3899
2022-23 sezonundaki performansı sıkça eleştirilen sol kanat oyuncumuz. maalesef bizim halkımız, hele konu futbol olunca, eleştirinin dozunu bir türlü ayarlayamıyor. instagram üzerinden defol yazanları mı ararsınız, antrenman maçında kazanan takım fotoğrafı altına "kerem yok tabi normal" yazıp laf çakanı mı ararsınız akla gelebilecek her şey var.
eleştirilerin aktarılış şekli yanlış, ancak eleştirilerin çıkış noktası doğru. kendisinin bu sezonki sıkıntılarımızın ana sebeplerinden birisi olduğunu düşünüyorum.
mesela gelin fredrik midtsjö başlığına bakalım. neredeyse bütün galatasaray sözlük ailesi ağız birliği yapmışçasına kendisinin ilk 11'e yazılacak ilk oyunculardan olması gerektiğini söylüyor. alt metinlerde de galatasaray ortasahası'nda torreira'nın tek başına savunmada çok yıprandığını ve topu geri kazanma süremizi kısaltmak için midtsjö gibi bu alanda mahir olan bir oyuncunun kesinlikle oynaması gerektiği belirtiliyor. bu alt metin neden önemli? çünkü galatasaray taraftarı top kazanma hızımızın ve oranımızın artmasını istiyor, ve oliveira yerine midtsjö bu açıdan çok doğru bir tercih.
peki neden topu kazanmaya bu kadar odaklıyız? çünkü galatasaray çok fazla top kaybediyor. zaten türk hakemleri ve sürekli yere yatan anadolu takımları sayesinde topun sahada kalma süresi inanılmaz düşük bir seviyede. bir de bunun üstüne "topu kaptır, daha sonra topu kazanmaya uğraş, kazanmaya çalışırken faul yap, oyun daha da dursun, takımın ritmi bozulsun" ritüeline giriyoruz. galatasaray'ın topun bu kadar az süre sahada kaldığı bir düzlemde top kaybı yapma özgürlüğü sınırsız olmamalı.
kerem'in 25-30 top kaybettiği maçların sayısı hiç az değil. top kaybı konusunda inanılmaz istikrarlı hatta. bu da torreira'ya ekstra yük bindiriyor, midtsjö'nün oliveira'nın önünde denkleme girmesini zorunlu kılıyor, abdülkerim gibi henüz özgüven olarak takıma adapte olamamış oyuncular için de hata payını yükseltiyor. kısacası yapılan top kayıplarının galatasaray'a zararının insanların düşündüğünden daha fazla olduğunu düşünüyorum.
yunus akgün de kerem kadar olmasa da top kaybediyor. oliveira yine yaptığı top kayıplarıyla çok eleştirildi. mertens de kaptıracak, mata da kaptıracak, yeri gelecek bekler de kaptıracak, kötü ortalar açacak. bir yerden galatasaray futbol takımının tasarruf etmesi gerekiyor. kerem skor yükünü çekmediği sürece maalesef takıma zarar veriyor. bu zarar sadece top kaybı boyutunda da değil. çizgiye asla inmiyor. hücum bölgesindeki diğer oyuncularla pas alışverişi de zayı. bekiyle olan uyumu da sağ kanada göre daha zayıf. ama asıl büyük zararı top kayıpları. o top kayıpları yüzünden bazı kilit oyuncular, ki bunlara mertens de dahil, ekstra efor gösterip yorulmak zorunda kalıyor. topun hakimiyetini ve atak devamlılığını kaybediyoruz. top sahada 50 dakika duruyorsa 10-15 dakikasını topu geri kazanmaya uğraşıyoruz. tam atak olgunluğu oluşacakken, sil baştan tekrar başlıyoruz. daha sonra eğer maç kazanılmışsa torreira, boey, mertens başlıklarına girip "x tane top çalmış tam bir bal porsuğu, 35 yaşında y tane top çalmış karaktere bak be, boey savunmada tam bir terminatör" entryleri döşüyoruz.
bunların hiç biri olmamalı. orhan uluca bir youtube programında mertens'in top kazanma sayısının maç başı 1.3'lerden 4.5'lara çıktığı bilgisini paylaşmıştı *. bu övünülecek bir şey değil. bu çözülmesi gereken bir problem.
evet kerem'i yedirmeyelim evet kerem'e yapılan hakarete varan eleştiriler olmasın. ancak kör gözün gördüğünü de reddetmeyelim. kerem bu eksiklerini giderirse 8+3'te tekrardan kilit pozisyona girer. ancak şu haliyle oynatılması, arkasında bekleyen rashica gibi yusuf demir gibi oyunculara da yapılan ayıptır. bu oyuncular ne yaparlarsa yapsınlar formayı alamayacakları inancına girerlerse kerem'i kaybetmeyelim derken sayıca daha fazla oyuncuyu kaybedebiliriz.
eleştirilerin aktarılış şekli yanlış, ancak eleştirilerin çıkış noktası doğru. kendisinin bu sezonki sıkıntılarımızın ana sebeplerinden birisi olduğunu düşünüyorum.
mesela gelin fredrik midtsjö başlığına bakalım. neredeyse bütün galatasaray sözlük ailesi ağız birliği yapmışçasına kendisinin ilk 11'e yazılacak ilk oyunculardan olması gerektiğini söylüyor. alt metinlerde de galatasaray ortasahası'nda torreira'nın tek başına savunmada çok yıprandığını ve topu geri kazanma süremizi kısaltmak için midtsjö gibi bu alanda mahir olan bir oyuncunun kesinlikle oynaması gerektiği belirtiliyor. bu alt metin neden önemli? çünkü galatasaray taraftarı top kazanma hızımızın ve oranımızın artmasını istiyor, ve oliveira yerine midtsjö bu açıdan çok doğru bir tercih.
peki neden topu kazanmaya bu kadar odaklıyız? çünkü galatasaray çok fazla top kaybediyor. zaten türk hakemleri ve sürekli yere yatan anadolu takımları sayesinde topun sahada kalma süresi inanılmaz düşük bir seviyede. bir de bunun üstüne "topu kaptır, daha sonra topu kazanmaya uğraş, kazanmaya çalışırken faul yap, oyun daha da dursun, takımın ritmi bozulsun" ritüeline giriyoruz. galatasaray'ın topun bu kadar az süre sahada kaldığı bir düzlemde top kaybı yapma özgürlüğü sınırsız olmamalı.
kerem'in 25-30 top kaybettiği maçların sayısı hiç az değil. top kaybı konusunda inanılmaz istikrarlı hatta. bu da torreira'ya ekstra yük bindiriyor, midtsjö'nün oliveira'nın önünde denkleme girmesini zorunlu kılıyor, abdülkerim gibi henüz özgüven olarak takıma adapte olamamış oyuncular için de hata payını yükseltiyor. kısacası yapılan top kayıplarının galatasaray'a zararının insanların düşündüğünden daha fazla olduğunu düşünüyorum.
yunus akgün de kerem kadar olmasa da top kaybediyor. oliveira yine yaptığı top kayıplarıyla çok eleştirildi. mertens de kaptıracak, mata da kaptıracak, yeri gelecek bekler de kaptıracak, kötü ortalar açacak. bir yerden galatasaray futbol takımının tasarruf etmesi gerekiyor. kerem skor yükünü çekmediği sürece maalesef takıma zarar veriyor. bu zarar sadece top kaybı boyutunda da değil. çizgiye asla inmiyor. hücum bölgesindeki diğer oyuncularla pas alışverişi de zayı. bekiyle olan uyumu da sağ kanada göre daha zayıf. ama asıl büyük zararı top kayıpları. o top kayıpları yüzünden bazı kilit oyuncular, ki bunlara mertens de dahil, ekstra efor gösterip yorulmak zorunda kalıyor. topun hakimiyetini ve atak devamlılığını kaybediyoruz. top sahada 50 dakika duruyorsa 10-15 dakikasını topu geri kazanmaya uğraşıyoruz. tam atak olgunluğu oluşacakken, sil baştan tekrar başlıyoruz. daha sonra eğer maç kazanılmışsa torreira, boey, mertens başlıklarına girip "x tane top çalmış tam bir bal porsuğu, 35 yaşında y tane top çalmış karaktere bak be, boey savunmada tam bir terminatör" entryleri döşüyoruz.
bunların hiç biri olmamalı. orhan uluca bir youtube programında mertens'in top kazanma sayısının maç başı 1.3'lerden 4.5'lara çıktığı bilgisini paylaşmıştı *. bu övünülecek bir şey değil. bu çözülmesi gereken bir problem.
evet kerem'i yedirmeyelim evet kerem'e yapılan hakarete varan eleştiriler olmasın. ancak kör gözün gördüğünü de reddetmeyelim. kerem bu eksiklerini giderirse 8+3'te tekrardan kilit pozisyona girer. ancak şu haliyle oynatılması, arkasında bekleyen rashica gibi yusuf demir gibi oyunculara da yapılan ayıptır. bu oyuncular ne yaparlarsa yapsınlar formayı alamayacakları inancına girerlerse kerem'i kaybetmeyelim derken sayıca daha fazla oyuncuyu kaybedebiliriz.