3
bu ülkede bu ülkeye rağmen başarılı olmuş türkiye futbolunun en büyük iki spor adamı.
türkiye bir futbol ülkesi değil, artık buna eminizdir herhalde. popülist söylemlerle dönen, leş gibi bir medyası olan bir sirk. dünya kupasına modern zamanda bir kez katılmış. şampiyonlar liginde çeyrek finali 2000den sonra 3 kez görmüş.
bu ülkede 95 yılından beri elimizde az buçuk ne başarı varsa tüm pay sahibi bu ikili. üstelik kendi kariyerlerine bakınca 90 sonlarında da, 2000 ortalarında da 2010 başlarında da 2010 sonlarında da başarı yakalamış ikisi de. milenyumun başından beri her dönem artık demode denen iki kişiye göre ilginç bir veri değil mi?
bugün ortalama türk insanına sor. ıkisine de hoca değil, taktik bilmez der. hakir görür. şans der, ittirme der, destek der. ekşi sözlük açın. girin en beğenilenlere, ne kadar leş hocalar olduğunu okursunuz. onlara verilen imkanlar başkalarına verilss neler olacağını okursunuz. o imkanlar başkalarına verildiğinde bir cacık olmamasını geçiyorum, o adamlar o imkanları nasıl kazandılar soran eden de yok.
bir hoca düşünün; aynı zamanda hem modern futbola ayak uyduramadığı torun sevmesi gerektiği söylenirken hem de modern futbolun en son zirve oyununu oynatmaya çalışıyor diye kızılıyor.
bir hoca düşünün; her derbiden yenilen, mazlum 3. olan takımı söke söke üst üste şampiyon yapıyor. şampiyonlar liginde kendi oyununu oynayıp ilerliyor. bu sneeye geldiğinde taraftar baskısı ile kulübe gelemiyor.
bakın, tercih yapılır. buna kimse bir şey diyemez. ama tercihteki rıza imalatı süreci çok komik. yabancı ve gençse sistem getireceği, taktiksel deha olacağı şenol ya da terim gibi 'arkaik' olmayacağı önkabulu var insanlarda. ve bunnu oluşturacak hiçbir done yok ellerinde. hiçbir. bilmiyorsunuz abi. wishful thinking yapıyorsunuz. uyduruyorsunuz. uydurdunuz. riekerink mesela.
ikisi de başarısız bir son dönem geçirdi. ve futbol adına sayfaları kapanıyor. ama türk futbolunun son 30 yılı, modernleşmesi, kimlik edinmesi, elde ne varsa onun sağlanması bu ikisi sayesinde. türk futbolunun kendisi bu adamlar. ileride heykeli dikilecek olanlar da belgeseli çekilecek olanlar da.
dating uygulamasına hayal ettiği profil çizer gibi 'alman, 45 yaşından genç, vizyoner ve taktisyen olsunn abii' tayfa. sizi çok kandırıyorlar, haberiniz olsun. baş değişmeden bir şey değişmez. hamit de anca dijital medyanın röportaj manşetine güzel done çıkarır, kuntz da blogger tayfaya 2 3 gün daha kanat bek yazdırır işte.
burası yabancı sınırına bile neden karşı çıktığını bilmeyenlerin ülkesi. ki bu serbesrliğin hocanın son 10 yıldaki en büyük hatası olduğunu düşünüyorum.
uğur meleke gibiler ve fikirleri hep kazanacak; türk futbolu da hep kaybedecek. ta ki şenol ve terim gibi iki gerçekçi devrimci daha çıkana kadar.
türkiye bir futbol ülkesi değil, artık buna eminizdir herhalde. popülist söylemlerle dönen, leş gibi bir medyası olan bir sirk. dünya kupasına modern zamanda bir kez katılmış. şampiyonlar liginde çeyrek finali 2000den sonra 3 kez görmüş.
bu ülkede 95 yılından beri elimizde az buçuk ne başarı varsa tüm pay sahibi bu ikili. üstelik kendi kariyerlerine bakınca 90 sonlarında da, 2000 ortalarında da 2010 başlarında da 2010 sonlarında da başarı yakalamış ikisi de. milenyumun başından beri her dönem artık demode denen iki kişiye göre ilginç bir veri değil mi?
bugün ortalama türk insanına sor. ıkisine de hoca değil, taktik bilmez der. hakir görür. şans der, ittirme der, destek der. ekşi sözlük açın. girin en beğenilenlere, ne kadar leş hocalar olduğunu okursunuz. onlara verilen imkanlar başkalarına verilss neler olacağını okursunuz. o imkanlar başkalarına verildiğinde bir cacık olmamasını geçiyorum, o adamlar o imkanları nasıl kazandılar soran eden de yok.
bir hoca düşünün; aynı zamanda hem modern futbola ayak uyduramadığı torun sevmesi gerektiği söylenirken hem de modern futbolun en son zirve oyununu oynatmaya çalışıyor diye kızılıyor.
bir hoca düşünün; her derbiden yenilen, mazlum 3. olan takımı söke söke üst üste şampiyon yapıyor. şampiyonlar liginde kendi oyununu oynayıp ilerliyor. bu sneeye geldiğinde taraftar baskısı ile kulübe gelemiyor.
bakın, tercih yapılır. buna kimse bir şey diyemez. ama tercihteki rıza imalatı süreci çok komik. yabancı ve gençse sistem getireceği, taktiksel deha olacağı şenol ya da terim gibi 'arkaik' olmayacağı önkabulu var insanlarda. ve bunnu oluşturacak hiçbir done yok ellerinde. hiçbir. bilmiyorsunuz abi. wishful thinking yapıyorsunuz. uyduruyorsunuz. uydurdunuz. riekerink mesela.
ikisi de başarısız bir son dönem geçirdi. ve futbol adına sayfaları kapanıyor. ama türk futbolunun son 30 yılı, modernleşmesi, kimlik edinmesi, elde ne varsa onun sağlanması bu ikisi sayesinde. türk futbolunun kendisi bu adamlar. ileride heykeli dikilecek olanlar da belgeseli çekilecek olanlar da.
dating uygulamasına hayal ettiği profil çizer gibi 'alman, 45 yaşından genç, vizyoner ve taktisyen olsunn abii' tayfa. sizi çok kandırıyorlar, haberiniz olsun. baş değişmeden bir şey değişmez. hamit de anca dijital medyanın röportaj manşetine güzel done çıkarır, kuntz da blogger tayfaya 2 3 gün daha kanat bek yazdırır işte.
burası yabancı sınırına bile neden karşı çıktığını bilmeyenlerin ülkesi. ki bu serbesrliğin hocanın son 10 yıldaki en büyük hatası olduğunu düşünüyorum.
uğur meleke gibiler ve fikirleri hep kazanacak; türk futbolu da hep kaybedecek. ta ki şenol ve terim gibi iki gerçekçi devrimci daha çıkana kadar.