786
kiralanacak gibi duran oyuncumuz.
oyuncu kiralarken şunu kesinlikle unutmamamız gerekiyor. oyuncu oynasa dahi, bu gelişimi için kötü olabilir. özellikle yusuf gibi geleceğine yatırım yaptığın oyuncularda çok fazla dikkat edilmesi gerekir.
oyuncular bazen oynarken de geri gidebilir. aslında biz bu örnekleri kendi içimizde gördük. hatta aynı kişinin gelişimin farklı örnekler gördük.
1. si atalay babacan. adanaspor'da oynayarak geri gitti. gelişmesi için gerekli süreyi almasına rağmen gelişmek yerine daha da geriye gitti. biz bunu oyuncunun fizik durumuna bağladık ve belirli oranda haksız da sayılmazdık ama, gönderdiğimiz takım atalay'ın tarzına hiç uygun bir takım değildi. yanındaki adama pas verip boş alana hareketlenmeden top 60 metre ileriye atılıyordu. bu oyun anlayışında atalay da yapamadıkça, zihninde yapamıyorum düşüncesi olgunlaştı ve yaptığı şeyleri de yapamamaya başladı. ve şuan, zaten olmayacaktı, boşuna uğraştık seviyesinde bir oyuncuya dönüştü.
2. örnek yunus akgün. yunus'u hep iyi kiralık olarak anarız fakat, yunus'un iyi ki kiralık gitti dediğimiz dönem montella ile başladı. süper lige çıkmadan önce, lige çıkan takımda sedat şahintürk'ün yedeğiydi. samet aybaba çok az süre veriyordu yunus'a. bu az süre verme süper lige çıkınca da devam etti. samet aybaba işinden alınıp montella geldikten sonra yunus akgün belirli bir sistem ve oyun düzeninde alt ligde yaptığından daha fazlasını yapmaya başladı. yaptıkça kendine güveni çoğaldı. dar alanlarda adam geçmelere, şut çekmelere başladı. montella gelmeseydi muhtemelen bu sene de kiralık olarak gönderecektik kendisini.
3. örnek emin bayram. aslında bu 3 örnekten en mantıklı kiralama emin bayram için yapıldı. pasla çıkmak isteyen reha erginer'e teslim edildi. reha erginer, her ne kadar istediğini yapamasa da stoperlerin ayağının düzgün olmasını istiyordu. hatta o yüzden normalde orta saha da oynayan ali keten'i de stoper oynattı. emin boluspor'da hem driplingle hem de uzun kısa pasla takımın defanstan çıkma işini gören oyuncusuydu. şuan abdülkerim'in bizde yaptıklarını bir alt ligde layıkıyla yerine getirdi. bizim burada bu konuda her ne kadar sıkıntı yaşasa da en azından içinden şunu diyordur. ben bunu yapabilecek yetenekteyim.
bu 3 örnek de bizim alt yapımızdan çıkan evlatlarımız ve aslında çok da iyi işler yapmadığımız açık. biz yusuf'ta da yanlış bir hamle yaparsak, bu kültüre yakın olmayan bir oyuncuyu kaybedebiliriz. çimen bile gözükmeyen taş gibi zeminde geçiş takımında, sadece uzun top at dersek, böyle bir hocaya verirsek, yusuf hem kendini sorgular, hem de gelişemez. oynasa da gelişemez.
kısa süre içerisinde yusuf'u geliştirebilecek, bu yapıya sahip olabilecek bir süper lig takımı yok. maçların bu kadar uzun süre oynandığı ligde bu kadar farklı yeri yedekleyen bir oyuncuyu niye kiralıyoruz anlayamıyorum.
umarım günün sonunda zaten bizim seviyemizde değil aşamasına gelmeyiz.
oyuncu kiralarken şunu kesinlikle unutmamamız gerekiyor. oyuncu oynasa dahi, bu gelişimi için kötü olabilir. özellikle yusuf gibi geleceğine yatırım yaptığın oyuncularda çok fazla dikkat edilmesi gerekir.
oyuncular bazen oynarken de geri gidebilir. aslında biz bu örnekleri kendi içimizde gördük. hatta aynı kişinin gelişimin farklı örnekler gördük.
1. si atalay babacan. adanaspor'da oynayarak geri gitti. gelişmesi için gerekli süreyi almasına rağmen gelişmek yerine daha da geriye gitti. biz bunu oyuncunun fizik durumuna bağladık ve belirli oranda haksız da sayılmazdık ama, gönderdiğimiz takım atalay'ın tarzına hiç uygun bir takım değildi. yanındaki adama pas verip boş alana hareketlenmeden top 60 metre ileriye atılıyordu. bu oyun anlayışında atalay da yapamadıkça, zihninde yapamıyorum düşüncesi olgunlaştı ve yaptığı şeyleri de yapamamaya başladı. ve şuan, zaten olmayacaktı, boşuna uğraştık seviyesinde bir oyuncuya dönüştü.
2. örnek yunus akgün. yunus'u hep iyi kiralık olarak anarız fakat, yunus'un iyi ki kiralık gitti dediğimiz dönem montella ile başladı. süper lige çıkmadan önce, lige çıkan takımda sedat şahintürk'ün yedeğiydi. samet aybaba çok az süre veriyordu yunus'a. bu az süre verme süper lige çıkınca da devam etti. samet aybaba işinden alınıp montella geldikten sonra yunus akgün belirli bir sistem ve oyun düzeninde alt ligde yaptığından daha fazlasını yapmaya başladı. yaptıkça kendine güveni çoğaldı. dar alanlarda adam geçmelere, şut çekmelere başladı. montella gelmeseydi muhtemelen bu sene de kiralık olarak gönderecektik kendisini.
3. örnek emin bayram. aslında bu 3 örnekten en mantıklı kiralama emin bayram için yapıldı. pasla çıkmak isteyen reha erginer'e teslim edildi. reha erginer, her ne kadar istediğini yapamasa da stoperlerin ayağının düzgün olmasını istiyordu. hatta o yüzden normalde orta saha da oynayan ali keten'i de stoper oynattı. emin boluspor'da hem driplingle hem de uzun kısa pasla takımın defanstan çıkma işini gören oyuncusuydu. şuan abdülkerim'in bizde yaptıklarını bir alt ligde layıkıyla yerine getirdi. bizim burada bu konuda her ne kadar sıkıntı yaşasa da en azından içinden şunu diyordur. ben bunu yapabilecek yetenekteyim.
bu 3 örnek de bizim alt yapımızdan çıkan evlatlarımız ve aslında çok da iyi işler yapmadığımız açık. biz yusuf'ta da yanlış bir hamle yaparsak, bu kültüre yakın olmayan bir oyuncuyu kaybedebiliriz. çimen bile gözükmeyen taş gibi zeminde geçiş takımında, sadece uzun top at dersek, böyle bir hocaya verirsek, yusuf hem kendini sorgular, hem de gelişemez. oynasa da gelişemez.
kısa süre içerisinde yusuf'u geliştirebilecek, bu yapıya sahip olabilecek bir süper lig takımı yok. maçların bu kadar uzun süre oynandığı ligde bu kadar farklı yeri yedekleyen bir oyuncuyu niye kiralıyoruz anlayamıyorum.
umarım günün sonunda zaten bizim seviyemizde değil aşamasına gelmeyiz.