barış özbek

galatasaray'daki ilk sezonu olan 2007-2008 sezonu onun açısından çok iyi geçmişti. linderoth'tan dolayı yaşanan hayal kırıklığının akabinde, mehmet topal ve barış özbek, ön libero mevkisini değişmeli olarak devralmışlardı. o dönem tek ön liberolu 4'lü orta saha sisteminde oynuyor olmamıza rağmen; mehmet ve barış, tek ön libero oynadıkları maçlarda etkili pres yaparak rakibi durduruyorlardı. gerçi kabul edelim; o sezon takımda hakan şükür, ümit karan, arda turan sürekli 11'de olduklarından, çok üst düzey hücum pres yapıyorduk, mehmet ve barış'ın başarılarında bunun da payı vardı.

2007-2008 sezonunda, presi ve mücadelesiyle herkesin beğenisini toplamasından mıdır nedir; 2008-2009'da "bu tamamdır artık, hücum yönüme odaklanmalıyım!" diye düşünmeye başladı herhalde. zaten 2 ay kadar sakatlandığı için şanssızdı geçen sezon ama; bu sezona göre çok daha fazla forma şansı buldu ve değerlendiremedi. 2008-2009 sezonunda galatasaray'ın değişmezi olabilirdi barış; mehmet topal'ın sakatlıkları ve formsuzluğu sebebiyle dağılan orta sahayı toparlayabilir, sezonu daha üst sıralarda bitirmemizi sağlayabilir ve formayı kesin olarak kapabilirdi.

henüz yaşı 23, başında rijkaard var; e bir ümit oluyor insanda ister istemez. zamanlamasını geliştirebilirse, hiç yorulmadan, aralıksız uyguladığı bu pres daha verimli olacak; faulle değil, top çalmayla sonuçlanacak. biraz basit oynamayı kabullenmeli; ön liberonun asli görevini yerine getirsin, ondan sonra varsın şut çekmesin, hep yatay oynasın...