• 7047
    zorda olan camia. diğer büyükler gibi zorda.

    sosyal medya çıktığından beri büyük oranda sınırları belli iki kesim var. biri sürekli eleştiriyor, sürekli ama, durmadan. diğeri de "hep eleştiriyorsunuz, çözüm önerisi sunmuyorsunuz." dedi ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte bloglarda yazılar yazmaya başladı. ben de zamanında onlardan biriydim. öte yandan bu kesim, taraftarın herhangi bir sorunda sürekli eleştiri yapmasını eleştiriyor. oysa taraftarın çözüm sunmak gibi bir görevi yok. hem para versin, hem zaman versin, hem zerre kazancı olmayan bir meseleden kelli üzüntü çeksin, hem de koca koca adamların yaptığı komik hatalara çözüm önerisi sunsun. güzel iş.

    taraftar verdiği şeyin karşılığında başarı, sevinç bekler. sorunu yaratan kendileri olmadığı için çözümü de onlar bulmayacak. bunlar hep yüksek egonun sonucu. o kadar yüksek egoluyuz ki sosyal medyada ya da kulüp dışında bir yerde yazdığımız, söylediğimiz şeylerin, sunduğumuz çözüm önerilerinin çok önemli olduğunu düşünmek istiyoruz. o yüzden bu "hep eleştiri, hiç çözüm yok." martavalı.

    ben taraftarım. kulübü ben yönetmiyorum. yanlış bir şey gördüğüm zaman ölümüne eleştirme hakkına sahibim. çözüm önerisi sunmak gibi bir görevim de yok. çok istiyorlarsa çözüm önerisi sunmamızı, kursunlar bir taraftar meclisi, eklesinler yönetim kurulunun yanına, bizim de onay veya veto yetkimiz olsun. öbür türlü hep ver, hep ver, bu taraftarlık değil, enayilik olur.

    enayiliğin de lüzumu yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın