292
uyku tutmayan gecelerde açıp ilk ve son 15 dakikalarını izlediğim maç.
ben bu maçın ilk 15 dakikasını izlerken kendimi daum'un yerine koyarım. yani düşünsene, şampiyonluk yolunda her şey senin lehine gelişiyor. kazansan şampiyonsun, kendi göbeğinin bağını kendin keseceksin. tribününde sayesinde hakemi ve rakibini muhteşem bir baskı altına alıyorsun. yükleniyorsun yükleniyorsun toplar çizgiden çıkıyor oyuncuların net pozisyonlar harcıyor. takım daha da iştahlanıyor tribünler iyice çıldırıyor. nihayet uzaktan gelen bir topta kaleci yine müthiş çıkarıyor ama devamında "bu kadar ızdırap yeter" diyen top, en kazma oyuncunun dokunuşuyla kaleye giriyor nihayet. ve sonrası... ben mesela teknik direktör olsam -ki en buyuk hayalim, bu hayal için almanya kovalamayı düşünüyorum.- şöyle bir şey yaşamayı çok isterim. yani bilemiyorum daha fazla ne ekleyebilirim buna diye ama yaşamak isterdim mevzu bu. ha mevzu burada fb-ts değil kesinlikle, mevzu daum'un yerinde olmak hahsgs. zaten sonrası rezillik kepazelik. anlatmaya gerek yok.
birde şunu ekleyeyim, maçın ilerleyen dakikalarinda (19. dakikada sanırım) guiza'nın golü tekrar ekrana geliyor ve daum'un tepkisini de gösteriyorlar. daum gole tek başına seviniyor, sevinmek dediğim de sabit olduğu yerde yumruğunu yukariya kaldırıyor falan. teknik ekipten yada futbolculardan kimse gelip sarilmiyor kucaklamiyor. (ha belki gelip kutlayan olmuştur ama göremedik, sanmıyorum zaten dediğim gibi tek basinaydi orada, dikkat edenler ne demek istediğimi anlar.) bu detay benim hep dikkatimi çekmiştir. sanki böyle o maç onun son maçı olacağını biliyormuş gibi yada maçtan önce aykut kocaman'a yem olduğunu oğrenmis gibi tavırları var o maç kenarda. zaten o sezonun sonlarına doğru aykut'la alex kavgası yapmışlardı. yönetim de muhtemelen aykut'tan yana oldu falan.
maçın ilk yarısının ortalarına doğru egemen korkmaz yada giray kaçar ikilisinden biri emre belozoglu ile tutuşuyor baya şiddetli tartışma. daha sonra bu bahsettiğim ikiliden biri dönüp onur kivrak'a "eğer bu top kale çizgisini geçerse ananı bacını *****" diyor. bunu da gazetede okumuştum ya egemen ya giray ikisinden birisiydi. küfür ise yaramış olacak ki onur neleri neleri çıkardı o maç. hey gidi hey...
bir ekleme daha yapayım. trabzonspor'lu arkadaşım ile bu maçı ne zaman konuşsak bana hep sadri şener'in bu maçı fenerbahçe'li büyük abilerin ricasiyla fener'e sattığını söyler. arkadaşımın dediğine göre sadri şener, türkiye kupasını aldıktan sonra ligi de size bırakırız minvalinde söz vermiş abilerine. zaten burak'ın golünde yüzü düşüyor baya. hatta şöyle bir mevzu da var, anlatılanlara göre sadri şener maçtan sonra onur kivrak'ı feci şekilde haşlamış neden bırakmadın maçı falan demiş. tabii bunlar bilgi değil, trabzonspor'lu arkadasim anlatmıştı dediğim gibi. ama sanıyorum haklı. 1 sene sonra şikeyle ellerinden alınan kupanın fenerbahçe'de kalmasına büyük abilerinin sözünden çıkmayarak müsaade etmişti sadri şener.
ben bu maçın ilk 15 dakikasını izlerken kendimi daum'un yerine koyarım. yani düşünsene, şampiyonluk yolunda her şey senin lehine gelişiyor. kazansan şampiyonsun, kendi göbeğinin bağını kendin keseceksin. tribününde sayesinde hakemi ve rakibini muhteşem bir baskı altına alıyorsun. yükleniyorsun yükleniyorsun toplar çizgiden çıkıyor oyuncuların net pozisyonlar harcıyor. takım daha da iştahlanıyor tribünler iyice çıldırıyor. nihayet uzaktan gelen bir topta kaleci yine müthiş çıkarıyor ama devamında "bu kadar ızdırap yeter" diyen top, en kazma oyuncunun dokunuşuyla kaleye giriyor nihayet. ve sonrası... ben mesela teknik direktör olsam -ki en buyuk hayalim, bu hayal için almanya kovalamayı düşünüyorum.- şöyle bir şey yaşamayı çok isterim. yani bilemiyorum daha fazla ne ekleyebilirim buna diye ama yaşamak isterdim mevzu bu. ha mevzu burada fb-ts değil kesinlikle, mevzu daum'un yerinde olmak hahsgs. zaten sonrası rezillik kepazelik. anlatmaya gerek yok.
birde şunu ekleyeyim, maçın ilerleyen dakikalarinda (19. dakikada sanırım) guiza'nın golü tekrar ekrana geliyor ve daum'un tepkisini de gösteriyorlar. daum gole tek başına seviniyor, sevinmek dediğim de sabit olduğu yerde yumruğunu yukariya kaldırıyor falan. teknik ekipten yada futbolculardan kimse gelip sarilmiyor kucaklamiyor. (ha belki gelip kutlayan olmuştur ama göremedik, sanmıyorum zaten dediğim gibi tek basinaydi orada, dikkat edenler ne demek istediğimi anlar.) bu detay benim hep dikkatimi çekmiştir. sanki böyle o maç onun son maçı olacağını biliyormuş gibi yada maçtan önce aykut kocaman'a yem olduğunu oğrenmis gibi tavırları var o maç kenarda. zaten o sezonun sonlarına doğru aykut'la alex kavgası yapmışlardı. yönetim de muhtemelen aykut'tan yana oldu falan.
maçın ilk yarısının ortalarına doğru egemen korkmaz yada giray kaçar ikilisinden biri emre belozoglu ile tutuşuyor baya şiddetli tartışma. daha sonra bu bahsettiğim ikiliden biri dönüp onur kivrak'a "eğer bu top kale çizgisini geçerse ananı bacını *****" diyor. bunu da gazetede okumuştum ya egemen ya giray ikisinden birisiydi. küfür ise yaramış olacak ki onur neleri neleri çıkardı o maç. hey gidi hey...
bir ekleme daha yapayım. trabzonspor'lu arkadaşım ile bu maçı ne zaman konuşsak bana hep sadri şener'in bu maçı fenerbahçe'li büyük abilerin ricasiyla fener'e sattığını söyler. arkadaşımın dediğine göre sadri şener, türkiye kupasını aldıktan sonra ligi de size bırakırız minvalinde söz vermiş abilerine. zaten burak'ın golünde yüzü düşüyor baya. hatta şöyle bir mevzu da var, anlatılanlara göre sadri şener maçtan sonra onur kivrak'ı feci şekilde haşlamış neden bırakmadın maçı falan demiş. tabii bunlar bilgi değil, trabzonspor'lu arkadasim anlatmıştı dediğim gibi. ama sanıyorum haklı. 1 sene sonra şikeyle ellerinden alınan kupanın fenerbahçe'de kalmasına büyük abilerinin sözünden çıkmayarak müsaade etmişti sadri şener.