580
scout transferi illa da genç oyuncu almak değildir. eksik olan bölgelere cuk diye oturacak futbolcuları uygun fiyata almak da scout transferi olabilir pekala. birçok çeşidi var bunun, fm’deki gibi işlemiyor gerçek hayat maalesef. geriye dönüp bakalım hemen;
2011-2012 sezonu: baştan aşağı yenilenen kadro. nerdeyse sıfırdan kuruldu. yıllardır orta saha sorunumuzun olduğu belli. alınan oyunculara bi bakalım isterseniz;
selçuk inan: 26 yaşında. adını son yıllarda duyurmaya başlayan bir oyuncuydu. manisaspor’da yıldızı parladıktan sonra trabzonspor’a geçmiş, şenol güneş ile birlikte başka bir seviyeye çıkmış. 100 senedir duran toptan gol atamayan takıma ilaç gibi gelmiş. sezonu nerdeyse double double yaparak bitirmiş. bonservis ücreti: 0. içindeki galatasaray aşkı bize gelmesinde öncülük etmiş. teşekkür ediyorum kendisine.
felipe melo: 20’li yaşların ortalarında adını duyurmaya başlamış, brezilya milli takımına kadar yükselmiş ve o dönem çok ciddi bir para olan 25 milyon euro gibi bir fiyata juventus’a transfer olmuş ama orada pek varlık gösterememiş. 2010 dünya kupasında da saçma hareketleri sebebiyle piyasası düşmüş, juventus’ta istenmeyen adam haline gelmiş ve hatta altın bidon seçilmiş. yaşı 28. kiralık olarak almışız. iki sene kiralayıp daha sonra bonservisini de almışız. tepe tepe 5 sezon boyunca oynamış, vereceği maksimum faydayı vermiş, taraftarın sevgilisi olmuş.
2017-2018 sezonuna gelelim. yine kadromuzda revizyona gittiğimiz dönem:
fernando: ilerleyen yaşı ve daha iyi alternarifler sebebiyle man city’de artık yedek kulübesine yerleşmiş. 30 yaşında. 4,5 milyon euro bonservis verildi. iki sezon da inanılmaz katkı verdi, beşiktaş’ın kocası oldu. iki sezon sonra da verdiğimiz paraya sevilla’ya transfer oldu. kazandığımız iki şampiyonluk + şampiyonlar ligi de cabası.
ndiaye: osmanlıspor yemek + ssk + agi fiyatına norveç’ten getirmiş ve yaptığı sıçramayla yerli - yabancı bir sürü takımın dikkatini çekmiş. 27 yaşında. 7,5 milyona gelmiş, hemen devre arası 15’e satmışız. 6 ayda 2x kar edilmiş nerdeyse. orta sahaya dinamizm getirmiş, taraftarın sevgilisi olmuş o dönem. sonra bize tekrar kiralık gelip bir de şampiyonluk görmüş. kazandırdığı bonservisin yanı sıra şampiyonluk ve şampiyonlar ligi gelirleri de cabası.
futbol, sadece genç oyuncuların top koşturduğu bir oyundan ibaret değil. sadece tecrübeli oyuncuların akıllarını kullandığı bir arena da değil. bunların harmanlandığı bir süreç. bana göre geçen yıl bütün transfer hareketimizi genç ve gelecek vaadeden oyunculara yönlendirmemiz hataydı. bir tane joseph de souza bize şampiyonluk kazandırabilirdi. hem geçen yıl, hem bir önceki yıl. bir oyuncu bu kadar fark ettirir mi demeyin, gayet de fark ettirir. inanmayan, melo’nun ayrıldığı seneki lig performansımıza bakabilir. melo takımda kalsaydı böyle mi olurdu?
yani demem o ki, 30 yaş civarı oyuncular hedefimiz diye scout ekibimizi eleştirmek mantıksız. bana göre 2 tane tecrübeli oyuncu şart orta sahaya. geçtiğimiz sezon bunun acısını çok çektik. alınan oyuncular 11’in değişmez ismi olsun yeterli. elimizde genç oyuncular var zaten.
2011-2012 sezonu: baştan aşağı yenilenen kadro. nerdeyse sıfırdan kuruldu. yıllardır orta saha sorunumuzun olduğu belli. alınan oyunculara bi bakalım isterseniz;
selçuk inan: 26 yaşında. adını son yıllarda duyurmaya başlayan bir oyuncuydu. manisaspor’da yıldızı parladıktan sonra trabzonspor’a geçmiş, şenol güneş ile birlikte başka bir seviyeye çıkmış. 100 senedir duran toptan gol atamayan takıma ilaç gibi gelmiş. sezonu nerdeyse double double yaparak bitirmiş. bonservis ücreti: 0. içindeki galatasaray aşkı bize gelmesinde öncülük etmiş. teşekkür ediyorum kendisine.
felipe melo: 20’li yaşların ortalarında adını duyurmaya başlamış, brezilya milli takımına kadar yükselmiş ve o dönem çok ciddi bir para olan 25 milyon euro gibi bir fiyata juventus’a transfer olmuş ama orada pek varlık gösterememiş. 2010 dünya kupasında da saçma hareketleri sebebiyle piyasası düşmüş, juventus’ta istenmeyen adam haline gelmiş ve hatta altın bidon seçilmiş. yaşı 28. kiralık olarak almışız. iki sene kiralayıp daha sonra bonservisini de almışız. tepe tepe 5 sezon boyunca oynamış, vereceği maksimum faydayı vermiş, taraftarın sevgilisi olmuş.
2017-2018 sezonuna gelelim. yine kadromuzda revizyona gittiğimiz dönem:
fernando: ilerleyen yaşı ve daha iyi alternarifler sebebiyle man city’de artık yedek kulübesine yerleşmiş. 30 yaşında. 4,5 milyon euro bonservis verildi. iki sezon da inanılmaz katkı verdi, beşiktaş’ın kocası oldu. iki sezon sonra da verdiğimiz paraya sevilla’ya transfer oldu. kazandığımız iki şampiyonluk + şampiyonlar ligi de cabası.
ndiaye: osmanlıspor yemek + ssk + agi fiyatına norveç’ten getirmiş ve yaptığı sıçramayla yerli - yabancı bir sürü takımın dikkatini çekmiş. 27 yaşında. 7,5 milyona gelmiş, hemen devre arası 15’e satmışız. 6 ayda 2x kar edilmiş nerdeyse. orta sahaya dinamizm getirmiş, taraftarın sevgilisi olmuş o dönem. sonra bize tekrar kiralık gelip bir de şampiyonluk görmüş. kazandırdığı bonservisin yanı sıra şampiyonluk ve şampiyonlar ligi gelirleri de cabası.
futbol, sadece genç oyuncuların top koşturduğu bir oyundan ibaret değil. sadece tecrübeli oyuncuların akıllarını kullandığı bir arena da değil. bunların harmanlandığı bir süreç. bana göre geçen yıl bütün transfer hareketimizi genç ve gelecek vaadeden oyunculara yönlendirmemiz hataydı. bir tane joseph de souza bize şampiyonluk kazandırabilirdi. hem geçen yıl, hem bir önceki yıl. bir oyuncu bu kadar fark ettirir mi demeyin, gayet de fark ettirir. inanmayan, melo’nun ayrıldığı seneki lig performansımıza bakabilir. melo takımda kalsaydı böyle mi olurdu?
yani demem o ki, 30 yaş civarı oyuncular hedefimiz diye scout ekibimizi eleştirmek mantıksız. bana göre 2 tane tecrübeli oyuncu şart orta sahaya. geçtiğimiz sezon bunun acısını çok çektik. alınan oyuncular 11’in değişmez ismi olsun yeterli. elimizde genç oyuncular var zaten.
