97
asıp kesmelik bir maç değil, sonuçta adı üstünde "hazırlık" maçı, üstelik de yaklaşık 10 günlük bir kamp başlangıcının ilk maçı.
bu gibi hafifletici yanları var ancak elbette tüm bunlar bazı tespitleri yapmamıza engel değil;
1. öncelikle geriden çıkışlarımızın birkaç pas azaltmak süretiyle biraz daha hızlanması lazım. biraz orta saha direnci gösteren, önde basan hemen her takım bize karşı bir şekilde sonuç alıyor, o presi bir türlü kıramıyoruz, ya kıracak adamlarımız olmalı (transfer), ya da geride kaptırasıya - gol yiyesiye paslaşmak yerine farklı bir planla oynamak, mesela uzun oynayıp baskıyı ileride kurmak gibi, düşünülebilir.
nihayetinde futbol oyununun temaşa tarafı oyunu dikine oynamayla, rakip kaleye en hızlı şekilde yaklaşmayla doğru orantılı.
2. atak sonlandırmada çoğu zaman "hep daha iyi pozisyonu arama" işini biraz abartıyoruz, gerekirse taca gidecek bir şutla ama "şutla" ataklar bir şekilde sonlandırılabilmeli.
zira sonlandırılamayan atakların çoğu kalemizde verilen pozisyonla sonuçlanıyor.
3. geçmiş performanslardan bu sezona dair ne alabileceğimiz az çok belli olan bazı isimlerle (ömer bayram, aytaç kara ....vb. gibi) sırf "sezon başı herkese eşit şans verilmesi" ayağına vakit kaybedilmeyip, onlara harcanan "çok değerli" vaktin pırıl pırıl gençlere (hamza, eren, emin..... vb. gibi) verilmesinin daha mantıklı olacağını ilk maçtan söylemiş olalım.
umarım ilk maç demeyip gerekli dersler hızlıca alınır, ve gereksiz işlerle vakit kaybetmekten hızla vazgeçilir...
bu gibi hafifletici yanları var ancak elbette tüm bunlar bazı tespitleri yapmamıza engel değil;
1. öncelikle geriden çıkışlarımızın birkaç pas azaltmak süretiyle biraz daha hızlanması lazım. biraz orta saha direnci gösteren, önde basan hemen her takım bize karşı bir şekilde sonuç alıyor, o presi bir türlü kıramıyoruz, ya kıracak adamlarımız olmalı (transfer), ya da geride kaptırasıya - gol yiyesiye paslaşmak yerine farklı bir planla oynamak, mesela uzun oynayıp baskıyı ileride kurmak gibi, düşünülebilir.
nihayetinde futbol oyununun temaşa tarafı oyunu dikine oynamayla, rakip kaleye en hızlı şekilde yaklaşmayla doğru orantılı.
2. atak sonlandırmada çoğu zaman "hep daha iyi pozisyonu arama" işini biraz abartıyoruz, gerekirse taca gidecek bir şutla ama "şutla" ataklar bir şekilde sonlandırılabilmeli.
zira sonlandırılamayan atakların çoğu kalemizde verilen pozisyonla sonuçlanıyor.
3. geçmiş performanslardan bu sezona dair ne alabileceğimiz az çok belli olan bazı isimlerle (ömer bayram, aytaç kara ....vb. gibi) sırf "sezon başı herkese eşit şans verilmesi" ayağına vakit kaybedilmeyip, onlara harcanan "çok değerli" vaktin pırıl pırıl gençlere (hamza, eren, emin..... vb. gibi) verilmesinin daha mantıklı olacağını ilk maçtan söylemiş olalım.
umarım ilk maç demeyip gerekli dersler hızlıca alınır, ve gereksiz işlerle vakit kaybetmekten hızla vazgeçilir...