223
yatırım yapmamak farklı başı boş bırakmak farklı. kulüp son 2 yıldır yönetim bazında en azından dikkate alınıyor. mevcut haliyle verilen mücadeleyi takdir ediyor ve destekliyorum. sırf fenerden aşağı kalmamak için mantıksız harcamalar yapmanın alemi yok.
gelgelelim avrupa'da basketbol ekolü denecek takımlara gelindiğinde 10 tane takım sayarsın ve bunların içine feneri muhakkak koyarsın. bu da işin gerçeği. yıllardır sürdürdükleri politika ve yatırımın karşılığı olarak bugün saygın bir basketbol kulübü oldular. bu da prestij, reklam geliri, dünya çapında tanınırlık ve taraftar, yaptırım gücü, oyuncu cazibe merkezi gibi direkt olmayan getiriler sağlamakta. amaaaa.... işin sürdürülebilirliği açısından en önemli etmen olan maddi kazanç konusunda çok büyük bir handikap yaratmakta. bu dengenin sağlanması veya avrupa'daki diğer kulüplerle rekabetin devamlılığı için ülkemizdeki döviz kurları ve reklam getirilerini gözönüne alınca koca bir çıkmaz oluyor.
milano, barca, r. madrid, cska, maccabi gibi takımların maddi güçleri ve basketbol içi bütçeleri buna imkan tanıyor. ama kızılyıldız, zalgiris gibi takımlar rekabetçi olup basketbol ekolü olma yolunu altyapı yatırımları, scouting ve coaching gibi konulara yoğunlaşarak sürdürmeyi tercih ediyorlar. basketbol ekolü olmasalar bile zengin olmalarına rağmen almanlar da bu şekilde yapıyor. bizim için de uygun olan rol modeli budur. mesela pana ve olimpiacos da geçmişte fenerin şuandaki bulunduğu sürümcemede debelendikten sonra hatta ultra başarılar da kazanmalarına rağmen, daha gerçekçi bir yapıya evrildiler.
şimdi çuvaldızı kendimize batıracak olursak biz napıyoruz. son 2 yılı kenara koyduğumuzda tamamen başıboş bir branş. altyapımız var basketbol okullarımız var ama 1 tane eli yüzü düzgün oyuncu çıkmamış. hiç para harcamıyor da değiliz ama tablo utanç verici. ülkeye 2012 deki eurocup şampiyonluğu dışında basketbol namına hiçbir şey vermemişiz. o da ünal başganın vizyonu sayesinde. milli takıma gönderebildiğimiz oyuncumuz göksenin!!!
neyse ki son 2 yılda en azından basketbolun profesyonelleri takımı yönetiyor. doğru yapılan şeyler var. ayağımızı yorganımıza göre uzatıyoruz. oyuncu gelişimi konusunda daha iyiyiz. sadık gibi yerli cevherimiz var. avrupa'da ileride iyi yerlere gelebilecek koçumuz var. yanlış oyuncu tercihleri illa olacaktır ama bu hataları görüp düzeltmeye çalışıyoruz. iyi mücadele ediyoruz. tam bir underdog takım hüviyetindeyiz 2 yıldır. bunu sürekli hale getirebilirsek basketbol için takımımdan beklentim ziyadesiyle karşılanmış olur.
gelgelelim avrupa'da basketbol ekolü denecek takımlara gelindiğinde 10 tane takım sayarsın ve bunların içine feneri muhakkak koyarsın. bu da işin gerçeği. yıllardır sürdürdükleri politika ve yatırımın karşılığı olarak bugün saygın bir basketbol kulübü oldular. bu da prestij, reklam geliri, dünya çapında tanınırlık ve taraftar, yaptırım gücü, oyuncu cazibe merkezi gibi direkt olmayan getiriler sağlamakta. amaaaa.... işin sürdürülebilirliği açısından en önemli etmen olan maddi kazanç konusunda çok büyük bir handikap yaratmakta. bu dengenin sağlanması veya avrupa'daki diğer kulüplerle rekabetin devamlılığı için ülkemizdeki döviz kurları ve reklam getirilerini gözönüne alınca koca bir çıkmaz oluyor.
milano, barca, r. madrid, cska, maccabi gibi takımların maddi güçleri ve basketbol içi bütçeleri buna imkan tanıyor. ama kızılyıldız, zalgiris gibi takımlar rekabetçi olup basketbol ekolü olma yolunu altyapı yatırımları, scouting ve coaching gibi konulara yoğunlaşarak sürdürmeyi tercih ediyorlar. basketbol ekolü olmasalar bile zengin olmalarına rağmen almanlar da bu şekilde yapıyor. bizim için de uygun olan rol modeli budur. mesela pana ve olimpiacos da geçmişte fenerin şuandaki bulunduğu sürümcemede debelendikten sonra hatta ultra başarılar da kazanmalarına rağmen, daha gerçekçi bir yapıya evrildiler.
şimdi çuvaldızı kendimize batıracak olursak biz napıyoruz. son 2 yılı kenara koyduğumuzda tamamen başıboş bir branş. altyapımız var basketbol okullarımız var ama 1 tane eli yüzü düzgün oyuncu çıkmamış. hiç para harcamıyor da değiliz ama tablo utanç verici. ülkeye 2012 deki eurocup şampiyonluğu dışında basketbol namına hiçbir şey vermemişiz. o da ünal başganın vizyonu sayesinde. milli takıma gönderebildiğimiz oyuncumuz göksenin!!!
neyse ki son 2 yılda en azından basketbolun profesyonelleri takımı yönetiyor. doğru yapılan şeyler var. ayağımızı yorganımıza göre uzatıyoruz. oyuncu gelişimi konusunda daha iyiyiz. sadık gibi yerli cevherimiz var. avrupa'da ileride iyi yerlere gelebilecek koçumuz var. yanlış oyuncu tercihleri illa olacaktır ama bu hataları görüp düzeltmeye çalışıyoruz. iyi mücadele ediyoruz. tam bir underdog takım hüviyetindeyiz 2 yıldır. bunu sürekli hale getirebilirsek basketbol için takımımdan beklentim ziyadesiyle karşılanmış olur.
