40
içinde bir gün bile iyi bir insan olduğu gibi bir iddiada bulunmamıştır, bir kere bunu bir netleştirelim.
hitabet, hitap ettiğiniz kitleye göre değişen göreceli bir kavramdır, böyle bir laf ediyorsam öyle bir laftan anlaşıldığı içindir ki terbiyesizlik içeren bir laf söylenmemiştir. iyi kötü burada nickim bilindiği için rahatça konuşuyorum, galatasaray’ın ve galatasaraylıların vasata tahammülü olma ihtimalinden de, defaatle hiçbir başarısı olmamasına rağmen vasatın bize matah bir şeymiş gibi itelenmesinden rahatsız oluyor, itelemeye çalışanlardan ise tiksinmeye yakın bir şekilde huzursuzluk duyuyorum.
birkaç noktayı netleştirmem lazım, öncelikle saygı kazanılan bir şeydir. eleştirdiğiniz adamla ilgili olarak yazdıklarınızın altına gelip “dünyanın en büyük kulüplerinde çalışmış kariyeri başarılarla dolu hoca” derseniz bir dakika derim çünkü bu önerme yalan ve izansız bir önerme. gelmeden önce whyscouttan indirip 90 dakika 6 maçını izledikten sonra sağda solda değil, bizzat yüzüne karşı bu adamın başarılı olamayacağını söyledim. pamuk hayaller dünyasından çıkarsanız şampiyonluk yarışı ve rekabetçi olmanın farklı nitelikler gerektirdiğini, libertadores kupası kazanmış flamengo’dan, city group bütçesi ile şampiyonluk yarışı içine girememiş, bu liglerde toplam 60 yaşında 60 maça anca çıkmış %50’den düşük galibiyet oranlı bir adamı bana hoca diye itelemeye çalışırsanız alacağınız cevap sert olur pıtırcık duyarlara gerek yok.
neden ciddiye alınıyor? demişler hakkımda, demek gibi burada on almak için bir şeyler yazmıyor insanlar, bugüne kadar bir gün bile “bana saygı duyun ben üyeyim” demedim, hatta twitter noktasında üye bilgisi yazmasının sebebi de “sen ne bilirsin kulübü” diyen bot bir takım hesaplardı.
öfke kontrol sorunum yok, psikolojik problemlerim yok ve an itibariyle şeker hastası değilim, merak etmeyin.
oksimoron noktası %100 doğrudur, hayatında kupa kazanmamış bir adamın kalması için propaganda yapanın önce şapkasını önüne koyması ve galatasaraylılığını değerlendirmesi lazım.
mesleğimle ilgili eleştiri yapabilirsiniz ama müvekkiller memnun olduktan sonra insanların ne dediği çok umrumda olmaz. bu işin patronluk riskini 29 yaşında aldım, 60 yaşında almadım. 7 senedir de bir problem yaşamadık çok şükür.
şu çok konuşulan “başkana küfreden üyeleri savundu” kısmına da değineyim. birincisinde özne yoktur, sanıyorum ki buna laf edenler “atasözü paylaştı” diye tutuklananları görünce “iyi oldu” diyordur, aksi abesle iştigal olur, eşi benzerine az görülen bir ikiyüzlülük olur zira.
emre konusuna da gelelim, emre’nin attığı ve benim de tasvip etmediğim oyuncu tiviti 107.2 yani kınama cezası olabilirdi, nitekim disiplin kurulu da 107.2 den işlem yapılsın demiş. yönetim tutmuş başkana hakaretten (?) ihraç vermiş. basitçe olayı anlatayım, siz birine hakaret etmişsiniz ancak kasten adam öldürme ile yargılanıyorsunuz. sırf popüler görüş diye hukuksuzluğa “olsun ya” demediğim için özür dileyecek halim yok, kusura bakmayın.
bire bir rahatsızlık duyan varsa özelden ulaşabilir, aşağıda aşağılamaya da devam edebilirsiniz elbette. ikisi de problem değil.
selamlar herkese.
hitabet, hitap ettiğiniz kitleye göre değişen göreceli bir kavramdır, böyle bir laf ediyorsam öyle bir laftan anlaşıldığı içindir ki terbiyesizlik içeren bir laf söylenmemiştir. iyi kötü burada nickim bilindiği için rahatça konuşuyorum, galatasaray’ın ve galatasaraylıların vasata tahammülü olma ihtimalinden de, defaatle hiçbir başarısı olmamasına rağmen vasatın bize matah bir şeymiş gibi itelenmesinden rahatsız oluyor, itelemeye çalışanlardan ise tiksinmeye yakın bir şekilde huzursuzluk duyuyorum.
birkaç noktayı netleştirmem lazım, öncelikle saygı kazanılan bir şeydir. eleştirdiğiniz adamla ilgili olarak yazdıklarınızın altına gelip “dünyanın en büyük kulüplerinde çalışmış kariyeri başarılarla dolu hoca” derseniz bir dakika derim çünkü bu önerme yalan ve izansız bir önerme. gelmeden önce whyscouttan indirip 90 dakika 6 maçını izledikten sonra sağda solda değil, bizzat yüzüne karşı bu adamın başarılı olamayacağını söyledim. pamuk hayaller dünyasından çıkarsanız şampiyonluk yarışı ve rekabetçi olmanın farklı nitelikler gerektirdiğini, libertadores kupası kazanmış flamengo’dan, city group bütçesi ile şampiyonluk yarışı içine girememiş, bu liglerde toplam 60 yaşında 60 maça anca çıkmış %50’den düşük galibiyet oranlı bir adamı bana hoca diye itelemeye çalışırsanız alacağınız cevap sert olur pıtırcık duyarlara gerek yok.
neden ciddiye alınıyor? demişler hakkımda, demek gibi burada on almak için bir şeyler yazmıyor insanlar, bugüne kadar bir gün bile “bana saygı duyun ben üyeyim” demedim, hatta twitter noktasında üye bilgisi yazmasının sebebi de “sen ne bilirsin kulübü” diyen bot bir takım hesaplardı.
öfke kontrol sorunum yok, psikolojik problemlerim yok ve an itibariyle şeker hastası değilim, merak etmeyin.
oksimoron noktası %100 doğrudur, hayatında kupa kazanmamış bir adamın kalması için propaganda yapanın önce şapkasını önüne koyması ve galatasaraylılığını değerlendirmesi lazım.
mesleğimle ilgili eleştiri yapabilirsiniz ama müvekkiller memnun olduktan sonra insanların ne dediği çok umrumda olmaz. bu işin patronluk riskini 29 yaşında aldım, 60 yaşında almadım. 7 senedir de bir problem yaşamadık çok şükür.
şu çok konuşulan “başkana küfreden üyeleri savundu” kısmına da değineyim. birincisinde özne yoktur, sanıyorum ki buna laf edenler “atasözü paylaştı” diye tutuklananları görünce “iyi oldu” diyordur, aksi abesle iştigal olur, eşi benzerine az görülen bir ikiyüzlülük olur zira.
emre konusuna da gelelim, emre’nin attığı ve benim de tasvip etmediğim oyuncu tiviti 107.2 yani kınama cezası olabilirdi, nitekim disiplin kurulu da 107.2 den işlem yapılsın demiş. yönetim tutmuş başkana hakaretten (?) ihraç vermiş. basitçe olayı anlatayım, siz birine hakaret etmişsiniz ancak kasten adam öldürme ile yargılanıyorsunuz. sırf popüler görüş diye hukuksuzluğa “olsun ya” demediğim için özür dileyecek halim yok, kusura bakmayın.
bire bir rahatsızlık duyan varsa özelden ulaşabilir, aşağıda aşağılamaya da devam edebilirsiniz elbette. ikisi de problem değil.
selamlar herkese.