67
derbi galibiyetinin bir anlamı olsun istiyorsak mutlaka kazanmamız gereken maç. muhtemeldir ki fenerbahçe 15 ocak 2023 gaziantep fk fenerbahçe maçında puan bırakacaktır. 8 ocak 2023 fenerbahçe galatasaray maçında sadece 3 puan almadık. taraftarından topçusuna, yöneticinden yorumcusuna, alayının umutlarını, ruhunu da aldık. sözlükte ben dahil onlarcamız bunların ne kadar akıllanmaz, mevkisi işi ne olursa olsun ne kadar iflah olmaz kitleler olduğunu defalarca dile getirdik. ama dün geceden beri sadece skor anlamında değil, oyun olarak da nasıl ezim ezim ezdiğimizi anlatıyorlar kendilerine. bir nevi maymun gözünü acıyor yavaş yavaş.
yıllarca hakem kayirmalari olsun, masa başı oyunlar olsun, şanssızlık olsun kadikoy' de galip gelememe serisi oluştu. haliyle bizlerde de bir öğrenilmiş çaresizlik yer edindi. o yüzden bu maç çok ama çok önemli. onlar puan kaybeder ve bizde haftayı 3 puanla kaptirsak tüm umutları tüm enerjileri yerle bir olacak. kaldı ki daha fikstürlerinin zor kısmı ile tanışmadılar. ve bu sefer bu öğrenilmiş çaresizlik bedenlerinin her bir hücresine işleyecek. üstelik bizim gibi winner karaktere değil, tam aksi loser karaktere sahipken yer dinecek bu düşünce.
önümüzdeki süreçte mali yapılanma planlandığı gibi giderse bizi özgürlük bekliyor. onlar ise bu özgürlük için kalan ruhlarını ve geleceklerini satmak zorundalar. bu da onları iki ihtimale yönlendiriyor.
1) ali koç bankalar birliği anlasmasindan çıkmak için kulübü kendisine borclandiracak. bu seçenek gerçekleşse dahi tff' nin harcama limitlerine takilacaklar. çünkü ,ortada hülle yoluyla satış yapabilecekleri bir napoli olmayacak artık. malumunuz napoli su anda incelemede. ikincisi ise zaten ellerinde para kazandıracak arda güler dışında oyuncuları yok. onu da gidesiye jorge jesus çöp edecek ya da çocuk kendisini kurtarmak için gidecek. tff şimdiye kadar göz yumdu yine göz yumar diyebilirsiniz. ama o da bir yere kadar olurdu ve bence o bir yere geldik. inanılmaz paralar sactilar. inanılmaz odemeleri var. mesela kadro dışı bıraktıkları bruma için dahi 4milyon euro ödeme yapacaklar. ama adamdan aldıkları verim sıfır. gustavo henrique' yi bu gidişle zorunlu olarak satın alacaklar gibi. ama stoper, orta saha ve forvet tandemi dahil komple yeni oyunculara ihtiyaçları var. almazlar ise daha beter günler onları bekliyor olacak. hani diyor ya; "ne para harcadım be!" diye. esas sen ne para harcadın, ne para harcayacaksin be diyeceğiz. o yüzden artık tff elimizi verdik kolumuzu kaptırdık, her işin de bir sınırı vardır demek zorunda kalacak. kimildayacak yerleri yok çünkü.
2) kulübü zengin bir iş insanına satmaya calisacaklar. lakin ülkenin bulunduğu ekonomik tablo içerisinde, bu kadar borcun içerisinde kim gelip bu takıma yatırım yapsın. üstelik tff'sinden mhk'sine kadar tüm kurumlar leş gibi. masa başı keyfi ve yanlı kararların fink attığı, patates tarlasıni aratmayan stadyum zeminlerinin olduğu (bkz: sivas 4 eylül stadyumu), kadronun neredeyse komple değişmek zorunda oldugu bir ülkede hangi kafasız milyarlarca lirayı bir kulübe bağlasın ki? gider göztepe, eskişehir, bursaspor gibi taraftarı olan ve borcu nispeten daha az olan bir takımı daha ucuza satın alır ve hamlelerini daha rahat yaparsın. ya da gider avrupa' dan bir takım satın alır.
neyse. lafı çok uzattım farkındayım :). ama bu maç bunları yamaçtan aşağıya yuvarlamak için atılacak ilk adımdır. hele hele trabzonspor maçına kadar kayıpsız gidersek, bunlara ipsiz bungee jumping yaptiririz. *
yıllarca hakem kayirmalari olsun, masa başı oyunlar olsun, şanssızlık olsun kadikoy' de galip gelememe serisi oluştu. haliyle bizlerde de bir öğrenilmiş çaresizlik yer edindi. o yüzden bu maç çok ama çok önemli. onlar puan kaybeder ve bizde haftayı 3 puanla kaptirsak tüm umutları tüm enerjileri yerle bir olacak. kaldı ki daha fikstürlerinin zor kısmı ile tanışmadılar. ve bu sefer bu öğrenilmiş çaresizlik bedenlerinin her bir hücresine işleyecek. üstelik bizim gibi winner karaktere değil, tam aksi loser karaktere sahipken yer dinecek bu düşünce.
önümüzdeki süreçte mali yapılanma planlandığı gibi giderse bizi özgürlük bekliyor. onlar ise bu özgürlük için kalan ruhlarını ve geleceklerini satmak zorundalar. bu da onları iki ihtimale yönlendiriyor.
1) ali koç bankalar birliği anlasmasindan çıkmak için kulübü kendisine borclandiracak. bu seçenek gerçekleşse dahi tff' nin harcama limitlerine takilacaklar. çünkü ,ortada hülle yoluyla satış yapabilecekleri bir napoli olmayacak artık. malumunuz napoli su anda incelemede. ikincisi ise zaten ellerinde para kazandıracak arda güler dışında oyuncuları yok. onu da gidesiye jorge jesus çöp edecek ya da çocuk kendisini kurtarmak için gidecek. tff şimdiye kadar göz yumdu yine göz yumar diyebilirsiniz. ama o da bir yere kadar olurdu ve bence o bir yere geldik. inanılmaz paralar sactilar. inanılmaz odemeleri var. mesela kadro dışı bıraktıkları bruma için dahi 4milyon euro ödeme yapacaklar. ama adamdan aldıkları verim sıfır. gustavo henrique' yi bu gidişle zorunlu olarak satın alacaklar gibi. ama stoper, orta saha ve forvet tandemi dahil komple yeni oyunculara ihtiyaçları var. almazlar ise daha beter günler onları bekliyor olacak. hani diyor ya; "ne para harcadım be!" diye. esas sen ne para harcadın, ne para harcayacaksin be diyeceğiz. o yüzden artık tff elimizi verdik kolumuzu kaptırdık, her işin de bir sınırı vardır demek zorunda kalacak. kimildayacak yerleri yok çünkü.
2) kulübü zengin bir iş insanına satmaya calisacaklar. lakin ülkenin bulunduğu ekonomik tablo içerisinde, bu kadar borcun içerisinde kim gelip bu takıma yatırım yapsın. üstelik tff'sinden mhk'sine kadar tüm kurumlar leş gibi. masa başı keyfi ve yanlı kararların fink attığı, patates tarlasıni aratmayan stadyum zeminlerinin olduğu (bkz: sivas 4 eylül stadyumu), kadronun neredeyse komple değişmek zorunda oldugu bir ülkede hangi kafasız milyarlarca lirayı bir kulübe bağlasın ki? gider göztepe, eskişehir, bursaspor gibi taraftarı olan ve borcu nispeten daha az olan bir takımı daha ucuza satın alır ve hamlelerini daha rahat yaparsın. ya da gider avrupa' dan bir takım satın alır.
neyse. lafı çok uzattım farkındayım :). ama bu maç bunları yamaçtan aşağıya yuvarlamak için atılacak ilk adımdır. hele hele trabzonspor maçına kadar kayıpsız gidersek, bunlara ipsiz bungee jumping yaptiririz. *
