392
oyun genelinde güzel bir oyun oynayarak galip geldiğimiz ama yine de son dakikalar da geçmiş yıllardan süregelen alışkanlığımız ile bir gol yiyip deplasmanda hakettiğimiz bir üç puanı alamadan geri döner miyiz acaba korkusu da yaşatan bir maç oldu.
her halükarda son iki haftadır geriye düşmemize rağmen kazanıyor olmamız hem takımın kenetlenmesi, hem de özgüvenimizi geri kazanmamız için çok önemliydi. bunun yanında rakip takımlara artık hafif hafif öne geçseler de o maçı kazanma şanslarının düşük olduğunu hissettiren bir büyük takım havasına geri büründüğümüzün emarelerini görmeye başladık.
sözlükte ve twitterda bir çok kişi tarafından yapılan bir eleştiri olarak bu oyunun avrupaya uygun olmadığı ve seneye avrupaya gidersek bu kadar geçirgen orta sahamız ile sıkıntı yaşayacağımıza katılmakla birlikte bu ligde başarının anahtarı olan oyun ile avrupada başarının anahtarı olan oyun yapılarının birbirlerinin görece zıt yapıları olduğunu da hatırlamakta fayda var. halihazırda avrupada olmadığımız bir sezon için ise bu konuyu dert etmek biraz afaki duruyor. kaldı ki takım avrupada başarılı olacak, daha katı bir orta saha anlayışıyla da oynayabilecek kadar geniş bir rotasyona sahip ki bu oyunu da deplasman derbilerinde ve başakşehir, konya gibi ligin dişli takımlarına karşı izleyeceğimizi düşünüyorum.
kerem'in gol atıp rahatlaması hem kendisi için hem de yabancı sınırı sebebiyle oynamamız gereken 3 türkü düşününce, takımdaki en kaliteli türk futbolcu olduğu için çok değerli. bununla birlikte emin bayram'ın lig standartlarında bir savunmacı performansı vermiş olması ve lig standartlarının üzerinde bir ayak kalitesinin olması da bizim için ileride abdülkerimi daha farklı değerlendirmek adına büyük fırsat. van aanholt'un sezon başından beri boey'in muazzam hücum performansını dengelemek adına görece çakılı bir bek oyunu oynadığını düşününce orada abdulkerim gibi topla gidebilen ve ayağı düzgün bir oyuncunun bek olarak değerlendirilmesi ve boey çıktığında savunmayı 3'leyerek oynaması fikri yabancı sınırı göze alındığında denenmeye değer duruyor. kısaca galatasaray futbol takımı uzun bir süre sonra taraftarını heyecanlandıran bir kadro yapısına sahip olmanın olmanın yanısıra taraftarını heyecanlandıracak bir futbol da oynamakta.
son dakika golleri ile ve skor olarak geriye düşülen maçlarda geriden gelinerek kazanılan maçların bu lig için şampiyonluk alameti olduğunu da ayrıca hatırlamakta fayda var.
her halükarda son iki haftadır geriye düşmemize rağmen kazanıyor olmamız hem takımın kenetlenmesi, hem de özgüvenimizi geri kazanmamız için çok önemliydi. bunun yanında rakip takımlara artık hafif hafif öne geçseler de o maçı kazanma şanslarının düşük olduğunu hissettiren bir büyük takım havasına geri büründüğümüzün emarelerini görmeye başladık.
sözlükte ve twitterda bir çok kişi tarafından yapılan bir eleştiri olarak bu oyunun avrupaya uygun olmadığı ve seneye avrupaya gidersek bu kadar geçirgen orta sahamız ile sıkıntı yaşayacağımıza katılmakla birlikte bu ligde başarının anahtarı olan oyun ile avrupada başarının anahtarı olan oyun yapılarının birbirlerinin görece zıt yapıları olduğunu da hatırlamakta fayda var. halihazırda avrupada olmadığımız bir sezon için ise bu konuyu dert etmek biraz afaki duruyor. kaldı ki takım avrupada başarılı olacak, daha katı bir orta saha anlayışıyla da oynayabilecek kadar geniş bir rotasyona sahip ki bu oyunu da deplasman derbilerinde ve başakşehir, konya gibi ligin dişli takımlarına karşı izleyeceğimizi düşünüyorum.
kerem'in gol atıp rahatlaması hem kendisi için hem de yabancı sınırı sebebiyle oynamamız gereken 3 türkü düşününce, takımdaki en kaliteli türk futbolcu olduğu için çok değerli. bununla birlikte emin bayram'ın lig standartlarında bir savunmacı performansı vermiş olması ve lig standartlarının üzerinde bir ayak kalitesinin olması da bizim için ileride abdülkerimi daha farklı değerlendirmek adına büyük fırsat. van aanholt'un sezon başından beri boey'in muazzam hücum performansını dengelemek adına görece çakılı bir bek oyunu oynadığını düşününce orada abdulkerim gibi topla gidebilen ve ayağı düzgün bir oyuncunun bek olarak değerlendirilmesi ve boey çıktığında savunmayı 3'leyerek oynaması fikri yabancı sınırı göze alındığında denenmeye değer duruyor. kısaca galatasaray futbol takımı uzun bir süre sonra taraftarını heyecanlandıran bir kadro yapısına sahip olmanın olmanın yanısıra taraftarını heyecanlandıracak bir futbol da oynamakta.
son dakika golleri ile ve skor olarak geriye düşülen maçlarda geriden gelinerek kazanılan maçların bu lig için şampiyonluk alameti olduğunu da ayrıca hatırlamakta fayda var.