17
burada önemli olan müsabakaların huzur ve barış içinde oynanması yani fairplay. burada uefa fiba vs tarzı oluşumlara iki seçenek kalıyor;
1. gök kuşağı logosunu sosyal baskıyla dayatarak azınlık olan heteroseksüel eğilimlileri koruma altına almak
2. heteroseksüellik ya da homofobikliğin bir bozukluk olmadığının, kişilerin tercihlerine bağlı durumlar olduğunun, bu tercihlerin de herkesçe saygı duyulması gereken tercihler olduğunu lanse eden bir tutumda olması. mottoları buna göre ortaya koymaları.
birincisi faşizmdir, ikincisi ise apolitik yaklaşarak konuyu sükunete ulaştırmaktır. birincisinde ısrar varsa amaç farklıdır.
lgbt farkındalığı adı altında gök kuşağı gibi konuların sosyal baskı unsuru haline gelmesi buna ters düşüncedekilerde huzursuzluk yaratıyor. bunun dayatma olmadığını savunanlar kadın ve erkek spor müsabakalarının ayrı yapılmasını da protesto etsin hodri meydan. sporda cinsiyet ayrımcılığına son desinler mesela.
sporcunun 4 özelliğinin o sporu ya da takımı takip edenlerce bilinmesinin gereksiz olduğunu düşünüyorum;
1. ırk kökeni, siyasi fikri
2. dini veya mezhepsel inanışı
3. kültürel inanışları
4. seks tercihi
ben öncelikle sporsever sonra galatasaray taraftarı olarak, takımımdaki oyuncu yahudi mi müslüman mı, alevi mi sünni mi, kurbanda ne kesmiş, ramazanda oruc mu tutuyor, ailesi bir okült topluluğa mı mensup, tatilini kaplıcada mı geçiriyor, homoseksüel mi gibi konularda bilgi sahibi olmak istemiyorum. keyifli spor müsabakaları izlemek istiyorum. tuttuğum takımın oyuncuları canavar gibi oynasın istiyorum. şayet üstteki gibi durumlara takılırsak başarısızlığa kılıflar bulunur, gereksiz polemikler ve ayrılıklar oluşur.
şahsen homofobik değilim. ama ırkçılıkla homofobinin aynı değerde bir araz gibi görülmesi çok ciddi bir problem. heteroseksüellerin kendini biraz fazla önemsemesi tarzı bir yaklaşım. ırkçılık savaş sebebi olmuş bir hastalıklı düşünce. yüzlerce farklı millet ve etnik kökenden oluşturulan futbol kulüpleri arasında müsabakalar oynanıyor. bazıları ise birbirleriyle devletlerin siyasi çekişmeleri sebebiyle müsabaka dahi yapmıyor. böyle bir konjonktürde oyunculara "ırk ayrımcılığına hayır" içerikli mesaj verilmesi, binlerce taraftara bunun hatırlatılması spor müsabakalarının ortaya çıkarabileceği olumsuz büyük olayların önüne geçmek içindir.
peki cinsiyet ayrımcılığına hayır türünden bir mesaj, ya da kulüp logolarında gök kuşağı sembolü konması konusunda sosyal bir dayatmanın neresi mantıklı? yüzlerce farklı cinsiyetten insanı ilgilendiren müsabakalar değil sonuçta bunlar. 7 milyar dünya insanının gözüne lgbt gök kuşağını sokma çabası tabirimi mazur görünüz eşeğin aklına karpuz kabuğu sokmaktan başka bir şey değil. bu konu akışında bırakılmalı. kulüp ve federasyonların insiyatifinde huzurlu müsabakalar oynanması sağlanmalı.
1. gök kuşağı logosunu sosyal baskıyla dayatarak azınlık olan heteroseksüel eğilimlileri koruma altına almak
2. heteroseksüellik ya da homofobikliğin bir bozukluk olmadığının, kişilerin tercihlerine bağlı durumlar olduğunun, bu tercihlerin de herkesçe saygı duyulması gereken tercihler olduğunu lanse eden bir tutumda olması. mottoları buna göre ortaya koymaları.
birincisi faşizmdir, ikincisi ise apolitik yaklaşarak konuyu sükunete ulaştırmaktır. birincisinde ısrar varsa amaç farklıdır.
lgbt farkındalığı adı altında gök kuşağı gibi konuların sosyal baskı unsuru haline gelmesi buna ters düşüncedekilerde huzursuzluk yaratıyor. bunun dayatma olmadığını savunanlar kadın ve erkek spor müsabakalarının ayrı yapılmasını da protesto etsin hodri meydan. sporda cinsiyet ayrımcılığına son desinler mesela.
sporcunun 4 özelliğinin o sporu ya da takımı takip edenlerce bilinmesinin gereksiz olduğunu düşünüyorum;
1. ırk kökeni, siyasi fikri
2. dini veya mezhepsel inanışı
3. kültürel inanışları
4. seks tercihi
ben öncelikle sporsever sonra galatasaray taraftarı olarak, takımımdaki oyuncu yahudi mi müslüman mı, alevi mi sünni mi, kurbanda ne kesmiş, ramazanda oruc mu tutuyor, ailesi bir okült topluluğa mı mensup, tatilini kaplıcada mı geçiriyor, homoseksüel mi gibi konularda bilgi sahibi olmak istemiyorum. keyifli spor müsabakaları izlemek istiyorum. tuttuğum takımın oyuncuları canavar gibi oynasın istiyorum. şayet üstteki gibi durumlara takılırsak başarısızlığa kılıflar bulunur, gereksiz polemikler ve ayrılıklar oluşur.
şahsen homofobik değilim. ama ırkçılıkla homofobinin aynı değerde bir araz gibi görülmesi çok ciddi bir problem. heteroseksüellerin kendini biraz fazla önemsemesi tarzı bir yaklaşım. ırkçılık savaş sebebi olmuş bir hastalıklı düşünce. yüzlerce farklı millet ve etnik kökenden oluşturulan futbol kulüpleri arasında müsabakalar oynanıyor. bazıları ise birbirleriyle devletlerin siyasi çekişmeleri sebebiyle müsabaka dahi yapmıyor. böyle bir konjonktürde oyunculara "ırk ayrımcılığına hayır" içerikli mesaj verilmesi, binlerce taraftara bunun hatırlatılması spor müsabakalarının ortaya çıkarabileceği olumsuz büyük olayların önüne geçmek içindir.
peki cinsiyet ayrımcılığına hayır türünden bir mesaj, ya da kulüp logolarında gök kuşağı sembolü konması konusunda sosyal bir dayatmanın neresi mantıklı? yüzlerce farklı cinsiyetten insanı ilgilendiren müsabakalar değil sonuçta bunlar. 7 milyar dünya insanının gözüne lgbt gök kuşağını sokma çabası tabirimi mazur görünüz eşeğin aklına karpuz kabuğu sokmaktan başka bir şey değil. bu konu akışında bırakılmalı. kulüp ve federasyonların insiyatifinde huzurlu müsabakalar oynanması sağlanmalı.