiği 2017'den beri hep bir kurtarıcı beklemiş galatasaray taraftarı ama gelenler saman alevi gibi bir anda parlayıp, sonrasında hep hayal kırıklığı yaratmıştı...

    ali palabıyık'ın "katlettiği!" alanyaspor maçıyla sarı-kırmızılı taraftara merhaba diyen arjantinli golcü, beşiktaş derbisinde memleket sahalarında görmeye alışık olmadığımız iki gol atıp, "aşkınıza talibim" derken, farklı başakşehir maçında hem atıp, hem attırmış ve fenerbahçe deplasmanında 15 dakikada "gerçek galatasaraylı" oluvermişti...

    28 ekim 2022 cuma gecesi olimpiyat stadında kazandığı karagümrük maçından beri ligde yenilgi yüzü görmeyen okan buruk'lu galatasaray kulüp tarihinde bir rekora doğru koşarken, antalyaspor maçının da kazanılması sonrası okan buruk da mustafa denizli ve fatih terim'i yakalayacaktı. bu galibiyet serisi elbette topçuları doğal olarak motive ediyordu ama aynı zamanda üzerlerinde de bir baskı yaratıyordu... bu stres de dün gece nef arena'da ali şansalan'ın ilk düdüğü ile beraber sarı-kırmızılıların üzerinde açıkça belli oluyordu, bir an evvel gol atıp, maçı kazanmayı düşleyen galatasaraylı topçuların "aceleciliğine" nuri şahin'in oyuncularına verdiği "sakin" olun talimatı karşılık verince galatasaray taraftarının telefonlarına kaydetmeyi beklediği goller ilk 45 dakikada deplasman ekibinin kalesine atılamadı. nuri şahin'in galatasaray'ın çok alışık olduğu torreira ve oliviera ile oyun kurduğu sistemini bozmak için rakip alanda forvetleriyle pres yapıp bu iki oyuncuyu da orta saha oyuncularıyla marke ettiği oyun anlayışının yanında ayağının tozuyla kaleye geçen brezilyalı helton leite'nin başarılı performansının da galatasaray'ın gol kısırlığında etkisi yadsınamaz. özellikle boey'in belki de kariyer rekoru kırmasını brezilyalı kaleci engelledi ilk devre...

    ama ikinci devrenin başlamasıyla birlikte galatasaraylı topçular biraz da alışkın oldukları oyunu oynamaya çabalayınca beklenen gol mauro ıcardi'nin kafasıyla geliverdi. "biz genç oyuncular ondan çok şey öğreniyoruz" diyen kerem, "öğretmeninin" kafasına doğru yolladığı plaseyi tangocu kalitesini ispatlarcasına leite'nin bakışları arasında uzak direğe atınca "aşkın olayım" çoktan yankılanıyordu stadyum hoparlörlerinden... "antalya kalesi"nin kilidini açmış takım arkadaşlarına bir "oh be" çektirmişti ıcardi nam-ı değer "aşk çocuğu"... golün rahatlığı ve rakipte yarattığı hayal kırıklığı ile galatasaraylı topçular biraz daha dikkatli olsa çok geçmeden farkı açacaktı ama 5 dakika sonra antalyaspor memleketin hem aktif hem de emekli olup yorumculuk yapan hakemleri için turnusol kağıdı olabilecek bir pozisyonda beraberlik golünü atıverdi...
    hatırlanması uzun sürmeyecek zira 2-3 hafta önce antalya'da oynanan antalyaspor-fenerbahçe maçının uzatma dakikalarında ev sahibi "şahane" bir gol atmış ama karşılaşmanın yardımcı hakemi ve var'daki koray gencerler "el birliği" ile golü iptal etmiş, gerekçe olarak da topla alakası olmayan pasif ofsayt pozisyonundaki haji wright'ın osayi'nin koşusunu engellediği gibi bir gerekçe sunmalarıydı. ne hikmet ki, aynı antalyaspor 54. dakikada benzer bir gol attı ( pasif ofsayt pozisyonunda olan nakajima, boey'in koşunu engelliyor) ama var'daki koray gencerler hakemi uyarmadı (uyardıysa var kayıtlarını bekleriz)... ne demişti harry kewell "futbol, türkiye'de galatasaray'a karşı oynanan bir oyun"...

    hakem demişken, galatasaray'ın gol aradığı ilk yarıda verilen 2 dakika uzatma, galatasaray'ın galibiyeti korumaya çalıştığı ikinci devre süreye eklenen 9 dakika yetmezmiş gibi maçın 100 küsürde bitmesi, güray'a ilk devre verilemeyen ikinci sarı kart, ıcardi'nin penaltısının var'dan dönmesi, güray'ın eline çarpan topa devam kararı çıkması ise ali şansalan ve yardımcıları ile var'daki hakemlerin hanesine eksi olarak yazılacak pozisyonlardı... hani bazı algıcılar diyor ya, "erden timur sezonu" diye, hadi be ordan...

    beraberlik golüne pek takılmayan sarı-kırmızılılar bildiklerini uygulamaya devam edince, yine bir kenar ortasında sergio'nun kafa vuruşunda antalyalı savunmacı floranus ters bir vuruş yapınca ev sahibi tekrar öne geçmesini biliyordu.

    sonrası ise haftalardır galatasaray'ın oynadığı bir oyun, rakip beraberlik için açılınca, galatasaray hızlı oyuncuları ile pozisyonlar buluyor, rakibin ataklarını ise konsantrasyonu üst düzey olan abdülkerim ve nelsson ile "şampiyonluk modunu" açmış muslera engelelyip, galatasaray hanesine bir 3 puan daha eklerken lig maçlarında 9'da 9 ya da yazıyla "dokuzda dokuz" galibiyet serisini devam ettiriyordu...
    pfdk'nın nef arena'da galatasaray taraftarına verdiği "rekor" 40 blok kapama cezası sonrası mabedi boş bırakmayan, belki de ilk defa maça gelen sarı-kırımızı sevdalıları da galibiyetin gelmesinde önemli rol oynadılar. türkiye'de en fazla seyredilen iki maç vardır: biri galatasaray-fenerbahçe, diğeri de fenerbahçe-galatasaray maçlarıdır. bu gerçeği göz önüne alıp, kadıköy'de oynanan fenerbahçe-galatasaray maçından sonra fenerbahçe'ye 9 blok kapama cezası gelip, galatasaray-hatay maçından sonra galatasaray'a 40 blok ceza gelmesi size de komik gelmiyor mu? futbolun "kıyısından köşesinden" geçen herkes hangi maçta daha çok küfür edileceğini bilir de bazıları bilmiyormuş gibi yapıyor işte...
    maç yazısı ve fotoğraflar:
    http://ultrasmovement.blogspot.com/...y2-1antalyaspor.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın