57
öncelikle herkes gibi ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartların vehametinin farkındayım. bu durum ister istemez futbol ortamına da tabiki yansıyor. yani maalesef artık eskisi gibi o alışkın olduğumuz sükse transferlere ve hatta şampiyonlar ligi başarılarını kolay kolay göremeyeceğiz. ama galatasaray tarihine hakim olanlar neyi tarif ettiğimi iyi biliyor olmalı ki biz bu zamana kadar başarılarımız dışında yaptığımız oyuncu ve teknik adam transferleriyle de marka değerimize pozitif katkı yapmış bir takımız. yakın geçmişimizde teknik direktörler özelinde rijkaard ve mancini ile olan birlikteliğimiz bu durumu tarif eder niteliktedir. çünkü 2010 ve 2014 sezonlarında bütün camianın yaşamış olduğu o heyecan ve konfor hissinin hala çoğu taraftarın zihinlerinde yer ettiğini sözlüğümüzden ve ekşi sözlük'ten fark etmekteyim. demem odur ki mali anlamda her ne durumda olursak olalım bizler galatasaray camiası olarak kayda değer bir statüde olan bir teknik adam transferi görmeyi elbette hak ediyoruz. yaptığım bu tanımlamaya da uyan teknik adamlardan birisi bay garcia'dır. kendisi zaten bu durumun öznesi olması haricinde epey tecrübeli olması, gittiği lille ve lyon gibi takımlarda hem yerel hem ululararası başarılar yakalaması, taktik donanıma sahip olması, oyuncu yetiştirme alanında iyi işlere imza atması ve hatta bulunmuş olduğu roma'da yurt dışı tecrübesi de edinmesi ve bununla birlikte büyük takım camiasını görmesi gibi özellikleri de bünyesinde barındırmaktadır. normalde roger schmidt'i bizim takım için daha uygun bir aday olarak görüyorum. hatta mantığım nedense takımımızın şu sıralar fazlasıyla gündeminde olan başkanlık seçiminin bir şekilde iptal olup burak elmasın göreve devam etmesi gerektiğini söylüyor. ama seçim illa bir şekilde yerine getirilirse şu anda daha favori konumda gözüken eşref hamamcıoğlu başkanlık makamına seçildiği takdirde umarım bir sonraki sezon teknik adamlık koltuğuna rudi garcia'yı getirir ve domenec torrentle tazminat sorunu yaşamadan vedalaşır.