12
aslında uzun zamandır yazmak istiyordum ama bugüne kısmetmiş.
şimdi öncelikle en başa dönmek lazım, dursun özbek’in yaptığı protokole.
500 milyon tl gibi bir bedel biçilmişti riva&florya arazisi için.
dursun özbek de bunu bankalara 350 milyon tl karşılığında kırdırdı.
yani aslında varlığı olmayan bir parayı harcadı.
tabii o dönem hepimiz kızdık eksik paraya kırdırdık diye ama yapılan sermaye artışıyla o aradaki fark fazlasıyla çıkartıldı.
tabii sonrasında durum biraz sıkıntılı oldu şöyle ki; bankalar emlak konuttan ödeme isteyince ve haliyle emlak konuta yüklenici firmadan bir ödeme gelmeyince onlar kredi çekip bu ödemeleri bize yaptılar.
tabii oradaki faiz yükünü de bize yasladılar. e bide üstüne florya anlaşması iptal olunca ekstra bir faiz yükü daha ortaya çıktı.
şimdi gelinen noktada durumu şu; evet istanbul’da emlak fiyatları baya uçtu gitti ama aynı zamanda inşaat maliyetleri de uçtu gitti.
2018 yılında 7 bine yaptırdığım mutfak bugün 25 bin tl olmuş, varın siz düşünün maliyetleri.
neyse bize henüz o 508 milyonu ve faizi ödeyebilecek kadar bir gelir gelmedi. yani o borcu henüz kapatamadık.
o borcu kapattıktan sonra gelecek olan gelirler kulübün kasasına tam anlamıyla girecek.
bir de tabii satılacak vilları hesap ederken yüklenicinin maliyetini, karını ve emlak konutun alacağı %20’lik hesaplamak lazım.
vay efendim işte 500 villa var şu paraya satılsa bu kadar para gelir gibi bir durum yok yani:)
he tabii yine ilk anlaşmaya göre daha iyi bir gelir gelecektir.
ben burada burak elmas ile ilgili olumlu bir şey söylerken beni eleştiren arkadaşlar oluyor ama tekrar etmekte fayda var.
takımın maliyeti düşüyor, bonservis geliri elde edebilecek futbolcularımız var. yani sportif a.ş gemisini yüzdürebilecek duruma geliyoruz. ki zaten dün kendisi de söyledi bugüne kadar ekstra kredi kullanmadık diye, hoş kullanamaz da zaten:) ama işte takımın maliyeti düştükçe ödemeler için gelirler rahat rahat yetecek.
bunun yanında 2 yıl sonra riva ve florya arazisinden gelecek gelirlerle borçsuz bir kulüp olmaya daha da yakın olacağız…
şimdi öncelikle en başa dönmek lazım, dursun özbek’in yaptığı protokole.
500 milyon tl gibi bir bedel biçilmişti riva&florya arazisi için.
dursun özbek de bunu bankalara 350 milyon tl karşılığında kırdırdı.
yani aslında varlığı olmayan bir parayı harcadı.
tabii o dönem hepimiz kızdık eksik paraya kırdırdık diye ama yapılan sermaye artışıyla o aradaki fark fazlasıyla çıkartıldı.
tabii sonrasında durum biraz sıkıntılı oldu şöyle ki; bankalar emlak konuttan ödeme isteyince ve haliyle emlak konuta yüklenici firmadan bir ödeme gelmeyince onlar kredi çekip bu ödemeleri bize yaptılar.
tabii oradaki faiz yükünü de bize yasladılar. e bide üstüne florya anlaşması iptal olunca ekstra bir faiz yükü daha ortaya çıktı.
şimdi gelinen noktada durumu şu; evet istanbul’da emlak fiyatları baya uçtu gitti ama aynı zamanda inşaat maliyetleri de uçtu gitti.
2018 yılında 7 bine yaptırdığım mutfak bugün 25 bin tl olmuş, varın siz düşünün maliyetleri.
neyse bize henüz o 508 milyonu ve faizi ödeyebilecek kadar bir gelir gelmedi. yani o borcu henüz kapatamadık.
o borcu kapattıktan sonra gelecek olan gelirler kulübün kasasına tam anlamıyla girecek.
bir de tabii satılacak vilları hesap ederken yüklenicinin maliyetini, karını ve emlak konutun alacağı %20’lik hesaplamak lazım.
vay efendim işte 500 villa var şu paraya satılsa bu kadar para gelir gibi bir durum yok yani:)
he tabii yine ilk anlaşmaya göre daha iyi bir gelir gelecektir.
ben burada burak elmas ile ilgili olumlu bir şey söylerken beni eleştiren arkadaşlar oluyor ama tekrar etmekte fayda var.
takımın maliyeti düşüyor, bonservis geliri elde edebilecek futbolcularımız var. yani sportif a.ş gemisini yüzdürebilecek duruma geliyoruz. ki zaten dün kendisi de söyledi bugüne kadar ekstra kredi kullanmadık diye, hoş kullanamaz da zaten:) ama işte takımın maliyeti düştükçe ödemeler için gelirler rahat rahat yetecek.
bunun yanında 2 yıl sonra riva ve florya arazisinden gelecek gelirlerle borçsuz bir kulüp olmaya daha da yakın olacağız…
