3248
hayranı olmadığım teknik direktör. ancak futbol piyasasında çalışan insanları kamuya açık bir iş yapıyorlar diye kamu görevinde gönüllü olarak çalışıyormuş gibi değerlendirmek beni de rahatsız ediyor.
bizlerin ortalama yıllık kazançları ile karşılaştırarak bu adamların aldıkları paralar "gereksiz" fazla ve sözleşmesindeki hak edişi "almasa da olur" tavrını da doğru bulmuyorum. ben bir taraftar olarak, demokratik ortamda binlerce kişinin başkan seçtiği adamın anlaştığı her teknik direktöre desteği veriyorum. bu isimler içerisinde fatih terim ile oluşturduğum bağ benim için de çoğu galatasaraylı gibi çok farklı. okan buruk'u da kulübede görünce, özellikle gülüyorsa çok farklı hissediyorum. örneğin geçen basın toplantısı sonunda emre belözoğlu'nun bir ifadesine atıfta bulunurken gülmesi beni yine 96-00 galatasaray'ına götürüyor. bir çocuk olarak o zamanlar okan-emre ikilisine, bücürlere büyük hayranlık duyuyordum.
torrent ile benzer bir duygusal bağın kurulmasına imkan olacak şeyler yaşamadık. belki de torrent bu bağı yaratacak yetenek ve karakterde biri de değildi. ama benim seçilmiş yöneticimin getirdiği, sözleşme imzaladığı ve türkiye'yi doğru düzgün anlama ve öğrenme şansı dahi olmadan gönderilen bir adama bu süreçteki tüm suçu yıkmak hiç adil değil. tepkinin odak noktası burak elmas olmalıdır. bu adam geldi, kendince doğru bildiği şeyleri yaptı ve gitti. şimdi hala yaptıkları ve yapamadıkları üzerinden adamı eleştirmek ve sadece 6 aylık performans üzerinden yetersizlikle suçlamak en hafif tabirle sığ bir bakış açısı. hayata daha olgun bakabilmeliyiz.
torrent oldukça başarısız da olabilirdi bu arada; yine benim fikirlerim değişmezdi. geçen sezona bakınca, ben torrent'e başarısız diyemiyorum. torrent etkisiz elemandı, başarısız olan kişi maalesef kadro kalitemize de bağlı olarak fatih terim'di; 3 yıllık projenin ilk senesinde bu projeye olan inancını kaybeden taraftardı (ben dahil) ve tüm bu kararları alan burak elmas'tı.
yani, siz morutan ve cicaldau geldiğinde sevinçten yazacak kelime bulamayacaksınız, morutan yedek kaldığında bu çocuk neden oynamıyor diye sözlüğü yakacaksınız, ve günün sonunda yanılan taraf olacaksınız taraftar olarak. bugün farklı isimler ve oyuncular için benzer tutumu da (neden oynuyor ya da neden oynamıyor gibi) sürdürmeye devam edeceksiniz kimse tarafından eleştirilmeden ya da yerilmeden, ama torrent gibi galatasaray ve türkiye hakkında bildikleri sınırlı adamlara 6 ay yaptıkları üzerinden tüm sezonun başarısızlığını yükleyeceksiniz. bu durum, hangi sektörde yaşanırsa yaşansın rahatsız edici bir durum.
bizlerin ortalama yıllık kazançları ile karşılaştırarak bu adamların aldıkları paralar "gereksiz" fazla ve sözleşmesindeki hak edişi "almasa da olur" tavrını da doğru bulmuyorum. ben bir taraftar olarak, demokratik ortamda binlerce kişinin başkan seçtiği adamın anlaştığı her teknik direktöre desteği veriyorum. bu isimler içerisinde fatih terim ile oluşturduğum bağ benim için de çoğu galatasaraylı gibi çok farklı. okan buruk'u da kulübede görünce, özellikle gülüyorsa çok farklı hissediyorum. örneğin geçen basın toplantısı sonunda emre belözoğlu'nun bir ifadesine atıfta bulunurken gülmesi beni yine 96-00 galatasaray'ına götürüyor. bir çocuk olarak o zamanlar okan-emre ikilisine, bücürlere büyük hayranlık duyuyordum.
torrent ile benzer bir duygusal bağın kurulmasına imkan olacak şeyler yaşamadık. belki de torrent bu bağı yaratacak yetenek ve karakterde biri de değildi. ama benim seçilmiş yöneticimin getirdiği, sözleşme imzaladığı ve türkiye'yi doğru düzgün anlama ve öğrenme şansı dahi olmadan gönderilen bir adama bu süreçteki tüm suçu yıkmak hiç adil değil. tepkinin odak noktası burak elmas olmalıdır. bu adam geldi, kendince doğru bildiği şeyleri yaptı ve gitti. şimdi hala yaptıkları ve yapamadıkları üzerinden adamı eleştirmek ve sadece 6 aylık performans üzerinden yetersizlikle suçlamak en hafif tabirle sığ bir bakış açısı. hayata daha olgun bakabilmeliyiz.
torrent oldukça başarısız da olabilirdi bu arada; yine benim fikirlerim değişmezdi. geçen sezona bakınca, ben torrent'e başarısız diyemiyorum. torrent etkisiz elemandı, başarısız olan kişi maalesef kadro kalitemize de bağlı olarak fatih terim'di; 3 yıllık projenin ilk senesinde bu projeye olan inancını kaybeden taraftardı (ben dahil) ve tüm bu kararları alan burak elmas'tı.
yani, siz morutan ve cicaldau geldiğinde sevinçten yazacak kelime bulamayacaksınız, morutan yedek kaldığında bu çocuk neden oynamıyor diye sözlüğü yakacaksınız, ve günün sonunda yanılan taraf olacaksınız taraftar olarak. bugün farklı isimler ve oyuncular için benzer tutumu da (neden oynuyor ya da neden oynamıyor gibi) sürdürmeye devam edeceksiniz kimse tarafından eleştirilmeden ya da yerilmeden, ama torrent gibi galatasaray ve türkiye hakkında bildikleri sınırlı adamlara 6 ay yaptıkları üzerinden tüm sezonun başarısızlığını yükleyeceksiniz. bu durum, hangi sektörde yaşanırsa yaşansın rahatsız edici bir durum.
