1
galatasaray'ın seviyesine çıkamayan ve asla da çıkamayacak olan tescilli şikeci fenerbahçe kulübü tarafından yeri geldiğinde passat marka araba hediye edilen medyadaki paralı köpek gazetecileriyle, yeri geldiğinde geçmişinde çeşitli toplantılarda olduğu ortaya çıkmış sosyal medya maymunlarıyla, yeri geldiğinde rambo okan'dan seviyesiz olan yöneticilerinin demeçleri aracılığıyla yapılmaya çalışılan operasyondur.
tescilli şikeci fenerbahçe kulübünün fıtratında bu vardır çünkü, geçemiyorsan kendi seviyene çekeceksin. inanmayan eski yöneticileri olan selim soydan'ın terim belgeselinde söylediklerine bakabilir. genlerinde bu var bunların.
bu operasyon planı uzun zaman önce, ta rahmetli özhan canaydın döneminde başladı ve o dönem kusursuz işletildi.
fenerbahçe beşiktaş ortaklığı ile 2002-03 sezonunda beşiktaş'ın, 2003-04 sezonunda ise fenerbahçe'nin şampiyon yapıldığı dönemin beşiktaş yöneticisi sinan engin'in canlı yayın itirafıdır.
oradan başlayan bu dönem ünal aysal yönetimi üzerinde tüm camianın birleşmesine kadar devam etti. galatasaray camiası işi şansa bırakmayarak fatih terim'i de yanlarına alıp bu planı müthiş bozdu o dönem.
ardından dursun özbek'in birinci döneminde plan yeniden başlatıldı... bugün çoğu zaman şaka niyetine anılan jan olde riekerink yönetimindeki galatasaray'ın 2016-17 sezonunda alenen çalınan şampiyonluğunu kimse konuşmuyorsa bu dursun özbek yönetiminin yüzündendir.
rahmetli mustafa cengiz yönetimi ise sağa sola çiçek gülücük dağıtarak resmen bu planın ivmesini arşa çıkardı, özellikle her türlü dalavereye kokuşmuşluğa rağmen söke söke aldığımız 2018-19 sezonu şampiyonluğumuzun ardından yaratılan bülent yıldırım ve serkan çınar algısı, bu hakemlerin düdüğünün astırılması sonrası tepkisiz kalmak bugünlere çok uygun bir zemin hazırladı. o gün bu tescilli şikeci camialar ve onların maşaları her türlü haksızlığı kendilerine hak gördükleri gibi bu konuda tam anlamıyla bir yavuz hırsız baskısı kurmaya başladı ve kimse bu duruma tepki koymadı, ses çıkartmadı. korsan bildiri yayınlamalar, hande sümertaş'a yapılanlar, kale arkası görüntüsünden ofsayt iddiasında bulunmalar falan hep bunlara örnektir.
ardından gelen burak elmas yönetimi ise seçim öncesi bu planın farkında olduğunu, her masada var olacakları, kulübün hakkını yedirmeyecekleri, teknik adamlarını ezdirmeyecekleri gibi benzeri tonla vaat ile göreve başladı. sonra ne olduysa bırak bu operasyonu bozmayı, operasyona dahil oluverdiler. çok detaya girmeyeceğim herkes yaşadı gördü olanları.
an itibari ile galatasaray'ın her şeye sil baştan başlaması gerekiyordu ki başladı da. erden timur'un da dediği gibi bu yapı üç günde kurulmadığı için üç günde de yıkılamayacak. belki de hiç yıkılamayacak bunu bilemeyiz, bildiğimiz tek bir şey var o da savaşacağız. ciddi anlamda savaşacağız, her top için savaşacağız, her kart için savaşacağız, her ofsayt, penaltı, faul, korner, taç atışı aklınıza ne geliyorsa hepsi için savaşacağız... başka da bir çaremiz yok. biz bu savaşın herhangi bir kuvveti değil direk olarak hedefiyiz. bunun bilincinde savaşacağız.
dursun özbek'ten tek beklentim kendisinin birinci döneminde yeniden başlatılan ve artık ahlak sınırlarını aşmış bir şekilde akıl almaz boyutlara ulaşan bu operasyon ile savaşıp, kendi döneminde farkında olmadan da olsa başlamasına müsade ettiği şeyi yine kendisinin bir başka döneminde yok edip hatasını telafi etmesidir.
burada en büyük iş galatasaray taraftarına düşmektedir. artık bir an önce ayrılıkları, kırgınlıkları bırakıp topyekün bir şekilde savaşma zamanıdır. isimleri, cisimleri bir kenara bırakıp tepkiyi tek bir yere yöneltme zamanıdır. tribünde arabesk besteleri bırakıp rerererarara diye haykırma zamanıdır.
artık objektif değil galatasaray taraftarı olma zamanıdır.
tescilli şikeci fenerbahçe kulübünün fıtratında bu vardır çünkü, geçemiyorsan kendi seviyene çekeceksin. inanmayan eski yöneticileri olan selim soydan'ın terim belgeselinde söylediklerine bakabilir. genlerinde bu var bunların.
bu operasyon planı uzun zaman önce, ta rahmetli özhan canaydın döneminde başladı ve o dönem kusursuz işletildi.
fenerbahçe beşiktaş ortaklığı ile 2002-03 sezonunda beşiktaş'ın, 2003-04 sezonunda ise fenerbahçe'nin şampiyon yapıldığı dönemin beşiktaş yöneticisi sinan engin'in canlı yayın itirafıdır.
oradan başlayan bu dönem ünal aysal yönetimi üzerinde tüm camianın birleşmesine kadar devam etti. galatasaray camiası işi şansa bırakmayarak fatih terim'i de yanlarına alıp bu planı müthiş bozdu o dönem.
ardından dursun özbek'in birinci döneminde plan yeniden başlatıldı... bugün çoğu zaman şaka niyetine anılan jan olde riekerink yönetimindeki galatasaray'ın 2016-17 sezonunda alenen çalınan şampiyonluğunu kimse konuşmuyorsa bu dursun özbek yönetiminin yüzündendir.
rahmetli mustafa cengiz yönetimi ise sağa sola çiçek gülücük dağıtarak resmen bu planın ivmesini arşa çıkardı, özellikle her türlü dalavereye kokuşmuşluğa rağmen söke söke aldığımız 2018-19 sezonu şampiyonluğumuzun ardından yaratılan bülent yıldırım ve serkan çınar algısı, bu hakemlerin düdüğünün astırılması sonrası tepkisiz kalmak bugünlere çok uygun bir zemin hazırladı. o gün bu tescilli şikeci camialar ve onların maşaları her türlü haksızlığı kendilerine hak gördükleri gibi bu konuda tam anlamıyla bir yavuz hırsız baskısı kurmaya başladı ve kimse bu duruma tepki koymadı, ses çıkartmadı. korsan bildiri yayınlamalar, hande sümertaş'a yapılanlar, kale arkası görüntüsünden ofsayt iddiasında bulunmalar falan hep bunlara örnektir.
ardından gelen burak elmas yönetimi ise seçim öncesi bu planın farkında olduğunu, her masada var olacakları, kulübün hakkını yedirmeyecekleri, teknik adamlarını ezdirmeyecekleri gibi benzeri tonla vaat ile göreve başladı. sonra ne olduysa bırak bu operasyonu bozmayı, operasyona dahil oluverdiler. çok detaya girmeyeceğim herkes yaşadı gördü olanları.
an itibari ile galatasaray'ın her şeye sil baştan başlaması gerekiyordu ki başladı da. erden timur'un da dediği gibi bu yapı üç günde kurulmadığı için üç günde de yıkılamayacak. belki de hiç yıkılamayacak bunu bilemeyiz, bildiğimiz tek bir şey var o da savaşacağız. ciddi anlamda savaşacağız, her top için savaşacağız, her kart için savaşacağız, her ofsayt, penaltı, faul, korner, taç atışı aklınıza ne geliyorsa hepsi için savaşacağız... başka da bir çaremiz yok. biz bu savaşın herhangi bir kuvveti değil direk olarak hedefiyiz. bunun bilincinde savaşacağız.
dursun özbek'ten tek beklentim kendisinin birinci döneminde yeniden başlatılan ve artık ahlak sınırlarını aşmış bir şekilde akıl almaz boyutlara ulaşan bu operasyon ile savaşıp, kendi döneminde farkında olmadan da olsa başlamasına müsade ettiği şeyi yine kendisinin bir başka döneminde yok edip hatasını telafi etmesidir.
burada en büyük iş galatasaray taraftarına düşmektedir. artık bir an önce ayrılıkları, kırgınlıkları bırakıp topyekün bir şekilde savaşma zamanıdır. isimleri, cisimleri bir kenara bırakıp tepkiyi tek bir yere yöneltme zamanıdır. tribünde arabesk besteleri bırakıp rerererarara diye haykırma zamanıdır.
artık objektif değil galatasaray taraftarı olma zamanıdır.