20866
2018'de iç sahadaki başakşehir maçında 'adam mısın arda turan' tezehuratı yapacak kadar sinirliydim. 2019'da galatasaray sözlükte yazmaya başladım, refleksif olarak adamı savuna savuna sempati duymaya başladım.
sosyal medya yayıldığından beri bircok görüşümüz refleksif olarak şekil kazanıyor zaten a görüşünü savunan kişilerin kendisi ya da savunma şekilleri görüşten daha çok etki sahibi olabiliyor konum almamızda. mantık süzgecinden gecirmeden karar veriyor hemen herkes. bu konuda mesela geçmişe yönelik savrulmama baktığımda ben de öyle yaptıgımı görüyorum. yine olsa yine yapar mıyım? sapına kadar.
sözlüğün ne yazık ki azımsanamayacak bölümü hastalık derecesinde takıntılı. içip içip eski sevgiliye yazarcasına, havada galatasaraya dair tek bir gelişmenin olmadığı off season'da bile biri çıkıp 'beyler unutmayın haa bu adam referandumda evet dedi' 'aga yükseleni beşiktaş'mış arada unutanlarınızi görüyorum hatırlatayım' diye yükselebiliyor. gerçekten moderasyona önerim var. kullanıcı onay sözleşmesi tikliyoruz bazı sitelerde. anlıyorum, onaylıyorum gibi. şu başlığa girerken 'arda'nın yaptığı bütün vakaları bildiğimi ve unutmayacağımı tasdikliyorum' gibi bir şey imzalayalım ve arada farklı bir şeyler okuyabilelim.
kendisini değerlendirirken 'etik'i başrole koyan bunca insanın her açıklama ve röportajında 'hatalar yaptım' dediği halde bu hataları sürekli başına kakması da ne derece tezattır, bilmiyorum. ha, bence arda'nınki de çok sinir bozucu bir şey. faşizm söyleme zorunluluğudur diye bir laf var. adam da kabullendi artık, maç degerlendirirken bile 'geçmişte çok hatalarım oldu' diyor anasını satayım. hoş, belki son maçından sonra 'taraftar hakkını helal etsin, onları çok seviyorum benim hakkım onlara helal' diyen adama bir koşu 'allah razı olsun bize hakkini helal etmeyi lutfetmiş' yazan zihniyetle samimice, kalbin açık savaşamazsın.
sosyal medya yayıldığından beri bircok görüşümüz refleksif olarak şekil kazanıyor zaten a görüşünü savunan kişilerin kendisi ya da savunma şekilleri görüşten daha çok etki sahibi olabiliyor konum almamızda. mantık süzgecinden gecirmeden karar veriyor hemen herkes. bu konuda mesela geçmişe yönelik savrulmama baktığımda ben de öyle yaptıgımı görüyorum. yine olsa yine yapar mıyım? sapına kadar.
sözlüğün ne yazık ki azımsanamayacak bölümü hastalık derecesinde takıntılı. içip içip eski sevgiliye yazarcasına, havada galatasaraya dair tek bir gelişmenin olmadığı off season'da bile biri çıkıp 'beyler unutmayın haa bu adam referandumda evet dedi' 'aga yükseleni beşiktaş'mış arada unutanlarınızi görüyorum hatırlatayım' diye yükselebiliyor. gerçekten moderasyona önerim var. kullanıcı onay sözleşmesi tikliyoruz bazı sitelerde. anlıyorum, onaylıyorum gibi. şu başlığa girerken 'arda'nın yaptığı bütün vakaları bildiğimi ve unutmayacağımı tasdikliyorum' gibi bir şey imzalayalım ve arada farklı bir şeyler okuyabilelim.
kendisini değerlendirirken 'etik'i başrole koyan bunca insanın her açıklama ve röportajında 'hatalar yaptım' dediği halde bu hataları sürekli başına kakması da ne derece tezattır, bilmiyorum. ha, bence arda'nınki de çok sinir bozucu bir şey. faşizm söyleme zorunluluğudur diye bir laf var. adam da kabullendi artık, maç degerlendirirken bile 'geçmişte çok hatalarım oldu' diyor anasını satayım. hoş, belki son maçından sonra 'taraftar hakkını helal etsin, onları çok seviyorum benim hakkım onlara helal' diyen adama bir koşu 'allah razı olsun bize hakkini helal etmeyi lutfetmiş' yazan zihniyetle samimice, kalbin açık savaşamazsın.