8
tam olarak tanımı yapılamadığı için kavram kargaşası yaratmış taraftardır. kendilerinin birçoğu evet istanbul'da değildir, istanbul'da olsa da belki imkanı yoktur stadyuma gitmek için. lakin kendi takımı senede 2-3 kez deplasmana, bulunduğu şehire gelip yine kıraathaneyi tercih edenlerdir benim için bunlar. öğrenciliğimi geçirdiğim şehirde imkanı olduğu halde stadyuma gitmek yerine simitçide maçı izlemeyi tercih edenleri de bilirim. on binlerce öğrencinin, milyonlarca insanın yaşadığı şehirde galatasaray yarı bazen çeyrek tribünlere, kıraathaneler ful tribünlere oynuyorsa bunun sebebi kıraathane taraftar modelidir. bunların bir çoğunun umrunda falan değil galatasaray. yapacak başka işi olmadığı için gidip, çöküyor kahveye. sözüm imkanı olup da bu şekilde yaşayanlar için tabii ki. galatasaray dergisini aldığınızda:" ne bunu mu alıyon şimdi?", kışın ortasında üç kat çorabı çekip maça gittiğinizde: "deli mi sevdi seni?", bonus kart aldığınızda: "ne garip bankalarla çalışıyosun" diyenlerdir benim için. ama galatasaray şampiyon olduğunda caddeye çıkıp bağırmasını da iyi bilirler.