274
(bkz: #3471802)
bir galatasaray taraftarı gözüyle bakınca kendisine sonuna kadar katılıyorum, aramızda aslan postu giymiş sırtlanlar yok mu, kesinlikle var ve bunlar bizim sözlük deneyimimizi, sözlük keyfimizi baltalamak ile meşguller.
ancak demokratik, hukuk devleti teamüllerine göre bu düşüncesi son derece yanlıştır; bizim gibi düşünmeyen herkes galatasaray taraftarı olamaz deyip sözlükten uçurarak cezasını kesersek bu kesinlikle adil bir çözüm olmayacaktır, zira masumiyet karinesi diye bir şey vardır.
kendisine the hateful eight filmindeki şu muhteşem repliği gönderiyor ve buradan kendisine pay çıkararak adalet ve intikam arasındaki farkı özümsemesini umuyorum.
--- alıntı ---
şimdi, sen cinayetten aranıyorsun. akıl yürütmem açısından senin yaptığını farz edelim. john ruth seni red rock’a cinayetten yargılanman için götürmek istiyor. eğer suçlu bulunursan red rock halkı seni kasaba meydanında asacak. cellat olarak idamı ben gerçekleştireceğim. eğer bunlar olursa medeni toplumun “adalet” dediği şey yerini bulacak. ancak öldürdüğün kişinin akrabaları ve sevenleri şu an bu kapını dışında olsa kapıyı kırıp seni bu karda dışarı sürükleseler ve seni boynundan assalar buna başına buyruk adalet denir. başına buyruk adaletin iyi yanı oldukça tatmin edici oluşudur. kötü yanı ise yanlışı doğruyla karıştırmaya meyilli oluşudur. senin durumunda değil tabii. senin durumunda bunu hak ettin. ama diğerleri belki de hak etmemiştir. fakat nihayetinde ikisi arasındaki asıl fark nedir? asıl fark benim, cellat. benim için ne yaptığının önemi yoktur. seni astığımda ölümünden tatmin olmam. bu benim için bir iştir. seni red rock’ta asarım, başka bir kasabaya giderim, orada da başkasını asarım. senin boynunu kıran kolu çeken adam serinkanlı bir adam olacak. işte bu serinkanlılık, adaletin özüdür. serinkanlılıkla yerine getirilmeyen adalet adalet olmama tehlikesi içindedir her daim.
--- alıntı ---
bir galatasaray taraftarı gözüyle bakınca kendisine sonuna kadar katılıyorum, aramızda aslan postu giymiş sırtlanlar yok mu, kesinlikle var ve bunlar bizim sözlük deneyimimizi, sözlük keyfimizi baltalamak ile meşguller.
ancak demokratik, hukuk devleti teamüllerine göre bu düşüncesi son derece yanlıştır; bizim gibi düşünmeyen herkes galatasaray taraftarı olamaz deyip sözlükten uçurarak cezasını kesersek bu kesinlikle adil bir çözüm olmayacaktır, zira masumiyet karinesi diye bir şey vardır.
kendisine the hateful eight filmindeki şu muhteşem repliği gönderiyor ve buradan kendisine pay çıkararak adalet ve intikam arasındaki farkı özümsemesini umuyorum.
--- alıntı ---
şimdi, sen cinayetten aranıyorsun. akıl yürütmem açısından senin yaptığını farz edelim. john ruth seni red rock’a cinayetten yargılanman için götürmek istiyor. eğer suçlu bulunursan red rock halkı seni kasaba meydanında asacak. cellat olarak idamı ben gerçekleştireceğim. eğer bunlar olursa medeni toplumun “adalet” dediği şey yerini bulacak. ancak öldürdüğün kişinin akrabaları ve sevenleri şu an bu kapını dışında olsa kapıyı kırıp seni bu karda dışarı sürükleseler ve seni boynundan assalar buna başına buyruk adalet denir. başına buyruk adaletin iyi yanı oldukça tatmin edici oluşudur. kötü yanı ise yanlışı doğruyla karıştırmaya meyilli oluşudur. senin durumunda değil tabii. senin durumunda bunu hak ettin. ama diğerleri belki de hak etmemiştir. fakat nihayetinde ikisi arasındaki asıl fark nedir? asıl fark benim, cellat. benim için ne yaptığının önemi yoktur. seni astığımda ölümünden tatmin olmam. bu benim için bir iştir. seni red rock’ta asarım, başka bir kasabaya giderim, orada da başkasını asarım. senin boynunu kıran kolu çeken adam serinkanlı bir adam olacak. işte bu serinkanlılık, adaletin özüdür. serinkanlılıkla yerine getirilmeyen adalet adalet olmama tehlikesi içindedir her daim.
--- alıntı ---