1441
yıllarca galatasaray'da oynamasına rağmen tarihe geçen hiçbir başarıda ne fotoğraf karelerinde, (hertha berlin maçı gol sevinci hariç) ne videolarda, ne de kalplerimizde yer tutabildi.
kader de onu efsane başarıların yaşandığı 2000 yılında galatasaray formasından uzaklaştırdı. 4 sene üst üste şampiyonluğun 3 buçuk senesinde kadroda yer almasına rağmen o yıllarda birçok maçı tribünde takip eden benim için bile takımın bir parçası olarak hafızama kazınmadı.
birazcık bilenler kendisinin sinsi, içten pazarlıklı, dolayısıyla takım içi dengeleri bozabilecek denli yüksek egolu olduğunu söylerdi hep. zira makine gibi takımın bir parçası olup tarihe geçeceği yerde tutunamayıp ipleri kopardı.
avrupa'da şöyle başarılı olmuş, blackburn'de böyle efsane olmuş filan. bana ne. gitsin bakalım oraların bir yerel tv'sinde bile berbat yorumculuğuna katlanabilecekler mi efsane diye. hem blackburn kim aq, 90'larda galatasaray'da filan mı oynadı? bir ara gelip giden ingilizler vardı...
velhasıl, bugün tüm vasıfsızlığına, yetersizliğine rağmen sırf bir dönem galatasaray'da oynadı diye bir yerlerde iş bulabildiğini kendisine hatırlatmak gerek. yardımcı teknik direktör olarak bile görev aldı inanılmaz bir şekilde. bütün bunlara rağmen hâlâ "tarafsız yorumcu" rolünü oynayacağım diye galatasaray lehine doğruyu bile konuşmayacak kadar ahlaksızlık sergilemesinin hesabı kendisine sorulmalı.
nedense bir tek "galatasaraylı yorumcu" diye geçinenler böyle aşağılık tavırlar içindeler.
kader de onu efsane başarıların yaşandığı 2000 yılında galatasaray formasından uzaklaştırdı. 4 sene üst üste şampiyonluğun 3 buçuk senesinde kadroda yer almasına rağmen o yıllarda birçok maçı tribünde takip eden benim için bile takımın bir parçası olarak hafızama kazınmadı.
birazcık bilenler kendisinin sinsi, içten pazarlıklı, dolayısıyla takım içi dengeleri bozabilecek denli yüksek egolu olduğunu söylerdi hep. zira makine gibi takımın bir parçası olup tarihe geçeceği yerde tutunamayıp ipleri kopardı.
avrupa'da şöyle başarılı olmuş, blackburn'de böyle efsane olmuş filan. bana ne. gitsin bakalım oraların bir yerel tv'sinde bile berbat yorumculuğuna katlanabilecekler mi efsane diye. hem blackburn kim aq, 90'larda galatasaray'da filan mı oynadı? bir ara gelip giden ingilizler vardı...
velhasıl, bugün tüm vasıfsızlığına, yetersizliğine rağmen sırf bir dönem galatasaray'da oynadı diye bir yerlerde iş bulabildiğini kendisine hatırlatmak gerek. yardımcı teknik direktör olarak bile görev aldı inanılmaz bir şekilde. bütün bunlara rağmen hâlâ "tarafsız yorumcu" rolünü oynayacağım diye galatasaray lehine doğruyu bile konuşmayacak kadar ahlaksızlık sergilemesinin hesabı kendisine sorulmalı.
nedense bir tek "galatasaraylı yorumcu" diye geçinenler böyle aşağılık tavırlar içindeler.