148
geleceğine inanmıyorum. bari biraz geyik yapayım gelmesi üzerine;
gelseydi, luyindama ile birlikte rakiplerin üzerinde korkulu rüya olurdu.
spor salonuna inse, kerem gibi yunus gibi bağcılar kekolarından hallice fizikteki oyuncularımızın diline düşerdi. “ağbi iğneci bu ya” derdi muhtemelen kerem. yunus da “kesin toz kullanıyor kardeşim” derdi.
spor salonundaki herkese musallat olurdu adama diarra kardeşim. az ötede kendi halinde çalışan torreira’ya “kardeşim o hareketi yanlış yapıyorsun” deyip uyarırdı.
günde muhtemelen 15 kg kırmızı ve beyaz et tüketirdi. tesislerdeki aşçıbaşının en nefret ettiği kişi kesin kendisi olurdu.
her ne kadar spor salonunda torreira’yı sürekli uyarsa da saha içinde en sevdiği isim yine torreira olurdu. maç sonları sürekli kendisinin yanına gider, elini omzuna atar, sahayı öyle terkederdi. zaten bu uzun ve kalıplı kişilerin kısa ve çelimsiz kişilere olan sevgisini anlayamadım hiçbir zaman. saffet sancaklı da zamanında suat kaya’nın yanına giderdi ikide bir. elini omzuna atıp öyle giderdi soyunma odasına. cidden komik bir görüntü olurdu.
allah, karısına sabır versin ne diyeyim. gol sevinci sırasında klasikleşmiş kayma hareketini yaparken 3 çizgi çıkaran drogba’yı düşünüyorumda da düşman götüne gerçekten.
neyse yeter bu kadar geyik muhabbeti. gelmez o adam aq.
gelseydi, luyindama ile birlikte rakiplerin üzerinde korkulu rüya olurdu.
spor salonuna inse, kerem gibi yunus gibi bağcılar kekolarından hallice fizikteki oyuncularımızın diline düşerdi. “ağbi iğneci bu ya” derdi muhtemelen kerem. yunus da “kesin toz kullanıyor kardeşim” derdi.
spor salonundaki herkese musallat olurdu adama diarra kardeşim. az ötede kendi halinde çalışan torreira’ya “kardeşim o hareketi yanlış yapıyorsun” deyip uyarırdı.
günde muhtemelen 15 kg kırmızı ve beyaz et tüketirdi. tesislerdeki aşçıbaşının en nefret ettiği kişi kesin kendisi olurdu.
her ne kadar spor salonunda torreira’yı sürekli uyarsa da saha içinde en sevdiği isim yine torreira olurdu. maç sonları sürekli kendisinin yanına gider, elini omzuna atar, sahayı öyle terkederdi. zaten bu uzun ve kalıplı kişilerin kısa ve çelimsiz kişilere olan sevgisini anlayamadım hiçbir zaman. saffet sancaklı da zamanında suat kaya’nın yanına giderdi ikide bir. elini omzuna atıp öyle giderdi soyunma odasına. cidden komik bir görüntü olurdu.
allah, karısına sabır versin ne diyeyim. gol sevinci sırasında klasikleşmiş kayma hareketini yaparken 3 çizgi çıkaran drogba’yı düşünüyorumda da düşman götüne gerçekten.
neyse yeter bu kadar geyik muhabbeti. gelmez o adam aq.