55
bir fikrimi ifade edeceğim ancak bilinmesini isterim ki sözlüğümüzün başlığına yazdığım üyesi hakkında değil sadece bu görüşlerim. sadece kendisinin entry'lerinde bu durum biraz daha fazla göze çarpmakta.
burak elmas'ın başkan yardımcısı rezan epözdemir'den görev yaptığı süre boyunca hiç hazzetmedim ama istifasından sonra şöyle bir demeci vardı: "galatasaray ve fenerbahçe dost olamaz. bu hayatın akışına aykırı. azami nezaket tamam ama dostluk hayatın akışına aykırı bir durum. bu minvaldeki hareketler yanlıştır. bunu sayın başkana defalarca söyledim”.
fenerbahçeli veya beşiktaşlı bir futbolcu iyi oynuyor ise, "iyi oynuyor" denebilmeli elbette ki. burada örneğin kim min-jae veya arda güler için "balon" benzetmesi yapan üyelere ben de çok şaşırmıştım ve hatta bazılarıyla tartışma da yaşamıştım. ama dna'larının tamamına galatasaray nefreti işlemiş, tüm faaliyetleri galatasaray'a zarar vermek üzerine kurulu beşiktaş, fenerbahçe gibi camialara "100 yıllık kulüpler" bahanesi altında sevgi ve saygı beslemek, işte bu bence galatasaraylılığa aykırı. rezan epözdemir'in dediğine benzer şekilde; bu camialara bir galatasaraylının sevgi ve saygı beslemesi, başarılarını alkışlaması hatta başarılı olması yönünde temennilerde bulunması hayatın akışına aykırı. bu olmaz. bu galatasaraylılık taraftar kimliği altında kabul edilebilecek bir şey değil. beşiktaş'ın oyununun veya futbolcusunun iyi veya kötü olması başka; beşiktaş'ın şampiyonlar ligi'nde yaptıklarına alkış tutmak veya gol atıp şampiyonluk kazanmasını istemek başka. galatasaray'ın futboluna, saha içinde sergilediği oyuna odaklanmak ve bu oyuna dair haklı eleştirilerde bulunmak başka; şampiyonluk yolunda haksız yere iptal edilen golleri veya verilmeden geçilen kırmızı kartlık pozisyonları makul göstermeye çalışmak başka. bunlar objektiflik değil. bunlar başka şeyler ve benim galatasaraylılık anlayışımla örtüşmüyor. ben burada sadece fikrimi/bakış açımı yazmakta özgürüm, herkesin galatasaraylılığı ve doğruları günün sonunda kendine. ama bazı konuları tekrar bir gözden geçirmek veya bazı konularda bir özeleştiri yapmak gerektiğine inanıyorum bu üyemiz özelinde.
burak elmas'ın başkan yardımcısı rezan epözdemir'den görev yaptığı süre boyunca hiç hazzetmedim ama istifasından sonra şöyle bir demeci vardı: "galatasaray ve fenerbahçe dost olamaz. bu hayatın akışına aykırı. azami nezaket tamam ama dostluk hayatın akışına aykırı bir durum. bu minvaldeki hareketler yanlıştır. bunu sayın başkana defalarca söyledim”.
fenerbahçeli veya beşiktaşlı bir futbolcu iyi oynuyor ise, "iyi oynuyor" denebilmeli elbette ki. burada örneğin kim min-jae veya arda güler için "balon" benzetmesi yapan üyelere ben de çok şaşırmıştım ve hatta bazılarıyla tartışma da yaşamıştım. ama dna'larının tamamına galatasaray nefreti işlemiş, tüm faaliyetleri galatasaray'a zarar vermek üzerine kurulu beşiktaş, fenerbahçe gibi camialara "100 yıllık kulüpler" bahanesi altında sevgi ve saygı beslemek, işte bu bence galatasaraylılığa aykırı. rezan epözdemir'in dediğine benzer şekilde; bu camialara bir galatasaraylının sevgi ve saygı beslemesi, başarılarını alkışlaması hatta başarılı olması yönünde temennilerde bulunması hayatın akışına aykırı. bu olmaz. bu galatasaraylılık taraftar kimliği altında kabul edilebilecek bir şey değil. beşiktaş'ın oyununun veya futbolcusunun iyi veya kötü olması başka; beşiktaş'ın şampiyonlar ligi'nde yaptıklarına alkış tutmak veya gol atıp şampiyonluk kazanmasını istemek başka. galatasaray'ın futboluna, saha içinde sergilediği oyuna odaklanmak ve bu oyuna dair haklı eleştirilerde bulunmak başka; şampiyonluk yolunda haksız yere iptal edilen golleri veya verilmeden geçilen kırmızı kartlık pozisyonları makul göstermeye çalışmak başka. bunlar objektiflik değil. bunlar başka şeyler ve benim galatasaraylılık anlayışımla örtüşmüyor. ben burada sadece fikrimi/bakış açımı yazmakta özgürüm, herkesin galatasaraylılığı ve doğruları günün sonunda kendine. ama bazı konuları tekrar bir gözden geçirmek veya bazı konularda bir özeleştiri yapmak gerektiğine inanıyorum bu üyemiz özelinde.