8866
(bkz: niteliksiz çoğunluk)
bundan 10-12 sene evvel gençlerin ve çocukların büyük çoğunluğu galatasaraylıydı. türkiye’deki futbol ortamını yöneten, yönlendiren güruhun çoğunluğu ise 70’lerden kalma fenerbahçelilerdi. genç galatasaraylı nüfusun orta ve olgun yaşlara geldiğinde maddi ve manevi olarak bu hegemonyayı kıracağını ve fosilleşmiş fener lobisinin etkisinin biteceğini düşünürdüm. ne yazık ki geldiğimiz noktada niteliksiz çoğunluğa sahip olduğumuz gerçeğiyle yüz yüzeyiz. kitlelerde nitelik, tepkiyi doğru yere yöneltme iradesi ve yaptığı yanlışları görebilme izanı olmayınca kendine ve bağlı olduğu organizasyona zarar vermeye başladığını hepimiz biliyoruz.
bakın, şu maçtan* sonra dahi hala;
- okan buruk şunu soktu, bunu çıkardı, korkak, galatasaray hocası olmaz,
- boey aptalca hata yaptı, topu şöyle böyle yapsa bu olmazdı,
- kerem o topu nasıl kaptırır, hakkında düşündüklerimi söylesem pilot olurum, bencil, bundan sonra forma yüzü görmemeli,
- icardi önü boşken neden aşırtma deniyor, şımarık, sorumsuz
tarzında yorum yapabilen ve kendine galatasaraylıyım diyen hiç kimsenin kulübe ve takıma zerre faydası dokunmaz.
yazmayın kardeşim. bu kadar zor değil ya. yazmayın. göz göre göre sana hodri meydan demiş, savaş açmış bir güruhun tetikçisinin 2 tane nizami golünü vermediği, 2 tane oyuncuna alakası olmayan pozisyonlarda kırmızı kart verdiği maçtan sonra kendi oyuncuna, hocana, paydaşına karşı eline, diline hakim olamıyorsan yazma. sağda solda yazıp çizip çoğunluğun niteliksizlik katsayısını zirvelere taşıyıp tek yürek olması ve tepkisini tek bir noktaya yoğunlaştırması gereken camiaya köstek olma. illa yazmak mı istiyorsun? illa o efsanevi analizlerini, destansı fikirlerini saçmak mı istiyorsun? aç kendine futbolsever, ultra tarafsız, über objektif bir youtube kanalı, sabahlara kadar anlat, konuş. zira bugün izlediklerimiz, senin yıllarca dile getirdiğin, “biz ne oynadık ki hakeme laf edelim?”, “galatasaray gerekirse hakemi de yenmeli.”, “ya hoca boş boş konuşup yine ceza alıp takımı yalnız bırakacaksın, sus!”, “tamam hakem şöyle böyle ama biz kendimize bakalım.” gibi dimağlar üstü, her zekanın anlayamayacağı fikirlerinin sistematik olarak sahneye konmuş hali.
3 kupa almış hamza hamzaoğlu’nu yedin doymadın,
5 hafta üst üste doğranmasına rağmen liderin 5 puan gerisinde 3. olan riekerink’i yedin doymadın,
kulübün yaşayan en büyük efsanesi fatih terim’i yedin doymadın,
adlarını zikretmeye başlasak saatler harcayacağımız kadar topçu yedin doymadın,
şimdi okan buruk’u ya da hastalıklı fikir dünyanda takıntılarının kurbanı etmek istediğin bir kaç futbolcuyu yediğinde obezliğini tatmin edeceğini mi sanıyorsun? seni tefe koymuşlar, çalıyorlar, sen de nağme nağme türkülerini çığırıyorsun, adamların solistliğini yapıyorsun, haberin yok. yapma artık. bu camianın, senin suya götürsen susuz döneceği fikirlerine, en azından böyle anlarda, hiç ama hiç ihtiyacı yok, anla işte.
bir kaç saattir fatih terim’le alakalı, “hocam aslında şöyleydi böyleydi, seni anlamadık, kusura bakma.” temalı tweetler ve yorumlar görüyorum. kimse(u: herkesi kastetmiyorum tabi, bazı taraftarlarımızın o dönemde yazdıklarına baktıktan sonra bunu söylüyorum) hata ettik diyerek bu kadar kolay sıyrılacağını düşünmesin. defalarca hoca’nın kendisi söyledi, aklı selim galatasaraylıların dilinde tüy bitti ama siz bildiğinizi okudunuz. şimdi pişmanlık, bir kaç hoş seda, kurulmasına yardım edip çanak tuttuğunuz bu adi düzen karşısında bize hiçbir şey kazandırmayacak.
çok değil, daha bir sene önce şu satırları yazmışım.
(bkz: #3261865)
maalesef kere maalesef değişen hiçbir şey olmadı. ve yine değişmeyecek bir şey daha var; siz böyle yaptığınız sürece, bu mecraya sızarak yazan fareler dahil karşı cephedekilerin değirmenine su taşımaya devam ettiğiniz sürece bize yapılan her şey hak ve yaşadıklarımız müstahak.
bundan 10-12 sene evvel gençlerin ve çocukların büyük çoğunluğu galatasaraylıydı. türkiye’deki futbol ortamını yöneten, yönlendiren güruhun çoğunluğu ise 70’lerden kalma fenerbahçelilerdi. genç galatasaraylı nüfusun orta ve olgun yaşlara geldiğinde maddi ve manevi olarak bu hegemonyayı kıracağını ve fosilleşmiş fener lobisinin etkisinin biteceğini düşünürdüm. ne yazık ki geldiğimiz noktada niteliksiz çoğunluğa sahip olduğumuz gerçeğiyle yüz yüzeyiz. kitlelerde nitelik, tepkiyi doğru yere yöneltme iradesi ve yaptığı yanlışları görebilme izanı olmayınca kendine ve bağlı olduğu organizasyona zarar vermeye başladığını hepimiz biliyoruz.
bakın, şu maçtan* sonra dahi hala;
- okan buruk şunu soktu, bunu çıkardı, korkak, galatasaray hocası olmaz,
- boey aptalca hata yaptı, topu şöyle böyle yapsa bu olmazdı,
- kerem o topu nasıl kaptırır, hakkında düşündüklerimi söylesem pilot olurum, bencil, bundan sonra forma yüzü görmemeli,
- icardi önü boşken neden aşırtma deniyor, şımarık, sorumsuz
tarzında yorum yapabilen ve kendine galatasaraylıyım diyen hiç kimsenin kulübe ve takıma zerre faydası dokunmaz.
yazmayın kardeşim. bu kadar zor değil ya. yazmayın. göz göre göre sana hodri meydan demiş, savaş açmış bir güruhun tetikçisinin 2 tane nizami golünü vermediği, 2 tane oyuncuna alakası olmayan pozisyonlarda kırmızı kart verdiği maçtan sonra kendi oyuncuna, hocana, paydaşına karşı eline, diline hakim olamıyorsan yazma. sağda solda yazıp çizip çoğunluğun niteliksizlik katsayısını zirvelere taşıyıp tek yürek olması ve tepkisini tek bir noktaya yoğunlaştırması gereken camiaya köstek olma. illa yazmak mı istiyorsun? illa o efsanevi analizlerini, destansı fikirlerini saçmak mı istiyorsun? aç kendine futbolsever, ultra tarafsız, über objektif bir youtube kanalı, sabahlara kadar anlat, konuş. zira bugün izlediklerimiz, senin yıllarca dile getirdiğin, “biz ne oynadık ki hakeme laf edelim?”, “galatasaray gerekirse hakemi de yenmeli.”, “ya hoca boş boş konuşup yine ceza alıp takımı yalnız bırakacaksın, sus!”, “tamam hakem şöyle böyle ama biz kendimize bakalım.” gibi dimağlar üstü, her zekanın anlayamayacağı fikirlerinin sistematik olarak sahneye konmuş hali.
3 kupa almış hamza hamzaoğlu’nu yedin doymadın,
5 hafta üst üste doğranmasına rağmen liderin 5 puan gerisinde 3. olan riekerink’i yedin doymadın,
kulübün yaşayan en büyük efsanesi fatih terim’i yedin doymadın,
adlarını zikretmeye başlasak saatler harcayacağımız kadar topçu yedin doymadın,
şimdi okan buruk’u ya da hastalıklı fikir dünyanda takıntılarının kurbanı etmek istediğin bir kaç futbolcuyu yediğinde obezliğini tatmin edeceğini mi sanıyorsun? seni tefe koymuşlar, çalıyorlar, sen de nağme nağme türkülerini çığırıyorsun, adamların solistliğini yapıyorsun, haberin yok. yapma artık. bu camianın, senin suya götürsen susuz döneceği fikirlerine, en azından böyle anlarda, hiç ama hiç ihtiyacı yok, anla işte.
bir kaç saattir fatih terim’le alakalı, “hocam aslında şöyleydi böyleydi, seni anlamadık, kusura bakma.” temalı tweetler ve yorumlar görüyorum. kimse(u: herkesi kastetmiyorum tabi, bazı taraftarlarımızın o dönemde yazdıklarına baktıktan sonra bunu söylüyorum) hata ettik diyerek bu kadar kolay sıyrılacağını düşünmesin. defalarca hoca’nın kendisi söyledi, aklı selim galatasaraylıların dilinde tüy bitti ama siz bildiğinizi okudunuz. şimdi pişmanlık, bir kaç hoş seda, kurulmasına yardım edip çanak tuttuğunuz bu adi düzen karşısında bize hiçbir şey kazandırmayacak.
çok değil, daha bir sene önce şu satırları yazmışım.
(bkz: #3261865)
maalesef kere maalesef değişen hiçbir şey olmadı. ve yine değişmeyecek bir şey daha var; siz böyle yaptığınız sürece, bu mecraya sızarak yazan fareler dahil karşı cephedekilerin değirmenine su taşımaya devam ettiğiniz sürece bize yapılan her şey hak ve yaşadıklarımız müstahak.