• 1
    sevgili erden bey,

    sizinle aynı yaşta olan, galatasaray'ın yükselişini en yakın yerden gören ve gençliği galatasaray'ın başarılarıyla geçirmiş bir insan evladıyım.

    çok üzüldüğümüz zamanlar da oldu ama genelde sevindik, neredeyse başarının sıradanlaştığı zamanları yaşadık.

    çocukken hep parçalı forma giymeyi hayal ettik, prekazi diye, tanju diye bağırdık, sonra hagi olduk, hakan diye bağırdık...

    galatasaray forması giyemedik ama galatasaray'ın parçası olmayı hayal etmeyi hiç bırakmadık.

    30'lardan sonra da hep yönetimleri gözlemledim, yönetici olsam ne yapardım diye düşündüm. galatasaray'ın parasıyla transferler yapan ve bununla kendi reklamını yapan da gördüm, komisyon alanını da duydum. birilerinin yakını olduğu için kulüpte işe girenleri de gördük.

    burada da yıllardır yazıyorum, oyuncuları, hocaları ve yönetimleri acımasızca eleştirdim. kimsenin bu kulübü bizim kadar sevmediğini de gördüm. kimisi egosunu tahmin etti, kimisi networkü için çalıştı, kimisi otelinin işlerini halletti, kimisi de siyasilerle pozlar verdi, güç kazanmak için kullandı. en nihayetinde galatasaray'da yönetimde olmanın hiçbir zararı olmadı kimseye. çok emek veren ve iyi niyetiyle işler yapmaya çalışanlar da oldu elbette ve onları da taraftar bağrına bastı.

    ve ben yıllar sonra bizim gibi düşünen, gerçek bir taraftar ama son derece de profesyonel bir yönetici gördüm.

    dediğim gibi hagi'nin geldiği yaz spor gazetelerini de topladım, jardel'in yolunu gözledim, sneijder ve drogba için nöbet de tuttum, melo için dua ettim ama hayatımın en iyi transfer dönemini gördüm. muhtemelen de galatasaray tarihinin maliyet/kalite olarak en iyi dönemini görüyorum.

    2012 ucl'sini getiren drogba'yı 2013 ocak'ta, wesley sneijder'i 28 yaşında galatasaray'a getirmek büyük vizyondur, büyük iştir ama neredeyse 5-6 oyuncu maliyetiyle 13-14 oyuncu getirip, faydasız, travma yaşayan oyuncuları da gönderebilmek nereden baksanız çok büyük iştir.

    icardi, mertens, mata, torreira, oliviera, dubois, seferovic, rashica, midstjö, ross, abdülkerim, yusuf, kazımcan.

    maaş bütçesi 13. olan takımla aynı ve kurulan kadronun kalitesi ortada.

    transfer döneminin ortasında " taraftar bize güvensin, galatasaray'ın bir kuruşunu boşa harcamayacağız, çok kaliteli isimler gelecek, fırsatları kovalıyoruz, pazarlık yapıyoruz, para saçmayacağız " dediniz ve ne dediyseniz yaptınız.

    dilerim aynı motivasyonunuzu yıllarca taşırsınız, çünkü daha yeni başlıyoruz. avrupa'da kupa kazanan yönetici olacağınız günleri de görürüz inşallah.

    ben bir taraftar olarak siz bu çizgide oldukça hep yanınızda olacağıma söz veriyorum. muhtemelen de yalnız değilim.

    teşekkürler.

    saygılarımla.
App Store'dan indirin Google Play'den alın