6161
son derece beyefendi, kaliteli, galatasaray kültürünün her zerresini içerisinde taşıyan, ebediyete uğurladığımız merhum başkanımız, abimiz, amcamız, yönetimdeki biz.
başkanlığa ilk geldiğinde ismini neredeyse hiç bilmiyorduk. elbette ki tanıyanlar olacaktır ama zamanla hepimiz nasıl müthiş bir insan olduğunu anladık. başkanlığı çok sansasyonel olmuştu. genel kurul bir otorite ortaya koymuştu. mevcut başkanımız dursun aydın özbek güven tazelemek için girdiği seçimi kaybetmişti. galatasaray böyle bir camia zaten.
ilk zamanlarında hocayla* çok iyi bir uyum içerisindeydiler. hem kendisi, hem hoca her şeye yön veriyorlardı. bu birlikteliğe taraftarın da dahil olmasıyla düşmanlarımızın(rakip demiyorum çünkü düşmanlar) binbir engellemesine rağmen arka arkaya iki şampiyonluk elde ettik. başkan her kamera karşısına geçtiğinde karşısında kim varsa tek lafıyla eziyordu.
(bkz: mental gelişimi fetüste durmak)
(bkz: geçme namert ko aparsın aslan seni)
(bkz: camdan kulelerde oturup etrafa taş atmak)
onu izlemek, dinlemek inanılmaz keyifliydi. karşısına çıkan en büyük engel burda bazılarının dediği gibi fatih terim değildi. fatih terim'in haberini çok önceden verdiği "organize kötülük" denen oluşumdu. inanın ben o son senelerdeki başarısızlığı* ne sayın başkana, ne sayın hocaya yıkamıyorum. çünkü vicdanım el vermiyor, çünkü yaşananları ve yaşatılanları gördüm.
gün geldi bir hastalık belası geldi yakaladı başkanımızı. günden güne eridi. hep bir umutla bekledik güzel haberlerini çünkü o içimizden birisiydi. tvye çıkıp hocaya, futbolculara salladığında bile gram kızamadım. baba gündüz'ün dediği gibiydi, halatın ucundan hep tuttu, hiç bırakmadı çok zorlanmasına rağmen. stadın yanından cenazesinin geçişi hala gözlerimin önünde. sanki ailemden birisinin geçişini izliyordum.
ne terim'i seviyor olmam başkana düşman olmamı gerektiyor, ne de cengiz'i seviyor olmam hocaya düşman olmamı gerektiyor. ikisi de ömürlerini, zamanlarını, yeri geldiğinde sağlıklarını galatasaray için veren yegane kişilikler.
sayın başkanım; yattığın yer ışıklar içinde, mekanın cennet olsun. ben sizi hep o aslanlar gibi galatasaray'ın haklarını savunurkenki halinizle hatırlayacağım. sizi asla unutmayacağım.
başkanlığa ilk geldiğinde ismini neredeyse hiç bilmiyorduk. elbette ki tanıyanlar olacaktır ama zamanla hepimiz nasıl müthiş bir insan olduğunu anladık. başkanlığı çok sansasyonel olmuştu. genel kurul bir otorite ortaya koymuştu. mevcut başkanımız dursun aydın özbek güven tazelemek için girdiği seçimi kaybetmişti. galatasaray böyle bir camia zaten.
ilk zamanlarında hocayla* çok iyi bir uyum içerisindeydiler. hem kendisi, hem hoca her şeye yön veriyorlardı. bu birlikteliğe taraftarın da dahil olmasıyla düşmanlarımızın(rakip demiyorum çünkü düşmanlar) binbir engellemesine rağmen arka arkaya iki şampiyonluk elde ettik. başkan her kamera karşısına geçtiğinde karşısında kim varsa tek lafıyla eziyordu.
(bkz: mental gelişimi fetüste durmak)
(bkz: geçme namert ko aparsın aslan seni)
(bkz: camdan kulelerde oturup etrafa taş atmak)
onu izlemek, dinlemek inanılmaz keyifliydi. karşısına çıkan en büyük engel burda bazılarının dediği gibi fatih terim değildi. fatih terim'in haberini çok önceden verdiği "organize kötülük" denen oluşumdu. inanın ben o son senelerdeki başarısızlığı* ne sayın başkana, ne sayın hocaya yıkamıyorum. çünkü vicdanım el vermiyor, çünkü yaşananları ve yaşatılanları gördüm.
gün geldi bir hastalık belası geldi yakaladı başkanımızı. günden güne eridi. hep bir umutla bekledik güzel haberlerini çünkü o içimizden birisiydi. tvye çıkıp hocaya, futbolculara salladığında bile gram kızamadım. baba gündüz'ün dediği gibiydi, halatın ucundan hep tuttu, hiç bırakmadı çok zorlanmasına rağmen. stadın yanından cenazesinin geçişi hala gözlerimin önünde. sanki ailemden birisinin geçişini izliyordum.
ne terim'i seviyor olmam başkana düşman olmamı gerektiyor, ne de cengiz'i seviyor olmam hocaya düşman olmamı gerektiyor. ikisi de ömürlerini, zamanlarını, yeri geldiğinde sağlıklarını galatasaray için veren yegane kişilikler.
sayın başkanım; yattığın yer ışıklar içinde, mekanın cennet olsun. ben sizi hep o aslanlar gibi galatasaray'ın haklarını savunurkenki halinizle hatırlayacağım. sizi asla unutmayacağım.